| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Dijital mecralarda son günlerde yaşanan gelişmelerin değerlendirilmesi hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .05.2021 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sırf konuyu açmak için biraz kendi zaviyemden de görüşlerimi arz etmek istedim.
Öncelikle sizin de belirttiğiniz gibi, Filistin halkına yapılan bu zulmü onaylamadığımızı, İsrail'in Filistin halkına yaptığı bu baskıları, katliamları kınadığımızı belirtmek isterim. İki gün önce Dışişleri Bakanımız da bu konuyu gündeme getirdi, bize de bilgi verdi. Bu bağlamda, tabii, biz, sadece Filistin değil tüm mazlumlara karşı yapılan katliamları kınadığımızı belirtiyoruz; bunun içinde tabii Doğu Türkistan ve Uygur Türkleri de var. Hükûmetimizin bu konuda girişimlerde bulunduğunu belirtti Sayın Bakanımız. İnşallah daha fazla girişimleri de kendilerinden bekliyoruz, bunu belirtmek isterim.
Şimdi, bizim Dijital Mecralar Komisyonu neden önemli bir komisyon? Ben iki açıdan bakıyorum: Birincisi, dijital mecralar aslında bugünün dünyasında demokratikleşme için çok ciddi bir adım oluşuyor, yani insanların bir şekilde söz hakları oluşuyor. Yani dikey hiyerarşi olmadan, illa atanmış çok üst düzey birisi olmadan bir şekilde halka kendini ikna eden birisi, bir bakıyorsunuz bir günde 2 milyon, 3 milyon takipçiye ulaşmış. Bu aslında demokratik bir sistemin insanların önünü açması demektir. Doğrudur, yanlıştır söylenenler ama bir şekilde halkı ikna ediyor ki 2 milyon, 3 milyon kullanıcıya ulaşabiliyor.
Şimdi, dolayısıyla, bizim bu demokratikleşmeyi kolaylaştırmamız lazım ama bu demokratikleşme şey demek değildir: Başıboş bırakalım, herkes tamamen istediğini yapsın, kişisel hakları gözetmesin... Bu demek değildir, tabii ki bir denetim olacak. Nasıl ki yollarda trafik polisleri var, denetim yapıyorlar, bizim de bu denetimleri sağlamamız lazım. Fakat yolu yapmadan trafik polisi koyarsak da yanlış olur, ona da dikkat etmemiz lazım, biz önce bir yolları yapalım. Şu anda, bizim, dijital altyapımız, maalesef, yetersiz; dünya sıralamalarını şu anda ezbere bilmiyorum ama 100'üncü sırada filanız, fiber konusunda, fiber altyapı konusunda çok çok gerilerdeyiz. "Evrensel Hizmet Fonu" diye bir fonumuz var, 10 milyar liramızın orada olması lazım duruyor mu bilmiyorum ama olması lazım. O para nerede? Niye kullanmıyoruz? Niye altyapı hızımızı geliştirmiyoruz? Bence, kurumları davet ederken temelden başlayalım, altyapıdan başlayalım. Niye altyapımızı yapamadık? Niye TÜRK TELEKOM geri kaldı? Bundan sonra yapmaya çalıştığı nedir? Bu pandemi sürecinde ne kadar yatırım yapılmıştır? Sadece TÜRK TELEKOM değil tabii diğer altyapı firmaları da var, onları da çağırıp konuşalım derim. Yani temelden başlayalım sektör sektör tabii onun üzerine bunu kullanıcılarla da gideriz.
Şimdi, altyapı olmadan insanlarımıza imkân da sağlayamıyoruz çünkü biliyoruz biz genç nüfusumuz, genç nüfusumuz diye övünüyoruz ama eğitilmemiş bir genç nüfus, üretime geçememiş -üretim derken buna yazılım üretimini de katıyorum- bir genç nüfus üzerimize yük olarak da kalabilir. Onun için bir an önce onları eğitip geliştirmemiz lazım.
Bu arada belirteyim BTK'nin yaptığı bu on-line eğitimleri de takdir ediyorum, beğeniyorum, ben de üyesiyim, bazı derslerini alıyorum, katılıyorum. Dolayısıyla, o tür şeyleri yaygınlaştırmamız lazım.
Yıllar önce ben hatırlıyorum Harita Genel Komutanlığı Türkiye'deki dijital haritalara sahipti ama kimseye vermezdi. Hâlbuki harita dediğin herkese açık olacak, kimseye vermediği için hatalarını da düzeltemiyor, görülemiyor. Bakın, biz o haritaları satın aldık, RTÜK için proje yapıyorduk, bir baktık ki Haliç 50 metre görünüyor deniz yüzeyine çünkü bakılmamış, kimse kullanmamış. Onun için, haritayı biz gençlerimize verelim -tabii ki hassas yerlerimiz vardır filan, oraları kapatırız- dağıtalım, bütün liselerimize verelim, öğrencilerimize verelim, kullansınlar, yazılım geliştirsinler, uygulama geliştirsinler, akıllarına bir fikir geliyorsa haritalardan faydalı bilgiler çıkarsınlar. Biliyorsunuz, bugünün dünyasında bütün iş bazı bilgileri birleştirip yeni bilgi üretmek, ekonomiler bunun üzerine yürüyor. Dolayısıyla, bizim gençlerin önünü tıkamamamız lazım, verilerin üstüne oturmamamız lazım, her şey yasaktır diye yaklaşmamamız lazım.
Tabii ki, demin yine trafik örneğine gelirsek; araba kullanmak için ehliyet lazım yani herkesin eline araba verip silah gibi, sağa sola çarpmasına da müsaade edemeyiz. Tabii ki, denetim gerekiyor ama bu denetimi yaparken trafik polislerine de "Ya, sen bütün suçu karşı tarafa yükle." diyorsak "Bizim tarafa hiç yükleme." diyorsak, trafik polisleri hep öyle rapor tutuyorsa bu da adil değil, bu da yürümez, toplum bunu benimsemez. Onun için, dengeyi çok iyi tutturmamız lazım, adil olmamız lazım, teknolojinin de önünü açmamız lazım. Aslında, vatandaş bu konularda girişimciliği seviyor, bakın bitcoin, kripto paralar aldı yürüdü. Ben takip edemiyorum, ben elektronik profesörüyüm ama ben takip edemiyorum, o kadar çok bitcoin, o kadar çok mecra var ki kontrol etmesi de hakikaten çok kolay değil. Ama bizim burada da biraz daha geç kaldığımızı düşünüyorum Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yasal altyapıyı da daha önce hazırlasak daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Yani sonuçta, dijital mecralar hem toplumun demokratikleşmesine katkıda bulunacak hem de toplumumuzun uluslararası rekabette öne çıkmasını sağlayacak. Bu iki şeyi dengeli bir şekilde götürmemiz lazım diye düşünüyorum.
Hepinize saygılarımı sunuyorum.