KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Değerli Başkanı, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, değerli milletvekillerimiz, bakan yardımcılarımız, kamu, kurum ve kuruluşlarımızın çok değerli bürokratları, sivil toplum örgütlerinin çok değerli temsilcileri ve basın mensuplarımız; öncelikle geçmiş Ramazan Bayramı'nızı tebrik eder, hepinizi saygıyla selamlarım.

2019 yılı sonunda Çin'in Wuhan kentinde başlayan ve tüm dünyaya yayılarak pandemi yapan Covid-19 enfeksiyonu sadece hayatımızı değil, aynı zamanda ekonomilerimizi de etkilemiştir. 2020 yılı G20 ülkelerinin büyüme rakamlarına baktığımız zaman; 2,3'lük büyümeyle Çin birinci sırada yer alırken, ülkemiz 1,8'lik büyümeyle ikinci sırada yer almaktadır. Dünya ülkelerinin pek çoğu, negatif büyümeyle 2020 yılını tamamlamışlardır. 1,8'lik pozitif büyüme, bütün bu olumsuz şartlara rağmen iyi de olsa aslında ülkemizin gelişmesi, büyümesi ve işsizliğin önlenmesi açısından yeterli bir rakam değildir. Avrupa ülkelerinden farklı olarak çok genç nüfusa sahip olan ülkemizde her yıl yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuk dünyaya gelmektedir, her yıl yaklaşık 600 bin kişi iş gücüne katılmaktadır. Her yıl bu kadar gence istihdam sağlayabilmemiz için ülkemizin yaklaşık yılda yüzde 5'in üzerinde büyümesi gerekmektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın salgının yarattığı yaraları sarmak ve salgın sonrası dönemin ekonomik yapılanmasına uygun, sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli büyüme erişimine ana hedef olarak makroekonomik istikrarın tahmini, rekabetçi, üretim ve verimlilik artışlarıyla şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yönetişim amaçlayan 2021 Yeni Ekonomik Reform Eylem Planı'nı açıkladı. Yeni Ekonomik Reform paketi, makroekonomik politikalar ve yapısal politikalar olmak üzere iki ana başlık altında hayata geçirilmesi için belli bir takvim açıklandı. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesinden itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütçe kanunu haricinde tüm kanun teklifleri sadece milletvekilleri tarafından verilmektedir. Biz milletvekilleri kanun teklifini verirken sahadan edindiğimiz tecrübeler, halkımızın bize ilettiği talepler, sivil toplum örgütlerinden gelen taleplerin yanında aynı zamanda yürütmeden gelen talepleri de dikkate alarak kanun teklifi vermekteyiz. Bu verdiğimiz kanun teklifinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın mart ayında açıkladığı Yeni Ekonomik Reform paketinde takvime bağlanmış olan bazı değişikliklerden, kanuni düzenleme gerektirenlerden bir kısmını dikkate alarak kanun teklifi hazırlanmıştır. Bu kanun teklifiyle, yeni ekonomik reform paketindeki 7 maddeyle ilgili düzenleme yapılırken aynı zamanda bazı kanunlarda ve bir kanun hükmünde kararnamede değişiklik teklifimizi de Komisyona sunmuş bulunmaktayız.

Bu kanun teklifimizle orta vadeli mali plan, orta vadeli programla uyumlu olmak üzere gelecek üç yıla ilişkin toplam bütçe gelir gider tahminleriyle birlikte hedef açık ve borçlanma durumu ile kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanan plandır. Cumhurbaşkanlığı sisteminden önce orta vadeli program Kalkınma Bakanlığımızca hazırlanmaktaydı. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte Kalkınma Bakanlığının kaldırılmasından sonra orta vadeli program ve orta vadeli mali programın her ikisi de Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlanmaktadır. Bütçe hazırlık sürecinin sadeleştirilmesi kapsamında orta vadeli programdaki bazı unsurlar orta vadeli program içine aktarılarak orta vadeli program altında birleştirilmektedir.

Bireysel tasarruf oranlarımız 2018 yılı itibarıyla yüzde 13'lerde olup bunun artırılması ve ekonomik kaynakların oluşturulması için 28/3/2001 yılında Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu çıkarılmış ve 27 Ekim 2003 tarihinde ilk emeklilik planlarının onaylanmasıyla birlikte fiilen başlamıştır. Sisteme katılım oranını artırmak için 1 Ocak 2013 tarihi itibarıyla yüzde 25 oranında devlet katkı payı sağlanmıştır.

Ayrıca 2017 yılında, BES'e, bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım sisteminin getirilmesiyle beraber BES bugün itibarıyla 12 milyon 600 bin katılımcı ve 174 milyar TL ekonomik büyüklüğe erişmiştir. Sayıları 23 milyon olan on sekiz yaş altı gençlerimize ve çocuklarımıza BES sistemine geçebilme imkânı sağlıyoruz. On yılda 2,4 milyon çocuğumuzun BES sistemine girmesini ve 32 milyar TL'lik bir gelir olmasını tahmin etmekteyiz.

Vakıf ve sandıklardaki emeklilik birikimlerinin BES'e aktarılması için ikinci bir fırsat veriyoruz. İlk defa 2007 yılında başlayan ve on yıllık sürede 20 vakıf ve sandıklardan 21.760 üye geçiş yapmış ve 2,1 milyar TL birikim sağlanmıştır. Bu kanuni düzenlemeyle 50 vakıf ve sandıklara; 300 bin kişiye bu imkân yeniden sunulmakta olup ekonomik büyüklüğü 40 milyar TL'dir. 2023 yılının sonuna kadar 10 milyar TL'lik bir aktarım beklenmektedir.

Mikro ve küçük ölçekli işletmelerin likidite sıkıntılarını karşılamak ve istihdamı desteklemek için bu işletmelerin ilave olarak istihdam ettikleri sigortalılar için ödedikleri sigorta primlerinin Hazine destekli kefalet sağlanan ve kamunun doğrudan veya dolaylı olarak hâkim sermayedar olduğu bankalardan 30/6/2022 tarihine kadar kullanacakları kredilerde kredi faiz veya kâr payı bakiyesinden düşülmesine olanak tanınmaktadır. 50'nin altında çalışanı bulunan küçük ve mikro ölçekli işletmelerde yeni istihdam sağlamak veya pandemiden dolayı nakdi yardım alanların tekrar işe dönmesine fırsat vermek için çıkarılan bir kanun teklifidir. Buradan faydalanacak kişi sayısı işletme başına maksimum 5 kişidir. Kişi başı aylık 1.341 TL 56 kuruştur, yıllık kişi başı 16.098 TL olup maksimum 5 kişi çalıştırıldığında elde edilebilecek tutar 80.493 TL'dir. Bu kadarlık bir meblağı kullandığında kredinin faizinden düşme imkânını sağlıyoruz. Bir işletme, yaklaşık olarak 500 bin TL'ye kadar kredi kullanabilecektir. Krediler ilk 6 ay ödemesiz olup 24 ay vadelidir. Burada yaklaşık 10 milyar TL'lik bir kaynak kullanılması ve 100 bin ilave istihdam olması beklenmektedir. Fon maliyeti de yaklaşık olarak 1,6 milyar TL olarak öngörülmektedir. Sigorta ve reasürans teminatı bulamayan riskler ve özellik arz eden riskler için daha hızlı bir çözüm üretilmesi ve ölçek ekonomimizden faydalanabilmesine imkân sağlıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İsmail Bey, SGK'yi bir tekrar açıklama imkânınız olabilir mi? Biraz daha yavaş bir şekilde SGK'yle ilgili bölümü tekrar okursanız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Rakamları falan hep kaçırdık.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Buradan faydalanacak kişi sayısı maksimum 5 kişidir. Kişi başı aylık...

ERHAN USTA (Samsun) - İşletme başı.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Pardon, işletme başı maksimum 5 kişidir. Kişi başı aylık 1.341,56 TL; yıllık 16.098 TL olup maksimum 5 kişi çalıştırıldığında elde edilebilecek tutar 80.493 TL'dir. Bir işletmenin çekebileceği maksimum kredi 500 bin TL'dir yani kişi başına 100 bin TL ve krediler ilk altı ay ödemesiz olup yirmi dört ay vadelidir. Burada yaklaşık 10 milyar TL'lik bir kaynak kullanılması beklenilmekte.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nereden?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - İşsizlik...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Nereden?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Neticede kamu bankalarından...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O maddeye geldiğinde daha detaylı konuşuruz, siz genel bilgileri verin isterseniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kamu bankalarından mı?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kamu, kamu, kamunun hâkimiyetinde olan veya yüzde 50'den fazla sermayedar olduğu...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kredi miktarından bahsetti İsmail Bey, destek miktarı değil 10 milyar.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Yani Hazinenin ileride alacağını bugünden...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sonra, maddelerde daha ayrıntılı bilgi vereceğim. Burada fon maliyeti yaklaşık 1,6 milyar TL'dir.

Sigorta ve reasürans teminatı bulunmayan riskler ve özellik arz eden riskler için daha hızlı çözüm üretilebilmesi ve ölçek ekonomisinden faydalanılabilmesine imkân sağlıyoruz. Başta reel sektörün karşı karşıya kaldığı bazı riskler olmak üzere, nükleer riskler gibi özellik arz eden veya sigortalanmasında kamu menfaati bulunabilen birtakım risklere gerek yurt içinden gerek uluslararası piyasalardan sigorta veya reasürans teminatı bulunmasında güçlük çekilebilmektedir. Bu tip riskler çoğunlukla sigorta ve reasürans havuzları kurulmak suretiyle ve çoğu zaman prim ve reasürans desteği şeklinde olmak üzere, devlet desteğiyle yönetilmektedir. Örneğin devlet destekli alacak sigortası ve maden çalışanları zorunlu ferdî kaza sigortasının uygulamaları 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 33/A maddesi uyarınca hayata geçirilmiş uygulamalardır. Maddeyle bu uygulamaların yanı sıra ileride bu kapsamda ihtiyaç duyulacak diğer risklerin tek bir çatı altında toplanması, bu yapıya bir tüzel kişilik kazandırılması suretiyle kurumsallığın sağlanması hedeflenmektedir. Diğer bir kazanım hedefi, bu havuzlar ile DASK ve TARSİM havuzları arasında reasürans desteği mekanizmalarının kurulması suretiyle reasürans primlerinin bir bölümünün yurt içinde kalmasıdır. Örneğin, 2020 yılında TARSİM tarafından yabancı reasürörlere yaklaşık 49 milyon TL tutarında, yine aynı dönemde DASK için 257 milyon TL reasürans primi ödemesi yurt dışına yapılmıştır.

Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesinin yeniden yapılandırılması: Ülkemizin finansal sisteminin iktisadi büyümeyi etkin bir şekilde destekleyebilmesi adına istikrarın korunması önemlidir. Bu ilke çerçevesinde finansal sistemi gözeten farklı otoritelerin eş güdüm içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Maddeyle, söz konusu eş güdümün sağlanabilmesi adına Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesinin görev ve yetkileri gözden geçirilerek daha etkin ve daha şeffaf bir kurumsal yapı oluşturulacak şekilde "Finansal İstikrar Komitesi" olarak yeniden yapılandırılması amaçlanmaktadır. Diğer taraftan, mevcut kanun metninde Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesinin "kalkınma" ifadesiyle öngörülen misyonunun, kurulması planlanan Ekonomik Koordinasyon Kurulu tarafından yerine getirilmesi öngörülmektedir.

29/10/2020 tarihli ve 31269 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve (2019/40) esas numaralı, (2020/40) numaralı Kararı'yla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 90 ve 92'nci maddelerinde kısmi iptallere hükmedilmiş olup iptal gerekçesi olarak, kanunda genel bir çerçeve çizilmeksizin idarenin takdir yetkisine göre düzenlenen genel şartlar aracılığıyla tazminat hesaplamalarına dair esasların belirlenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesinin kısmi iptal kararı sonrasında ortaya çıkan yasal boşluk Yargıtay içtihatları ve 11/1/2011 tarihli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre doldurmaya çalışılmış olup ortaya çıkan son durumda tazminatlarda ortalama yüzde 53, vefat tazminatlarında ortalama yüzde 40 artış olmuştur. Her ne kadar bu durum ilk bakışta hak sahiplerinin lehine gibi görünse de bu artışların beklenen toplam muallak tazminat yükünde yüzde 28 artışa sebep olacağı ve bu muallak tazminatlardaki bu artış nedeniyle pasiflerin 5,9 milyar TL yükselmesiyle sigorta şirketlerinin öz sermayelerinin yaklaşık yüzde 26 oranında eriyeceği öngörülmektedir. Artan maliyetlerin nihai olarak vatandaşa prim artışı olarak yansıtılması kaçınılmaz olduğundan zorunlu trafik sigortası prim tutarında yaklaşık yüzde 20 oranda bir artış olacağı değerlendirilmektedir. Zorunlu mali sigorta kapsamında tazminatlardan değer kaybı tazminatı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatı hesaplamalarının nasıl yapılacağına yönelik düzenlemeler yapılmaktadır. Bu kapsamda destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatı hesaplamalarında ülkemiz demografik gerçeklerini en doğru biçimde yansıtan ulusal doğum ve ölüm istatistiklerini kullanarak hazırlanan hayat tablosunun kullanılması kaçınılmazdır.

Ayrıca, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna Karayolları Trafik Kanunu'nun 90'ıncı maddesinin birinci fıkrasıyla düzenlenen teminat hesaplamaları kapsamında kullanılacak aktüeryal yöntemlere ilişkin diğer teknik hususları belirleme yetkisi verilmektedir. Trafik sigortası teminatı dışında kalan hâllere ilişkin düzenlemede maddeyle destekten yoksun kalan hak sahibinin ölümüne sebep olan kazadaki kusuruna karşılık gelen tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasıyla korunan hukuki menfaat, araç işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin mal varlığında doğrudan meydana gelen zararlar olduğundan, doğrudan zarar niteliğinde olmayan gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zararların araçta değer kaybı tazminatı oluşmasına sebep olmayacak kadar küçük hasarlar için değer kaybı tazminat taleplerinin, aracın trafik kazası neticesinde trafikten çekilme işlemi ya da hurdaya çıkarılma işlemi nedeniyle ilgili tazminatları ödemekle birlikte bu araçlar için artık bir piyasa değerinden bahsedilemeyeceğinden, değer kaybı tazminat taleplerinin terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların sebep olduğu terör ve sabotaj eylemlerinde yer alan kişilerin ve bu eylemlerde kullanılan araçların uğradığı zararlar sigorta sözleşmelerinde teminat altına alınan riskle bağdaşmadığından, söz konusu kişiler ve araçların uğradıkları zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında bırakılması amaçlanmaktadır.

73 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi vasıtasıyla bakanlıkların adlarında ve sayılarında değişiklik yapılarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak yapılandırılmıştır. Bu iki ayrı yapılanmanın mali olarak karşılığı olması için 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na ek (I) Sayılı Cetvel'de gerekli değişiklikler yapılmaktadır.

Finansal sektör komisyonunun kaldırılmasına, ikili yapılanmaya mahal vermemek ve daha etkin bir finansal istikrar izleme ve finansal sektör geliştirme yapısını sağlamak üzere finansal sektör komisyonuna ilişkin maddenin yürürlükten kaldırılması amaçlanmaktadır.

Çek ibraz yasağına ilişkin tereddütlerin giderilmesi ve oluşan problemler için 7226 sayılı Kanun'un geçici 3'üncü maddesinde birinci fıkrasının (a) bendiyle getirilen çek ibraz yasağına ilişkin uygulamalardan kaynaklanan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmaktadır.

Bölgelerin kalkınma fırsatlarını ortaya çıkarıp değerlendirerek rekabet gücünü geliştirmek ve bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak, ulusal kalkınmanın kapsayıcı ve dengeli dağılımını sağlamak amacıyla Doğu Anadolu Projesi, Doğu Karadeniz Projesi ve Konya Ovası Projesi'ni hayata geçirmek için, uygulamaları yerinde koordine etmek ve bu kalkınma projelerinin uygulandığı illerdeki yatırımların gerektirdiği araştırma, planlama, programlama, projelendirme, izleme, değerlendirme ve koordinasyon hizmetlerinin yerine getirilmesi için 3/6/2011 tarihine 642 sayılı Kanunun Hükmünde Kararname'nin yayımı tarihinden itibaren beş yıllık süreyle Doğu Anadolu Projesi Kalkınma İdaresi, Doğu Karadeniz Projesi Kalkınma İdaresi, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi kurulmuştur. Bu süre Cumhurbaşkanı kararıyla beş yıla kadar uzatılabilir denilmekte olup bu süre Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından beş yıl uzatılmıştır. DAP, DOKAP ve KOP Bölgesi Kalkınma İdaresi Başkanlıklarının görev süresi yasal olarak 8/6/2021 tarihinde sona ermektedir. Bu verdiğimiz kanun teklifiyle beş yıllık görev süresi uzatma yetkisine ek olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza 2 defa daha beşer yıllığına uzatma yetkisi verilmiş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifimizin hazırlık sürecinde emek veren milletvekilleri arkadaşlarımıza, çok değerli Başkanlarımıza, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımıza, Hazine ve Maliye Bakanlığımıza, Adalet Bakanlığımıza, Ticaret Bakanlığımıza, Bilim ve Sanayi Bakanlığımıza, Strateji ve Bütçe Başkanlığımıza, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna, sivil toplum örgütlerine ve bu alanda destek veren tüm arkadaşlarıma da teşekkür ederim.

Plan ve Bütçe Komisyonumuz madde müzakerelerine geçince maddeler hakkında daha detaylı bilgi vereceğimi bildirmek isterim. Kanun teklifimize eleştiri ve görüşleriyle destek verecek olan Komisyon üyelerimize ve milletvekillerimize şimdiden teşekkür eder, Komisyonumuzdan kanun teklifimize destek vermesi temennisiyle hepinizi saygıyla selamlarım.