KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN ÖZNUR ÇALIK - Çok kıymetli milletvekillerim, öncelikle, Komisyonda çalışmalarımızın niteliği ve takvimi konusunda birinci toplantıda fikir alışverişinde bulunmuştuk. Sizden gelen, tüm siyasi partilerimizden gelen önerileri değerlendirmek üzere yazılı ve sözlü ifade edilen tüm bilgileri aldık ve özellikle Komisyonumuzun üstlenmiş olduğu görevin ve sorumluluğun çok büyük olduğunun farkındayız. Bu vesileyle, dünya genelinde güncelliğini koruyan ve mücadele edilmesi gereken "şiddet" kavramı, insanların temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden olguların hepimiz biliyoruz ki başında gelmekte. Şiddet, tüm ülkelerin ortak sorunu olduğu gibi, ülkemizin de en önemli ve en güncel sorunu hâlinde. Şiddetin en yaygın biçimi olan kadınlarımıza yönelik şiddet, kadının insan hakkı ihlali olması yanında, en temelde yaşamını tehdit eden, toplumsal hayata katılımına engel olan çok ciddi manada sosyal bir sorun hâlindedir ve geniş kapsamlı olarak değerlendirdiğimizde de kadına yönelik şiddet, fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik olarak kendini göstermekte. Kadının bu şiddet türlerinden korunması çok yönlü, bütüncül, kapsayıcı ve uygulanan planlarımızla, projelerimizle, politikalarımızla birlikte toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir mücadeleyi tüm siyasi partilerle birlikte gerekli kılmaktadır.

Biz, bu vesileyle uluslararası alanda yapılmış birçok çalışmayı biliyoruz. Birleşmiş Milletlerin, Avrupa Birliğinin, Avrupa Konseyinin bütün sözleşmelerine ve metinlerine -bugüne kadar imza altına aldığımız metinler de dâhil olmak üzere- kadına şiddetin önlenmesi amacıyla mücadeleye ortak olmuş vaziyetteyiz, iç hukukumuz, ulusal mevzuatlarımız da bu anlamda çok ciddi manada güçlendirilmiş vaziyette. En önemli iç hukukumuz Anayasa'mız ve Anayasa'mızdaki maddelerimizin güçlü bir şekilde kadının güçlenmesi adına atılmış olan çok önemli adımlardır. Anayasa'nın özellikle 10'uncu maddesi herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşit olduğunu belirtmiştir ve bununla birlikte 2004'te yapmış olduğumuz düzenleme, 2010 yılında Anayasa'nın 41'inci maddesinde yapmış olduğumuz düzenlemeyle birlikte "Ailenin korunması ve çocuk hakları" kenar başlığında, madde içeriğinde ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve eşler arasında eşitliğe dayandığı, devletin, ailenin huzur ve refahıyla, özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alarak teşkilatı kuracağı belirtilmiştir. 10'uncu maddede yine, kadınlara yönelik yapacağımız ayrımcılığın eşitlik ilkesine aykırı olmadığına dair Anayasa'nın hükümleri vardır. Bu vesileyle yapmış olduğumuz düzenlemelerde, Türk Ceza Kanunu'nda, Türk Medeni Kanunu'nda, İş Kanunu'nda yapılan yasal düzenlemelerimizle birlikte, bakanlıklarımızın genelgeleri ve yazılı metinleriyle birlikte birçok uygulamaya dönük çalışmalar da yapılmış, ŞÖNİM'ler, konukevleri kurulmuş ama bunlara rağmen, hâlâ kadına yönelik şiddetin, psikolojik, fiziksel, cinsel, ekonomik şiddetin var olduğunu, en hafif tabiriyle, psikolojik şiddetle başlayıp cinayetlere kadar gittiğini görüyoruz ve bu vesileyle de bu araştırma Komisyonunun kurulmasını daha önceki bütün önergeleri birleştirerek karara bağlamış vaziyetteyiz.

Bu çerçevede, birçok kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri, akademisyenlerle bir arada dinlemelere bugün itibarıyla başlayacağız ve çok kıymet verdiğim, beraber çalışmaktan da çok büyük mutluluk duyduğum Banu Hocamla yapmış olduğumuz görüşmede de kendisinden bugün bize... Yapmış oldukları çok önemli bir çalışma var, ilkini 2008 yılında, ikincisini de 2014 yılında yapmış vaziyetteler: Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırmaları. Bu vesileyle, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürümüz Profesör Doktor Sayın Banu Ergöçmen Hocamız, Müdür Yardımcımız Profesör Doktor Sinan Türkyılmaz Hocamız, Müdür Yardımcımız Doçent Doktor Alanur Çavlin ve Doçent Doktor İlknur Yüksel Kaptanoğlu Hocalarımızı, bugün, yapmış oldukları araştırmaları dinlemek üzere davet ettik.