KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, aslında söyleyeceğim şeyleri Kıymetli Vekilimiz ifade etti, ben şunu ifade etmek istiyorum: Gerçekten bir suistimalin önüne geçmeyi amaçlayan, amacı sadece bu olan güzel bir düzenleme hazırlığı bu. Mesela, ben, arkadaşlara daha önce "Konuyla ilgili örnekler var mı?" diye sormuştum, bir örnek var elimde. Aylarca 2.029, 2.558 ve benzeri rakamlar üzerinden ödemesini yapıp daha sonra son üç ay 19.188 lira üzerinden bu teşvikten yararlanmak için, bu ödenekten yararlanmak için son üç ayını farklılaştıran bir kişiye 47.543,60 lira geçici iş göremezlik ödeneği ödenmiş oluyor. Bu ve buna benzer suistimalleri önlemek için hakikaten önemli bir düzenleme.

Burada dikkat etmemiz gereken şey bir de şudur: İş kazası geçiren veya meslek hastalığına tutulan sigortalılar bu durumdan etkilenmemektedir; bu önemlidir. Daha önceden durumun bilindiği, tarihin belli olduğu zamanların öncesinde yapılan farklı bildirimleri kesmeye dönük bir düzenlemedir.

Ben bir daha söz almamak için 13'üncü maddeyle ilgili de birkaç şeyi müsaade ederseniz söylemek isterim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Orada da geriye dönük olarak prim teşviklerinden yararlanma, destek ve indirimlerden yararlanma ve başka bir prim ve teşvik ve destek ve indirimle ilgili değişiklik hakkı işverene verilmişti daha önceki düzenlemede, 2018 yılında. Burada geriye dönük yararlanma ve teşvik değişimi noktasında hâlihazırda var olan durumun ortadan kaldırıldığı bir düzenlemeye doğru gidiyoruz. Hâlihazırda 19 farklı teşvik uygulanıyor SGK tarafından. Geriye dönük altı aylık değişiklik ve teşvikler arası değişim hakkı hem kurum açısından bir belirsizlik ve planlama değişiklikleri yapmak zorunda bırakırken hem de yaklaşık 20 milyon ek bildirgeyle kurumun iş yükünü de artırmaktaydı.

Bu teşviklerde asıl önemli olan şey: Mevcut istihdamı korumak ve mevcut istihdamın üzerine yeni istihdam eklemesi için işvereni bir nebze teşvik etmeye, cesaretlendirmeye dönük düzenlemeler yapmaktır fakat teşvikler arası değişim imkânı, işverene hâlihazırda çalışılmış olduğu çalışanın daha fazla teşvik olarak yararlanabileceği farklı bir teşvik modeline geçişine imkân tanıyan dolayısıyla, istihdamı genişleten, çoğaltan, artıran değil mevcut istihdamın belki de biraz daha finansmanını işverene sağlayan bir şeydi; işveren de tabii ki bunu tercih ediyordu ama teşvikin asıl ruhuna, yeni teşvikler oluşturmamız için yaptığımız çalışmaların ruhuna aykırı bir durumdu, burada da bu aykırılığı bir nebze düzeltmiş olacağız.

Bir de Kod-29 konusundan çok bahsedildi, ona dönük de ufak bir cümle kurmak isterim. Şimdi, bunu suistimal eden işverenler var mıdır? Elbette vardır; herkesi pür, düzgün çalışan, işini düzgün yapan insan olarak göremeyiz ama bu yanlış yapanlardan, suistimal edenlerden hareketle bütün Kod-29'la işten çıkışları da bütün işverenleri de aynı kategoride yanlış insanlar, yanlış uygulamalar olarak değerlendiremeyiz.

İş Kanunu madde 25'te "Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık nedeniyle fesih" ifadesi vardır ve bu nedenleri küfür, hırsızlık, cinsel taciz, uyuşturucu madde kullanımı, görevi savsaklama ve ihmal, mazeretsiz devamsızlık gibi sıralanmıştır madde. Şimdi, burada temel problem şu: Kod-29'daki az önce bahsettiğim bütün bu nedenlerin hepsi Kod-29'un altında toplanmış Başkanım. Dolayısıyla, işveren Kod-29'la çıkış verdiği zaman bir başka işveren o kişiyi almak istediğinde Kod-29'u gördüğünde acaba tacizden mi bu Kod-29, acaba görevi suiistimalden mi, acaba mazeretsiz işe gelmemekten mi, yoksa madde kullanımından mı; bunu ayırt edemediği için belki en kötüsünü aklına getirerek "Ya, risk almayayım." deyip orada çalışanla yeni bir iş ilişkisi kurmasına engel bir durum olabilir. O yüzden burada yapılması gereken şey aslında, bir kanuni vesaire farklı düzenlemeye gerek olmadan kurumun, bakanlığın yayımlayacağı bir genelgeyle bu Kod-29 dediğimiz içerisindeki geçen nedenlerin her birini ayrıştırarak, farklı kodlar vererek; işte, madde kullanımını farklı bir koda, cinsel tacizi farklı bir koda düzenleyerek daha net bir şekilde işten çıkış nedeninin ne olduğunu işverenin tanımlayabileceği bir düzenlemeye gitmektir. Bununla ilgili de bildiğim kadarıyla kurumumuzun bir hazırlığı var, çok yakın bir zamanda da inşallah genelge bütün taşra teşkilatlarına gönderilecek ve bu sorunu da inşallah aşmış olacağız.

Ben çok teşekkür ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN YEGİN (Ankara) - Son olarak şunu söyleyelim, bir dakika varsa, özür dilerim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tabii, tabii, buyurun lütfen, buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bugünkü konuşmalarda AK PARTİ'nin 2002 ile bugünü kıyasladığı, işte hep satın alma paritesi üzerinden değerlendirmeler yaparak olumlu tablolar çizmeye çalıştığından bahsedildi. Memleketimizde son birkaç yıldır ekonomik göstergelerde, ekonomik şartlarımızda AK PARTİ'nin hükûmet pratiklerine, o hep yükseliş trendine uymayan bazı rakamlarda, işsizlik rakamlarımızda, ne bileyim enflasyon rakamlarında geriye doğru bir gidiş olduğunu hepimiz görüyoruz, pandemi de bunu biraz daha tetikledi. Dolayısıyla son iki yıla bakarak "Türkiye'nin önünde çok kara bir tablo var, Türkiye çok kötü bir yere gidiyor, çok kötü yönetiliyor." gibi bir umutsuzluğa girmeye de başkalarını sokmaya da lüzum yok. Elbette bu sorunlar görülecek, yokmuş gibi konuşmayacaklar, elbette altını çizecekler ki çok istifade ettiğimiz konuşmalar da oluyor ama 2002 yılından beri, 2018'e kadar sürekli yükselen, on altı yılda cumhuriyet tarihi boyunca yapılanların kat kat fazlasını her alanda yapan bir Türkiye var. Türkiye'nin potansiyeli son iki yıl yaşadıkları değildir; o son iki yıldan önceki on altı yıldır yaşadıkları, göstergeleri Türkiye'nin asıl potansiyelidir.

Teşekkür ediyorum.