NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Teklifimizde, hükümlülerin gerekli teknik altyapının bulunduğu kurumlarda elektronik yöntemlerle de mektup alıp, gönderebilmesine imkân sağlıyoruz. Böylece hükümlüler aileleri tarafından ceza infaz kurumuna önceden bildirilmiş ve gerekli güvenlik kontrolleri yapılmış tanımlı e-posta adreslerine mektup okuma komisyonu aracılığıyla da, mail yoluyla da mail gönderebilecekler. Ayrıca, hükümlü, resmî makamlara ve avukatlarına da isterse -ama isteğe bağlı- elektronik ortamda da mektup da gönderilebilecek ki bunu denetleme olmayacak yani avukatlarına ve resmî makamlara gönderdiği mektuplara. Normal, fiziki mektupta nasılsa bu da hiçbir şekilde denetlenmeyecek.

Hâlihazırda bir pilot proje var "E-görüş Projesi" bu kapsamda ses izolasyonlu bir kabin var, bunlar hemen koğuşun içerisine konularak da o oda ve koğuşlarda, o kabinin içerisine yerleştirilen multimedya cihazlar vasıtasıyla orada hükümlülerimize sesli ve görüntülü konuşma imkânı sağlanabilecek; aslında getirdiğimiz bu düzenleme de onun altyapısı. Bu pilot uygulamada ben böyle birkaç görüntülü görüşmeyi de, birkaç örneği de gördüm. Böylelikle hükümlü kabinin içerisinde oluyor, karşı tarafta da evini görüntülü aradığında oradaki ailenin tüm fertlerini de görme şansı olabilecek. Aynı zamanda bu kabinin içerisinden kantin siparişi, dilekçe, sayım... Biliyorsunuz hep sayıma gidiyorlar bu kabine girerekten sayım yapılabilecek. Kabin öyle bir şekilde düzenlenmiş ki 2 kişinin girmesine müsaade etmiyor, tek kişi girdiğinde sistem sayılıyor, sayım da yapılabilecek. Dolayısıyla bu kanun içerisinde çok güzel bir uygulama. Bununla ilgili çok da olumlu dönüşler alıyoruz. Aynı zamanda bu kanun içerisinde mektupların da dijital olarak kaydedilmesiyle ilgili bir düzenleme görüyoruz. Aslında mektupların usulü yasal bir çerçeveye bağlanmakta; bu kanunla mektuplara kimlerin erişebileceği düzenlenmekte, sistemde kayıt edilmesi süresi belirlenmekte, belirli bir süre sonra da bu mektupların -ki bu süre bir yıl sonunda- bir yıl sonunda silinmesini getiriyoruz ve mektuplar asla amacı dışında kullanılamayacak, kanunda açıkça belirtilen hâller dışında hiçbir kişi ve kurumla paylaşılamayacak. Esasen ve mevcut yasal düzenlemeye göre aslında hiçbir şekilde bununla, kanunda paylaşılacak bir kurum, kanuni bir düzenleme söz konusu değil yani şu an itibarıyla kimseyle paylaşılamayacak durumda.

Malumunuz, bizler, biliyorsunuz, 15 Temmuz'u yaşadık. 15 Temmuz hain, kanlı darbe girişimi sonucunda gerçekten hani "Olmaz." dediğimiz birçok konuya şahit olduk. Bugün anlamsız gelebilen mektuplara baktığımızda aslında çok daha farklı şifre ve tehdit içerebildiğini görüyoruz. Özellikle Türkiye olarak birçok terör suçundan da çok fazla mahkûmun yaşadığı bir ülkeyiz biz. Dolayısıyla burada bir düzenleme getiriyoruz. Aslında mevcut düzenlemede, mevzuatta, mevzuat gereği zaten incelemek için elde tutulan mektuplar var; mesela, bunlar incelenenler ve mektup komisyonu tarafından elde tutulanlar. Aslında biz burada o kişilere de bunların okumasıyla ilgili de sınır getirmiş oluyoruz. Herhangi bir kovuşturmaya ve soruşturmaya konu olmamışsa bir yıl içerisinde mektuplar siliniyor.

Teşekkür ediyorum.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Dünyadaki örnekleri...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Dünyadaki örneklerine geldiğimizde Fransa, İngiltere, onlarda, bütün dünyada bunun örnekleri var mevcutta.