KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Sayın Cemal Çetin'le birlikte önerilerimizi 2 sayfa hâlinde hazırladık. Müsaadeniz olursa burada kayıtlara geçmesi için okumak istiyorum, daha sonra da rapor hâlinde sizinle paylaşacağım Başkanım.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Buyurun.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Hazırlamış olduğumuz rapor 3 ana başlık altında toplanıyor; 1'incisi "genel bakış", 2'ncisi "mevcut durum" ve son, 3'üncü kısım da "öneriler" olarak geçiyor.

Genel bakış: Barınma ihtiyacı, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarının başında gelmektedir.

1970'li yıllarda başlayan ve 1980'li yıllarda hızla artan kırsaldan kente göç ve hızlı nüfus artışı, hemen hemen her yerde niteliksiz, plansız, altyapı ve sosyal imkânlardan yoksun ve teknik hizmet alınmaksızın inşa edilmiş, depreme dayanıksız yapı stoklarının oluşmasına sebep olmuştur.

Ülke nüfusunun yüzde 70'i, deprem etkisi altındaki alanlarda yaşamaktadır. Yapılan çalışmalar da yaklaşık 17 milyon yapının bulunduğunu ve bu yapıların da yaklaşık olarak yüzde 40'ının ilk büyük depremde yıkılacağını ya da hasar göreceğini göstermiştir. Yenilenmesi gereken yaklaşık 6 milyon 700 bin yapının 1,5 milyonluk kısmı, acil olarak yenilenmelidir.

1999 depreminin acı sonuçları göz önüne alınarak, etkin denetimin sağlanması amacıyla, 2001 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun çıkarılmış fakat yapımcı-yapı denetim firması arasındaki maddi ilişkinin sona erdirilememesi sebebiyle denetimler kâğıt üzerinde kalmıştır. Bu durumun önüne geçilmesi amacıyla 1/1/2019 tarihinde yapı denetim firmalarının Bakanlık tarafından atanması yolunda değişikliğe gidilmiştir. Diğer taraftan, dönüşümün hızlanması için hazırlanan ve 2012 yılında çıkarılan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'la dokuz yılda ancak 1,5 milyon bağımsız bölüm dönüştürülebilmiştir.

Son yüz yılda 90 bin insanımızı kaybetmenin yanı sıra yaklaşık 20 milyar dolar maddi kayıp söz konusu olmuştur.

2'nci kısımda mevcut durumu özetliyoruz. Mevcut durumu da, Türkiye'deki yapı stokunun mevcut durumunu da 3 ana başlık altında topladık: 1'inci grup yapılar, hiçbir mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilmiş gecekondu tarzı yapılar; 2'nci grup yapılar, etkin denetimden yoksun olarak inşa edilmiş, zamanın yönetmeliklerine uygun olarak inşa edildiği varsayılan ruhsatlı yapılar; 3'üncü grup yapılar, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'la etkin şekilde denetlenmiş olduğu düşünülen yapılar. Bu 3 grup yapı ve yapılmasına başlanacak yapılarla ilgili olarak izlenecek dönüşüm ve kontrol metotlarının ayrı ayrı incelenmesi ve değerlendirilmesi uygun olacaktır.

1'inci grup yapıların; ilgili belediyelerle eş güdüm içinde, hiçbir teknik destek alınmadan inşa edilmiş bu yapıların envanteri hızla çıkartılmalı, yoğunlukla bulunduğu bölgelerde imar planları oluşturulmalı ve 6306 sayılı Kanun kapsamında verilen olanaklarla hızla dönüşümünün gerçekleşmesi sağlanmalıdır.

2'nci grup yapılar da genellikle şehir merkezlerinde yer almakta ve yoğun nüfus barındırmaktadır. Ruhsatlı olmaları mevcut durumda deprem etkilerine karşı dayanıklı olmalarının kabul edilmesi anlamına gelmemektedir. Bu tür yapıların deprem performans raporlarının makul süre verilerek yaptırılması sağlanmalı ve yapılar yeşil (kullanılabilir), sarı (güçlendirme gereksinimi) ve kırmızı (yıkılma tehlikesi) olarak sınıflandırılmalıdır. Bu çalışmanın zemin parametreleri, yapım yılı, yapım tekniği, yapım yüksekliği gibi parametreler göz önüne alınarak önceliklendirilmesi ise planlı bir dönüşüm için gereklidir.

3'üncü grup yapılarda ise, bu yapılar Yapı Denetim Sistemi içerisinde kontrol edilmiş olsa dahi, kesin olarak emin olmak adına en kısa sürede proje uyumlulukları kontrol edilmeli ve performans analizi sonucu etiketlendirilmelidir.

Öneriler kısmında ise ilk önerimiz: 1'inci grup yapıların bulunduğu alanlarda belediyeler, imar planlarını hızlıca revize etmeli; mevcut yapılar 6306 Sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nde verilen haklar doğrultusunda resen tespit yapılarak yıkılmalıdır.

2'nci önerimiz: 2'nci grup yapıların, zemin koşulları, yapım yıl ve tekniği, kat sayısı göz önüne alınarak belli bir düzen içinde maliklerce performans analizlerinin yapılmasının, maliklerce yapılmadığı takdirde ise 6306 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde tespitlerin resen yapılmasının sağlanması gerekmektedir. Riskli yapı sahiplerine yapının reel değeri üzerinden konut sertifikası verilmeli; bu sertifikaların, konut alımlarında maddi değer olarak kullanılması için gerekli düzenleme yapılmalıdır.

3'üncü grup yapılarda ise proje uyumluluğu kontrol edilmeli, projeyle uyumlu yapıların projesine göre, uyumlu olmayanların ise yerindeki uygulamalara göre performans analizleri yapılarak bu yapılar güvenlik sınıfına göre etiketlenmelidir.

Bir başka önerimiz: Hâlen Yapı Denetim Sistemi'nde uygulanan atama sistemi yapı laboratuvarlarında da hızla hayata geçirilerek her türlü tedbire rağmen süregelen suistimaller engellenmelidir.

Yine bir başka önerimiz: Yapı Denetim Sistemi'nde kâğıt üzerinde çalışmanın önlenmesi için tüm kontroller şantiye şefinin, yapı denetim elemanının ve gerekli olduğu durumlarda ise yapı laboratuvar elemanının taklit edilemeyecek olan parmak izlerinin bir terminale okutulmasıyla sağlanmalıdır. Bu durumda, hem fiilî denetimin sağlanması zorunlu olacak hem de erken kalıp alma ve benzeri durumların oluşmasının önüne geçilecektir.

Yine bir başka önerimiz: Müteahhit tarafından bulundurulan şantiye şefi maaş ödemeleri Bakanlık sisteminden otomatik olarak yapıldığı takdirde kâğıt üzerinde "şantiye şefliği" kavramı ortadan kalkacaktır.

Eğitim alarak lisanslandıran mimar ve ilgili mühendisler tarafından yapıların en fazla beş yılda bir kontrol edilerek vizelenmesiyle, zaman içinde yapıda oluşan kusurlar (korozyon, yapısal hasarlar ve benzeri) ve müdahaleler ortaya çıkacak, felaket gelmeden tedbir alınması sağlanacaktır. Bu kontrollerde, atamanın mutlak suretle Bakanlık tarafından yapılması önem arz edecektir. Yine, dün Sayın Bakan Bey'in bahsetmiş olduğu "Bina Kimlik Sistemi"yle çok uyum sağlayacak bu uygulamanın beş yılda bir yenilenerek denetlenmenin sağlanmış olması ayrıca önem arz etmektedir.

6306 sayılı Kanun kapsamında, parsel bazında aranan 2/3'lük çoğunlukla yapılaşmamış boş parsellerdeki yüzde 100 muvafakat hükümleri ada bazlı dönüşümün önündeki en büyük engeldir. İlgili yönetmelikte yapılacak ufak bir değişiklikle ada bazında dönüşümün önü açılmalıdır.

Yapı denetim firmalarında çalışan proje denetçilerinin mesleki yeterliliğinin olup olmadığı belli sürelerde açılacak sınavlar ve eğitimlerle sıklıkla denetlenmelidir. Yapı denetim firmalarında çalışacak her personelin ve şantiye şeflerinin yeterlilikleri mutlaka ama mutlaka sertifikalandırılmalı, mesleki bilgisi eksik teknik elemanların bu görevlerde bulunması engellenmelidir.

Belirli bir plan dâhilinde yapıların etiketlenme zorunluluğu getirilmelidir.

Şantiye şefleri mutlak suretle ilgili yapının türüne göre belirlenmeli, ilgisiz meslek disiplinlerinin şantiye şefliği yapmasının önü kapatılmalıdır.

Her yapıda "bina tamamlama sigortası" mecburi hâle getirilmeli, eğer yapılamaz ise riskli parsellerde istenen yüzde 10 teminat boş parsellerde yapılacak yapılarda yüzde 40'a çıkartılmalıdır. Bu sayede, dönüşüm daha hızlı gerçekleştirilebilir.

Mühendis ve mimarlarımız için güncel projelendirme faaliyetlerinde mesleğin geldiği noktada "eş zamanlı bina modellemesi"yle ortak bir yazılım içerisinde mimar, proje çizimini yaparken bir taraftan statik, mekanik ve elektrik projelerinin ortak sisteme işlenebildiği programalar kullanılmaktadır; bu programlarda bina fiziki olarak gerçekleşmeden önce sistemsel olarak gerçekleşen çakışmalar gözlenebilmektedir. Örnek olarak, birçok incelemede ve sosyal medyaya da yansıyan pimaş gideri için kesilen kiriş manzaralarında daha proje aşamasındayken bir uyarıyla diğer proje disiplinini uyararak güncelleme yapılması istenmektedir. Sahada gördüğümüz birçok uygulamada havalandırma bacaları için kiriş boyutunu değiştiren ustalara gerek kalmadan çizim aşamasındayken güncellenerek mavi yakalıların sadece ustalık yapmasına ve projeye uygun davranmasına kolaylık sağlamaktadır ve yine bu bahsettiğimiz eş zamanlı bina modelleme programlarıyla, bina üzerindeki enerji dağılımı ve bu enerjinin azaltılması için çalışmalar kolaylıkla yapılabilmektedir. Aynı programlar, çizilen bu modelle, afet anında hiçbir ek yazılıma gerek kalmadan "video dosyası" formatında bina iç tasarımını 3 boyutlu olarak görmemize imkân sağlamaktadır. Bu tarz eş zamanlı bina modelleme programlarının, belirli bir geçiş süreci eklenerek zorunlu hâle gelmesi yine tavsiyelerimizden biridir.

Bir diğer önerimiz: Nasıl ki yenilenen binalarda enerji kimlik sınıfının B olması hâlinde kentsel dönüşüm kredisi desteklemelerinde faiz desteği için 50 puan, A sınıfında 100 puan indirim yapabiliyorsak bu indirimlere yerli üretim deprem izolatörlerinin kullanılması hâlinde bir 100 puanlık daha indirim sağlanabilmesi gelecekteki yapı stokumuzun daha da dayanaklı bir hâlde olmasını sağlayacaktır.

Bir diğer önerimiz: "Kentsel dönüşüm" kapsamına girecek riskli yapılardaki kat malikleri dönüşüm sonrasında, en az kendi bağımsız bölümleri oranında yeni bir bağımsız bölüm talep etmekte; bu oranın hesaplanmasında her ne kadar tapu kaydındaki arsa payı değerleri dikkate alınsa da bu değerler kat irtifakı kurulması sırasında genelde tüm bağımsız bölümler için aynı oranda verildiğinden pratikte bu değerlerin kullanılması mümkün olmamaktadır.

Sayın Başkanım, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu önerilerimizi bir rapor hâlinde de biraz sonra size sunacağız. Bu önerilerimizin dikkate alınması hususunda Komisyonumuzun gereğini yapacağını düşünüyoruz, zaten benzer önerileri verdik hep birlikte.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Aslında Komisyonun ilk toplantısından itibaren üzerinde en çok tartışılması gereken konulardan biri, kentsel dönüşümde finans kaynağının nasıl olabileceği veya yeni finans kaynaklarının nasıl ortaya çıkabileceği hususuydu; çok fazla üzerine gidemedik, sadece bir toplantımızda bu konuyu konuştuk.

Siz orta hasarların da ağır hasarlı olması konusunda Sayın Bakanımıza dün bir talebi ilettiniz.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Belli kriterler dâhilinde.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Evet, ben de oradaydım.

Farkındaysanız -gerçi bunu hepimiz fark etmişizdir- Sayın Bakanımızın tam olarak söylemediği ama hepimizin anladığı gerçek buna uygun, yeteri kadar kaynağımızın olmadığıydı; aslında biz Sayın Bakanımızın -direkt olmasa da- söylemlerinden bunu çıkardık.

Bu Komisyonda, gün sonunda, uygun bir finans kaynağının raporda yer alması ve daha sonra -ileride- Meclis Genel Kurulunda belki bir yasa teklifi olarak gündeme gelmesi durumunda da yine hep beraber bu konunun üzerine giderek bunu desteklememiz gerektiği hususunu düşünüyorum. Diğer arkadaşların buradaki ana fikri nedir bilmiyorum ama başka bir yerden parayı bulup buraya getiremeyeceğiz. Dolayısıyla kendimizi terör kadar tehdit altında hissettiğimiz bu afetler karşısında kentsel dönüşüm konusunun çözümüyle ilgili ancak kendi imkânlarımızla bu yükün altından kalkabileceğimizi düşünüyorum. İşte tam bu noktada da Komisyonumuzun raporunda da yer alacak ifadelerle Milliyetçi Hareket Partisi olarak elimizden gelen bütün çabayı ortaya koymaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Sizlerin önereceği her türlü teklifte -tabii tüm Komisyonun ortak uzlaşı sağladığı takdirde- bizlerin de olduğunu buradan ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.