KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, bir defa sunumuz için teşekkür ediyorum.

Ben, Rıza Bey'den başlayayım isterseniz çünkü çok gündeme geldi. Bir defa, Rıza Bey'de 3 tane blok var; 1'i çöktü, diğer 2'si de yıkıldı, geniş bir alan, düzgün bir alan ve oranın da en önemli yeri. Sizce mesela... Biz orayı ziyaret ettiğimizde sadece depremin anısını yaşatacak bir anıt istenmişti ve bir tane arkadaşımız bu konuda bir talepte bulunmuştu. Sizin arzunuza, sizin talebinize göre o 3 blokun hepsinin yeşil alan...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır, öyle bir şey demiyorum. O blokun olduğu alandan bahsediyorum, diğer blokların değil.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - O zaman zaten yine yapılmış.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Hayır, öyle yapılmıyor ama.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Bir dakika...

Netice itibarıyla orada insanlarla...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - O blokun önündeki bir iş yeri de aynı. Bir yeşil alan, hani bir anı proje...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Tamam.

Bizim gerek Elâzığ'da gerek İzmir'de...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - O vatandaşlarla...

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Sayın vekillerim, toparlayalım lütfen.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Elâzığ ve İzmir'de yaptığımız gezide karşılaştığımız en büyük problem, insanların konutlarının kendi yerlerinde yapılmasıydı, bize en büyük talepleri buydu. Netice itibarıyla...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Aynı şey İzmir için de geçerli.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Aynı şeyi söylüyorum ben de İzmir için de söylüyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "5 blok" diyorsunuz, çoğu zaten gidecek onların rezerv alanı...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - İzmir için de Elâzığ için de birinci talep buydu, netice itibarıyla bu taleplerinin karşılanması. Bir de bir tek arkadaşımızın arzusunun yerine getirilmesi için formül aranmış.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - "Bir tek" demeyin lütfen, vatandaş.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Önemli diyoruz, biz küçümsemiyoruz, bir talep oldu.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Sayın vekillerim, konuyu kifayetimüzakere diyeceğim, varsa başka sorunuz ya da değerlendirmeniz buyurun.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Demir, Bakana sorun bence bunları, Komisyon üyelerine değil.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Bir dakika...

Şimdi, değerli arkadaşlar, orta hasarla ilgili -konudan konuya atlıyoruz- alanda karşılaştığımız talepler ve süre içerisinde önemli bir probleme dönüşen bir kavram var. Sizin de söylediğiniz gibi eğer bunu tamamen kaldırırsak ileride -Allah korusun- herhangi bir afet söz konusu olduğunda işin içinden çıkılamaz hâle dönüşecek. Bence bu göz önünde bulundurulup mevcut şekliyle veya biraz iyileştirilmiş şekliyle devam ettirilebilir ama "orta hasarlı" kavramının kesinlikle kaldırılmaması lazım.

2+1'lere gelince, onlar çok konuşuldu yine. Elâzığ'da 3+1'leri ziyaret ederken özellikle örgütlenmiş bir grup tarafından 2+1'lerle ilgili şikâyetler oldu ve 2+1'lerin ne kadar yetersiz olduğuyla ilgili bir sürü şikâyet oldu; biz de oradan ayrılıp 2+1'lere gittik. Tamam, oradaki geleneksel aileye hitap etmeyebilir, bir şey demiyorum ama afet olmuş ve o insanların ihtiyaçlarının hemen karşılanmasıyla ilgili bir çalışma gerçekleştirilmiş. Daha sonra, oradaki il müdürlerimizin söylediklerini söylüyorum "Biz bu 2+1 olan evleri kuraya tabi tutmadık." dediler. Yani şikâyet edilen, aslında örgütlü bir şekilde şikâyet edilen 2+1'ler zaten şu anda vatandaşa verilmemiş, kenarda tutulmuş, stok daire olarak bekletiliyor. Dolayısıyla, bunların burada tekrar gündeme gelmesinin ben anlamlı olmadığını düşünüyorum.

Bileşenler, yine sizin talebinizdi, keşke bütün bileşenlerle depremden hemen sonra bir araya gelinse, onların bütün arzuları doğrultusunda bir proje yapılsa, planlama ona göre yapılsa; keşke yapılsın. Ama deprem olmadığı hâlde koruma amaçlı imar planlarında, Fatih'te, 2005 yılında Mimarlar Odasına henüz daha onaylanmamış planları bizzat gönderdik, istedikleri kadar zaman tanıdık. Ondan sonra Yıldız'daki tarihî binalarını arkadaşlarımızla beraber ziyarete gittik, tam mutabakata vardık, ondan sonra koruma amaçlı imar planlarımız Anıtlar Kurulundan onaylandıktan sonra gidip şikâyet ettiler, mahkemeye verdiler ve yine planlarımız durduruldu. Yani burada bence optimum olmalı, keşke bütün...

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - On beş sene, büyük zaman.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Hiç fark etmiyor on beş sene... Yok, hiç fark etmiyor çünkü bazı zihniyetler için zaman aşımı falan veya zamanın çok faydalı olmadığını ben yaşayarak görüyorum.

Doğru, bileşenlerle mutlaka bir araya gelinmesinde fayda var ancak her zaman neticeye varmak için, acıları sarabilmek için de zamanın da çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Ben konutları gördüm, mimari açıdan, toplumsal değerlerin yaşatılması açısından, kültürel kimliğin yaşatılması ve oluşması açısından hem şehirlerimize hem de ülkemize atılmış birer maya olarak görüyorum yaptığınız çalışmaları. Yani bundan sonra yapılaşmanın standardının Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yaptığı bu yapılar esas alınarak yapılacağını düşünüyorum. Nitekim Elâzığ'daki Belediye Başkanlarımızla da bizzat görüştük, dedik ki: "Bakın, yapılmış, malzemesi, mimarisi, iç dizaynı, ben belediye başkanı olsam bunları esas alır, bundan sonraki yapıların da temelini bu mimari tarzda devam ettiririm."

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI MURAT KURUM - Hepsi farklı.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Evet, evet farklı, birbirini tekrarlamayan kimlikli binalar ve üstelik de mimari açıdan da kullanılan malzeme açısından da son derece mükemmel; o açıdan da siz tebrik ediyorum.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Bunları eleştirdik bak, ne güzel oldu, eskiden yanlış yapılıyordu, şimdi doğru yapılıyor.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Dediniz ya: "Biz eleştirmek durumundayız." Ben size hak veriyorum çünkü eğer yapılanları...

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Bölgesel mimari, yerel malzemenin kullanılması, taşın kullanılması...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Sayın Bakanım, doğru yola geldi, zaten eğer yapılan güzellikleri söylemiş olsaydı en az sizin kadar konuşmak zorunda kalırdı.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Sayın Vekilim, hiç ara vermeden bayağı bir zamandır toplantı hâlindeyiz, o yüzden toparlarsak memnun olacağım.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Peki.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.