KOMİSYON KONUŞMASI

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ben de Miraç Kandili'nizi tebrik ediyorum, hayırlara vesile olsun inşallah; tüm insanlığa ve İslam âlemine.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Âmin.

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Tabii, özellikle biz iktidar milletvekilleri bu KİT Komisyonunda -komisyonların genelinde de bu şekilde ama- genel itibarıyla elimizden gelinceye kadar burada soracağımız soruları sadece tutanaklara geçirmek üzere değil, işin kaynağına da inerek; gerektiğinde genel müdürlerimizle, gerektiğinde bakanlarımızla, gerektiğinde ilgili yerlerle -sorun varsa- sorunların çözümü noktasında veyahut da fikir ve düşüncelerimiz varsa paylaştığımız için çok az konuşmaya dikkat etmeye çalışıyoruz, gayret sarf ediyoruz. Genellikle de muhalefet milletvekilleri arkadaşlarımız fazlasıyla haklarını, konuşma haklarını kullanıyor; buna da saygı duyuyoruz. Bunu da tüm samimiyetimle dile getirmek istiyorum.

Ben şahsen arkadaşlarımızın bu konularla ilgili detaylı bir şekilde konuşmalarını, gerekirse eleştiri, gerekirse cevap verme hakkını kullanmalarını istiyorum ama arkadaşlarımızın şuna dikkat etmelerini de rica ediyorum, özel istirham ediyorum: Karşılıklı, birbirimize saygı çerçevesinin sınırını hiçbir zaman aşmamamız gerekiyor. Burada her arkadaşımız kendi alanında yetkindir, kendi alanında bilgilidir, kendi alanında üç beş kelime sarf edebilecek kabiliyetteki arkadaşlarımızdır. Birilerin öğretmen, birileri öğrenci rolüne lütfen bürünmesin.

Özellikle KİT Komisyonu teknik komisyon. Ben de 24'üncü Dönemden beri KİT Komisyonu üyesiyim. Daha öncesinde, diğer arkadaşımızla beraber çok ciddi manada çalışıyorduk, âdeta bu raporları didik didik, cümle cümle, harf harf, kelime kelime tartışıyorduk, konuşuyorduk ve dersimizi de gerektiğinde çok çalışıyorduk; bugün de çalışıyoruz. AK PARTİ iktidarının yirmi yıllık süreye yakın iktidar döneminde kamuya, Türkiye'ye yaptıklarını, ettiklerini burada anlatırsak on dakikalar yetmez bize. Elbette ki tüm alanlarda yaptığımız gibi "Geçmişte, AK PARTİ öncesinde..." dersek, bazı arkadaşlarımız tabii buna hemen huylanırlar ama AK PARTİ öncesinde, bütün Türkiye'nin her köşesinde hava yolu, halkın yolu hâline gelmemişti; çok elit bir tabaka, ciddi bir kesim, ekonomik durumu çok üst seviyede olan insanlarımızın kullandığı bir ulaşım aracıydı. Şu anda Türkiye'mizde, bütün bölgelerde, Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde ve sanırım 49'a, 50'ye yakın şehirde havaalanı var. Bu havaalanları, bu otobanlar, bu demir yolları ulaşım ağları... Bunlar elbette ki bir ticari mantıkla ve sadece kâr amacı güderek yapılan yatırımlar değil. Buralarda, elbette ki bu yapılan yatırımlarda bizim, havaalanı kâr marjıyla baktığımızda -biraz önce Sayıştaydaki arkadaşlarımıza da teyit etme amacıyla sordum- 49 havaalanımızdan 6 tanesi kâr ediyor; biraz önceki arkadaşlarımız da "10" dediler. 39 havaalanını kapatalım mı? Eğer biz bu mantıkla baktığımızda, olayı değerlendirdiğimizde o zaman bizim bu 39 havaalanını kapatmamız gerekiyor kâr etmiyor diye. Ama AK PARTİ'nin siyasetinde, hedefinde milletimiz var ve halkımız var. Halkımız, milletimiz layık olduğu hizmetleri görmelidir ve daha fazla hizmet de etmemiz gerekiyor, o kanaatteyiz ve o mantıkla da çalışırız. Biz burada otobanları sadece bir ticari mantıkla, iki şehir veyahut da en fazla kâr edilen yollar, güzergâhlar olarak değerlendiremeyiz. Nasıl ki İstanbul'daki vatandaşımız, Ankara'da yaşayan vatandaşımız, İzmir'de yaşayan vatandaşımız hava yolu ulaşımını hak ediyorsa Hatay'daki vatandaşımız da, Şırnak'taki vatandaşımız da, Hakkâri'deki de, Yozgat'taki de, Iğdır'daki de bu haktan faydalanmalıdır ve faydalandığınız zaman da "Iğdır'daki vatandaş, havaalanı zarar ediyor, biz bunu kapatalım." mantığıyla asla ve kata bunu değerlendirmememiz lazım.

AK PARTİ yirmi yıldır milletin kantarında her zaman yaptığı icraatla ortada. Biz her seçimde millete sadece komisyonlarda, Genel Kurulda konuşmayla eylemlerimizi, söylemlerimizi dile getirmiyoruz; biz sahada, bütün alanda yirmi yıldır -yirmi yılın hemen hemen her senesinde, ortalama bir buçuk senede- seçimlerde bu vatandaşımızın, bu halkımızın kantarına girmişiz ve bu kantarda kendi kilomuzu, hedefimizi tartmışız. Onun için de biz bu hizmetlerde, başta Sayın Cumhurbaşkanımıza ve daha önce görev yapan tüm Ulaştırma Bakanlarımıza ve hemşehrim Hüseyin Genel Müdürümün yerinde daha önce oturmuş olan genel müdürlerimize, kendilerine de, bütün ekibine de teşekkür ediyorum. Hizmetlerin devamını diliyorum.

Millet bizden hizmet bekliyor. Bizim hedefimizde halkımıza, vatandaşımıza daha fazla hizmet, refah düzeyini daha fazla yükselterek... Avrupalı, Amerikalı, Japonyalı nasıl gelişmişlik hedefiyle kendi vatandaşına hizmet ediyorsa bizim kesinlikle bunun daha üstünde gayretle çalışmamız lazım, gayret sarf etmemiz lazım.

Sizlere de, bütün arkadaşlarımıza da daha fazla gayretle başarılar diliyorum, teşekkür ediyorum.

Size de tüm kamu kurum ve kuruluşundaki arkadaşlarımıza da ve Başkanım sizlere ve bütün milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.