KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Sayın Genel Müdürüm, hoş geldiniz. Tabii, toplantının sonu oldu ama...

Sayın Başkanım, kurumla ilgili aslında bir önerim yok, bir soru sormayacağım fakat toplantı başladığı zaman yaşanan hadiselerle ilgili ben de küçük bir açıklama yapmak istiyorum. Burada amacım tartışma çıkarmak da değil kesinlikle. Yani, ben de iki buçuk yılı aşkın bir süredir bu Komisyonun bir üyesi olarak çalışıyorum. Buradaki değerli Komisyon üyelerimiz de değerli milletvekillerimiz de -biz nasıl herkesi öğrendiysek- bizim tavrımızı, tarzımızı öğrenmiştir.

Ben, sadece, burada olmayan bir isimle ilgili bir açıklama yapmak istiyorum. Biz kurumlarımızı yeri geliyor eleştiriyoruz, bürokratlarımızı eleştiriyoruz. Geçen sene yanlış hatırlamıyorsam Devlet Demiryollarının Genel Müdürünün atmış olduğu bir "tweet"le ilgili herkes burada üzerine düşen açıklamayı yaptı.

Fakat, değerli arkadaşlar, sözüme şöyle başlayayım aslında: Bir kere bir bürokratın, bir Genel Müdürün, böylesine önemli bir kurumda çalışan hiç kimsenin siyasete girmemesini bizler de arzu ederiz. Hele ki sosyal medya hesabından böyle bir çirkin açıklama yapmak hiç kimseye yakışmaz. Yapan varsa, ben de kınıyorum, bunu peşinen söylüyorum. Ancak, bugün burada öyle bir olaya şahit olduk ki özellikle son günlerde Türkiye'de yaşanan bir örneğin küçük bir benzerini burada yaşadık. Nedir bu? Sosyal medyada bir ters algı oluşturuluyor, daha sonra kamuoyuna bu ters algıyı gerçekmiş gibi verip onun üzerinden bir siyaset yapılıyor.

Bakın, Sayın Başkanım, arkadaşımız burada yok, ben onun sözcüsü de değilim ama biz bu kurumu denetlerken aynı zamanda bu kurumda çalışan isimlerin de hakkını, hukukunu savunmak zorunda değil miyiz? Onlarla ilgili yapılan bir eleştiri, bir yanlış yapıldığı zaman nasıl hep beraber üzerine gidiyorsak bir arkadaşımızla ilgili ortaya konulan yanlış bir durum olduğu zaman da onu savunmak da bize düşer.

Bugün ismi geçen arkadaş Genel Müdür Yardımcısı Bora Ülker. İYİ PARTİ milletvekilleri -keşke burada olsalardı- geldiler, şov yaptılar, ortalığı karıştırıp, gittiler. Ben konuyu biliyorum. İYİ PARTİ Genel Başkan Yardımcısı "Bora Niyazioğlu isminde bir hesaptan Genel Başkanımıza hakaret edildi." deyip daha sonra dönüp Bora Ülker'i suçluyor. Böyle bir şey olabilir mi ya? "Tweet"i atan Bora Niyazioğlu, senin hesap sorman gereken Bora Niyazioğlu, dönüyorsun Genel Müdür Yardımcısı Bora Ülker'i suçluyorsun.

Şimdi, düşünün, benim fotoğrafım alınmış, bir Twitter sayfası açılmış. "Lütfü Kaşıkçıoğlu" diye bir sayfa ve benim fotoğrafım var. Şimdi, bu sayfadan yapılan paylaşımla nasıl beni suçlayabilirsiniz, böyle bir şey olabilir mi? Sosyal medyada İYİ PARTİ bunu bir kampanya hâline dönüştürdü ve Bora Ülker'i hedef gösterip Bora Ülker'in üzerine yüzlerce insan yazı yazdı. Bora Ülker de çıktı, bir basın açıklaması yaptı "Arkadaşlar, bu hesap benim değil. Benim ismim Bora Niyazioğlu değil, benim ismim Bora Ülker. Benim fotoğrafımı almış ve sahte bir hesap açmışlar." dedi. Bununla ilgili Anadolu Ajansına da bir açıklama yaptı Bora Ülker ancak bugün Bora Ülker'le ilgili ne bölücülüğü kaldı ne söylenmeyen bir söz kaldı. Arkadaşlar da biliyor, Bora Ülker çıktı, basına bir açıklama yaptı ve konuyu anlatan, izah eden bir açıklamayla konuyu kapattı. Arkadaşlar hâlâ ikna olmadılarsa gider, Bora Ülker'le ilgili bir dava açarlar ki açmışlar. E, bunun tartışılacağı yer burası değil ki efendim. Geldiniz, celallendiniz birden, kurumun üzerine yürüyorsunuz. Burada olmayan bir arkadaşla ilgili ağza alınmayacak kelimeler, ifadeler sundunuz ve ondan sonra çektiniz gittiniz. Şimdi, bu arkadaş burada yok, kim savunacak bu arkadaşı? Bu arkadaşın da çoluğu var, çocuğu var, hanımı var, eşi var, dostu var.

Bugün ben bu açıklamayı yapmasam bu Komisyon raporu, tutanakları atıyorum üç yıl, beş yıl, on yıl sonra okunsa... Ya, Bora Ülker'le ilgili neler söylenmedi ki. Yani, oluşturulan ters algı ve nihayetinde, bir Genel Müdür Yardımcısına yapılan bir itibar suikastı. Ben, bunu anlatmak istedim. Kalktım, arkadaşlara burada otururken de söyledim "Yanlış yapıyorsunuz." dedim. Bu konuyu... Sayın Genel Başkanınıza şirin gözükmek için burada gelip kurumu dövmeye çalışıyorsunuz. Varsa böyle bir şey, hep beraber buna itiraz edelim, bunu eleştirelim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayret bir şey ya! Mahkemeye...

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Bakın, arkadaşlar, ben bir tartışma açmak istemedim. Ben sadece Cumhuriyet Halk...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, lütfen. Bakın, karşılıklı konuşmayalım. Söz verdim, lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, ne zaman bitecek?

Hayır, söylediğim şey şu: Mahkemeye verilmiş bir konu, neticelenmesi gerekli...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, lütfen devam etsin, Sayın Vekilim, devam etsin konuşmasına. Niye siz müdahale ediyorsunuz?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yahu, aleyhinde bir şey demiyorum ben. Teknik bir şey söylediğim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama tamam, müdahale etmeyin.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Deniz Bey, müsaade ederseniz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Vekilim.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerimizin de bu yanlış algıya kapıldıklarını ben üzülerek gördüm. Bunu düzeltmeye çalışıyorum şu an, başka bir şey yapmaya çalışmıyorum.

Şimdi, mahkemeye intikal etmiş bir olay varken, buraya geldik -burası teknik bir Komisyon- burada kurumumuzu denetleyeceğiz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Vekilim, peki, Devlet Bahçeli'yle ilgili birisi atsa, sonra da "Ben atmadım." dese, ne olur?

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Mahkemeye verirsin, inanmıyorsan. Ya inanırsın -A şıkkı- ya da mahkemeye verirsin.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Mahkemeye verilir, anlarız.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Tamam, mahkemede olan bir insanla ilgili...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biz de onu söylüyoruz, mahkemenin sonucu beklensin. Ne kimse karalansın ne kimse aklansın.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Bakın, mahkemeye intikal etmiş bir olayla ilgili...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben Dijital Mecralar Komisyonu üyesiyim yani bu ve benzeri pek çok örneği inceliyoruz.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Bakın, Deniz Bey...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen karşılıklı konuşmayalım.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Deniz Bey, mahkemeye intikal etmiş bir olayla ilgili Yasin Öztürk'ün yaptığı açıklamayı -tutanakları getirdim- söylüyorum: "Bakın, bu bürokrat bölücünün ta kendisidir. Bu bürokrat 5 milyon insana hakaret etmiştir. Genel Müdüre sesleniyorum: Bu bürokratı nasıl daha burada tutarsınız?" Hayırdır ya, bu hakkı sana kim veriyor? Git, mahkemede hakkını ara. Elbette ki böyle bir açıklama... Sen inanmıyorsan dahi "Bu açıklamayı ben yaptım." tarzındaki bir açıklamaya inanmıyorsan dahi gideceksin mahkemede sonucu neticelendireceksin ve çıkacaksın geleceksin. Ona rağmen Bora Ülker olduğu mahkeme tarafından tespit edildiği hâlde o arkadaş bu kurumda duruyorsa eğer, hep beraber buna tepki koyarız zaten. Ama bugün yapılan bu değildi ki. Bugün yapılan, burada olmayan...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Vekilim, toparlayalım.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Masumiyet karinesi var. Doğru söylüyorsunuz.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Efendim, masumiyet karinesini... Bakın, Atila Bey...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, bu o arkadaş için de var yani onu söylüyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Arkadaşlar, lütfen karşılıklı konuşmayalım.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Hayır, anlaşıyoruz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Kaşıkçı, toparlayalım.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Sayın Başkanım, ben bir tartışma yaratmak için değil, burada olmayan bir arkadaşın hakkını hukukunu savunmak adına bunları söyledim.

Ha, Sayın Genel Müdürüm, ben sizi de eleştiriyorum: Bu arkadaşımızın hakkını hukukunu savunmak size de düşer aynı zamanda. Bakın, burada kendisine yönelik çok ağır kelimeler konuştular. Şunu dahi diyebilirdiniz: "Arkadaşlar, bu konu mahkemeye intikal etti." veya şunu diyebilirdiniz: "Kurum olarak verdiğimiz cevabı..."

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Onu söyledi Sayın Vekilim.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Şimdi, İYİ PARTİ yazı yazmış "Bora Niyazioğlu diye biri var mı?" diye, kurum da demiş ki: "Yok, böyle biri yok." Hakikaten yok. "Tweet"i atan -tekrar söylüyorum- Bora Niyazioğlu, bugün bu toplantıda ismi geçen Bora Ülker. Hepimizin başına gelebilir efendim bu. Buradan yürüyüp, siyaseten gelip bu olayı buraya yansıtmayı da ben çok etik bulmadığımı ifade ediyorum.

Tekrardan teşekkür ediyorum Başkanım.