| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .02.2015 |
TURGAY DEVELİ (Adana) - Hayır, tekrar değil Sayın Başkan, bir ekleme yapacağım ben.
Şimdi, biz geleceği temsil ediyoruz, geçmişi değil ama tarihin de yol göstericiliğine ihtiyacımız var.
Arkadaşlar, Ziraat Bankası demek, tarım demek. Tarımın sorunlarını, tarımın finansmanını konuşmadan Ziraat Bankasını konuşamayız. Dolayısıyla, bunların hepsini teker teker konuşmamız gerekiyor.
Şimdi, bakın arkadaşlar, burada sonuçları konuşuyoruz biz. Bu işin başlangıcı şu: 9 Aralık 1999 yılında Uluslararası Para Fonuna, IMF'e verilen niyet mektubunda 2000 yılı hububat destekleme fiyatlarının tahmin edilen dünya piyasasına fiyatının yüzde 35'inden fazla olamayacak şekilde belirleneceği ve TMO tarafından yapılan hububat alım miktarının düşürüleceği taahhüt edilmiştir.
AYDIN BIYIKLIOĞLU (Trabzon) - Yani, kusura bakmayın Turgay Bey, o günkü iktidarın politikasıydı bu.
BAŞKAN - Koalisyon hükûmet dönemi, 57'nci Hükûmet Dönemi.
AYDIN BIYIKLIOĞLU (Trabzon) - Bugün öyle bir şey var mı?
TURGAY DEVELİ (Adana) - Tabii, tabii, var.
AYDIN BIYIKLIOĞLU (Trabzon) - Referansınız yanlış yani.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Anlatacağım, izin verin; izin verin, anlatayım.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Toprak Mahsulleri Ofisi kaç paraya alıyordu yahu?
BAŞKAN - Bu tartışma yalnız...
TURGAY DEVELİ (Adana) - Arkadaşlar, izin verin anlatayım.
BAŞKAN - Sayın Develi, müsaade eder misiniz?
TURGAY DEVELİ (Adana) - Devam edelim arkadaşlar.
BAŞKAN - Sayın Develi, bir dakika...
Şimdi, bu tartışma inanın burada uzar gider ve tarım politikalarını değerlendirme durumuna geliriz. Yani, burada kifayetimüzakere yapalım.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Sayın Başkanım, bir ekleme yapayım, tamam, uzatmayacağım.
BAŞKAN - Buyurun.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Şimdi, az önce Mehmet Bey anlatırken üretimin arttığından, ticaretin çoğaldığından, tarım sanayisinin geliştiğinden bahsetti ve buğday üretiminin arttığından bahsetti.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Geçen seneyi saymayın.
BAŞKAN - Mevsimsel etkiden arındırılmış değerlendirmeler olarak bakalım.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Evet.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Tamam.
Şimdi, buradaki mesele şu: Biz, siyaset yapıyoruz. Kendi ulusal politikamızı... Bir devletiz, bir ulusuz ve doğal olarak da -dünya devletleriyle tabii ki küresel sistemde artık ilişkiler çok şeffaflaştı bankacılık sektöründe, diğer alanlarda ama- sonuçta kendi çiftçimizin çıkarını korumamız gerekiyor, kendi devletimizin çıkarlarını korumamız gerekiyor, kendi sistemimizi rehabilite etmemiz gerekiyor. Bütün bunları yaparken geldiğimiz sonuç da, bu anlattığım 1999 yılından, 2000 yılından, 2004 yılından verdiğim örnekler, o gün alınan kararların bugün sonucunu yaşadığımızı ve neye tekabül ettiğini göstermek açısından arkadaşlar. Bugün sadece sonuç yaşıyoruz, sadece sonuç yaşıyoruz. Ben bunları anlatmaya çalışıyorum, ben kötü bir şey söylemiyorum. Bu küresel dünyada kendi çiftçimizi, kendi buğday üreticimizi enflasyonun altında alım yapacağımızı, enflasyonun altında fiyat politikası belirleyeceğimizi...
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Doğru değil ama bu.
TURGAY DEVELİ (Adana) - İzin ver anlatayım.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) - Ama doğru söyle, kâğıdı boş ver şimdi, alıma bak sen; Toprak Mahsulleri Ofisini yeni denetledik, doğru değil.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Mehmet Bey, niye...
Bakın, o zaman okumam gerekiyor Sayın Başkanım, hangi kararla bunların taahhüt altına aldığını göstermem gerekiyor.
BAŞKAN - Sayın Develi...
AYDIN BIYIKLIOĞLU (Trabzon) - Turgay Bey, bakın, yine bir yanlışta ısrar ediyorsunuz. Şimdi, 2001 yılındaki Türkiye politikasıyla ortaya koyulmuş olan verilerin hepsi silindi, atıldı. O IMF'den para almak için Dünya Bankasına verilmiş olan taahhüt.
BAŞKAN - Yani, IMF'yle ve Dünya Bankasıyla ilişkilerimiz hakikaten mazide kaldı. Şu anda onların bir bağlayıcılığı yok. O okuduğunuz metinler doğru ama şu an için geçerli değil, bağlayıcılığı yok.
Çok teşekkür ediyorum.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Kıfayetimüzakere yapıyoruz ama bakın bütün üyelerin ortak isteği bu.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Tamam, bir şey söylemiyorum.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Cümlesini bitirsin Sayın Develi.
BAŞKAN - Bitirsin, buyurun.
Sayın Develi "Bir ekleme yapacağım." dedi ama bir türlü o eklemeyi yapamadı.
AYDIN BIYIKLIOĞLU (Trabzon) - Hayır, yanlış referans.
BAŞKAN - Hayır, bu tartışma çok güzel bir tartışma aslında, uzun uzun zevkle yapılacak bir tartışma, önemli konulara temas ediyorsunuz. Sektörün, bankacılık sektörünün, Ziraat Bankasının, tarım politikalarının, ekonominin genel politikalarının tabii ki değerlendirilmesi lazım ama süreyi de verimli kullanalım.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Peki.
Sayın Başkanım, şimdi, günümüze gelerek bağlayayım.
Ziraat Bankası Sayın Genel Müdürü 800 milyon dolar sendikasyon kredisi kullandıklarını söyledi. Sanırım, 500 milyon Euro da Eurobond'tan tahvil ihraç ettiklerini söyledi. Şimdi, Ziraat Bankasının alım politikasına, işlemlerin çeşitlendirilmesine baktığımız zaman bir taraftan öz sermayesi güçlü bir sektör, banka, yüzde 30 artırılmış şeyleri; bir taraftan da -bunu anlatmaya çalışıyorum- küresel finansa banka eklemleniyor. Bunun sonuçlarını -az önce Mehmet Bey söyledi- çiftçinin...
BAŞKAN - Yani, maliyetleri daha uygun şartlardaysa kaynak bulması açısından bu tahvil ihracının ne gibi zararı var?
TURGAY DEVELİ (Adana) - Ne gibi zararı olduğu... Borçlandığınız zaman, emir alıyorsunuz.
BAŞKAN - Yok...
TURGAY DEVELİ (Adana) - Tabii, tabii.
BAŞKAN - Ziraat Bankası öyle 800 milyon avroyla falan emir alacak bir banka değil artık.
TURGAY DEVELİ (Adana) - Neyse, köylünün durumu ortada arkadaşlar.
Görüşeceğiz.