KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Hocam, öncelikle sunumunuz için teşekkür ediyorum.

Bir latifeyle başlamak istiyorum. Arka fon çok mükemmel, çok güzel, yeşillik. Acaba, hocam "Arazilerin imara açılmasına ve yapılaşmaya karşı mı?" diye de aklıma bir soru geldi.

PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU - Hayır, tabii ki değil.

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.

Hocam, bir konu hakkında sizin görüş ve kanaatlerinizi almak istiyorum.

Şimdi, 99 depreminden sonra özellikle Kocaeli, Sakarya, Düzce, Yalova ve İstanbul'da onaylı imar planlarımız vardı, mevcut onaylı imar planlarımız vardı. Bu 99 depreminden sonra o günkü Bayındırlık Bakanlığı tarafından yapılan jeolojik etütler neticesinde ve etüt raporlarında da yazıldı, kat sınırlamaları getirildi. Yani, örneğin daha önce imarlı, 7 katlı olan yerler bu jeolojik etütlerle 4 kata düşürüldü, 3 kata düşürüldü. Ancak, 7 kat olarak yapılmış, bitmiş ve kullanıyor. Şimdi, 4 kata düşürülünce orada bir dönüşüm yapmaya kalktığınız zaman yapamıyorsunuz. Niye? Mevcutta 7 kat hakkı vardı, imara uygundu, şimdi yaptığınız zaman bu onaylanan planlara göre 4 yapmak zorunda, belki yüzde 50 civarında bir hak kaybı var, dolayısıyla dönüşüm de olmuyor. Bu yapılmış olan o planların yasal olarak belki geçerlidir ama bir plancı olarak nasıl yorumlarsınız? Mesela burada bir geriye dönüş yapılabilir mi? 99 öncesi onaylı planlardaki hakları, ilave bir sosyal donatı ayırmaksızın, bu haklar verilebilir mi? Bu konudaki görüş ve kanaatlerinizi almak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU - Teşekkür ederim.

Şöyle bir durum var: Aslında plan denen şey, mevcut durumu göstermez, ilerideki durumu gösterir. O yüzden eğer bir kat indirimi söz konusuysa yeni plan geçerlidir ve orada sizin dediğiniz gibi bir hak kaybı oluyor. Yani, mevcut 7 katlı bina yıkıldıktan sonra siz ancak 4 katlı yapabiliyorsunuz, o 3 kattaki insanlar için. Tabii ki geri kalandan bir payları olacak ama her birine bir daire çıkmayabiliyor o durumda. Bu, yani, apartman türü yapılaşmanın bir sonucu oluyor sonuç olarak. Bu, sadece Kocaeli'ndeki zeminle ilgili değil tabii, zemin çalışmalarıyla ilgili değil. İstanbul'da da buna benzer imardaki kat düşürüşleri söz konusu. Mesela, Şişli'de bir grup gökdelen yapıldığı için ve bu nüfusu da artırdığı için, yeterli donatı da bulunamadığı için mevcut geri kalan apartmanlarda kat indirimi yapmışlar. Yani, bunu duydum ben, görmedim kendim ama bu tür hani imar cinliği gibi bir şey söz konusu burada. Böyle bir yerde dönüşüm yapmak zor tabii ama Şişli iyi bir örnek olmadı yoğunluk açısından ama Kocaeli'nde şöyle bir şey olabilir mi diye düşünüyorum. Tabii, kat düşürülmesi sonucunda yeni bir tasarım gerekir diye düşünüyorum ben, yapı adası ölçeğinde ve bu tasarımda oradaki insanların hak kaybını önlemek için mesela bu yaklaşım uygulanabilir mi acaba? Bir yapı adası gibi düşünüp parseli, oradaki tasarımı değiştirip yine 4 katlı, 5 katlı daha yaşanabilir bir çevre kurup, orada hak kaybı olan insanları da içine alacak şekilde yeni tasarımlar yapılabilir. Burada tasarım, anahtar kelimedir. Yani, siz 15 katlı bloklar koyup, çevresinde geniş alanlar koyarak veyahut 4-5 katlı binalar koyup, daha az yeşil alan koyup aynı yoğunlukta iki ayrı tip yaratabilirsiniz. Bu imar planıyla şekillenen ve parsel düzeniyle şey yapmak, bizi biraz zorluyor. Onun için biraz önceki soruyla da ilişkilendirirsem bu mevcut kent bölgelerinde kat yüksekliği azaltılmış ya da artırılmış veya aynı bırakılmış bölgelerde sanki bana yapı adası ölçeğinde dönüşüm yapıldı çünkü yollar ve altyapı düzenli aslında. Planlı gelişmiş, imar planıyla şekillenmiş, yapı adası ölçeğinde çok iyi çözümler bulunabilir gibi geliyor bana. Acaba, bunun önünü açacak bir yasal düzenleme olabilir mi? Mesela Üsküdar'da, mesela Şişli'de, mesela -çok iyi bilmiyorum ama- İzmit ve Sakarya gibi bölgelerde, orada daha kolay olacağını düşünüyorum. Hatta bazen 2 yapı adası da bir araya gelebilir, böylelikle altyapı da korunmuş olur, yol da korunmuş olur, yoğunluk da aynı kalır, belki uygun bir yoğunlukta, aşırı yoğun değilse ama tasarımla bu iş çözülebilir gibi geliyor ama tabii eski parselde değil, eski parselinizde değil. Bunun için 18'inci madde var aslında kullanılabilecek. Kısmen şehir içinde kullanması zor, belki daha çok gelişme alanlarında kullanıyor ama o da, o çerçevede de dönüşümde... Hatta ben bir yazımda bir şey önermiştim. Bütün bu yapı adasındaki potansiyel gelecek kullanıcıları bir araya gelip, örgütlenip yapı kooperatifi kurup -mesela bütün 2 yapı adası veya 1 yapı adası hatta belki bazen daha da büyüyebilir bu- boş ve kullanılmamış arka bahçeler de devreye girerek yeni tasarımlarla güzel çözümler çıkabilir diye düşünüyorum.