| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Gürol Seyitoğlu'nun, Türkiye'nin neotektoniği ve depremselliği ile yapılması gerekenler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .02.2021 |
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Hocam teşekkür ediyorum, ağzınıza sağlık.
PROF. DR. GÜROL SEYİTOĞLU - Sağ olun.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Bunu samimi olarak söylüyorum; sizi dinlerken acaba bu saatten sonra jeoloji de okusam mı? diye de düşünmeye başladım. Gerçekten, çok net, açık bir şekilde ifade ettiniz. Ben harita kadastro yüksek mühendisiyim yani akrabalığımız var bu konuda.
PROF. DR. GÜROL SEYİTOĞLU - Var, tabii.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Hocam, burada anlatımınızda dikkatimi çeken konular var, onları sizlerle paylaşmak ve o konudaki görüşlerinizi almak istiyorum. Tabii, bu anlatımınızdan bir de şöyle bir korkuya da kapıldım desem doğru mu bilmiyorum ama vallahi memlekette sağlam yer kalmadı, her tarafa hareketli faylarla birlikte. Özellikle, Arap Yarımadası plakasının Anadolu'yu alttan sıkıştırdığını, dolayısıyla Anadolu plakasının Yunanistan'ı alttan sıkıştırdığını, kuzeyden gelen plakalardan filan bahsettiniz. Bu sıkıştırmalar neticesinde veya bunların maksimuma çıktığı anda da büyük ihtimalle de deprem oluyor, enerji boşalması oluyor. Peki, bu anı tespit etmek için özellikle bizim meslekten de istifade ederek -zaten konuşmanızda da bahsettiniz- yapılacak GPS ölçümleriyle yükselti farklılıkları ve yataydaki, düşeydeki o farklılıklar tespit ediliyordur, bunlarla ilgili çalışmalar vardır. Bu artışlar depremin olduğu ana kadar hep belirli oranlarda düzgün bir şekilde mi, yoksa depremin olacağı gün yaklaştıkça bu oranlar daha da mı artabilir, bu değişimler daha da mı farklıdır? Eğer böyle bir şey varsa, o zaman, depremin olabileceği günle ilgili, ay, tarihle ilgili de belki bir yorum yapılabilir mi? Onu sormak istiyorum.
Diğer taraftan, Hocam, böyle dikkatimi çekti anlatımlarda; hep saat yönünde gidiyor sanki, sıkıştırmalar, saat yönünde oluyor gibi batıya doğru. Bu hep böyle midir, dünyanın her tarafında böyle midir veya ters hareketler de var mıdır? Onu sormak istedim.
Diğer bir konu da "Fay yasasının olması uygun olur." diye ifadeniz oldu. Yani fay yasasındaki amacımız nedir? Fay yasasıyla neler getirmek istiyoruz? Zaten şu anda sizin anlatımınızda ve daha önceki hocalarımızın da sunumlarından dinlediğimiz kadarıyla, Türkiye'de bununla ilgili çalışmalar var. İşte, az önce siz de söylediniz "TÜBİTAK bu konuda bir proje açtı." dediğiniz, bir taraftan AFAD bunları yapıyor, tespit edilenler var ve edilmek üzere yapılan çalışmalar da var. Zaten bu çalışmalar yapılırken ayrıca fay yasasından amacımız nedir, yani hızlandırmak mıdır yoksa burada düşünülen amaç nedir? O konuda bilgi almak istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
PROF. DR. GÜROL SEYİTOĞLU - Ben teşekkür ediyorum.
En sondan başlayayım yine. Fay yasası niye önemli? Çünkü siz her türlü inşaat kalitesini maksimuma çıkarsanız da bir bina oluşturduğunuz zaman yüzeyde eğer o bina ya da tesis ya da şehir hastanesi ya da okul eğer yüzey faylanması yapabilecek bir fayın üstündeyse kurtulma şansınız yok; o bina mutlaka hasar görecektir. Özellikle bu, kamu binasıysa çok önemli; o nedenle fay yasası önemli.
Bir diğer husus da -biraz önce bahsettim- yasa olmadan bazı yetkilileri harekete geçirmenin imkânı yok. Dolayısıyla bunlar söyleniyor ve sürekli kulak ardı ediliyor. Dolayısıyla bu bir hareket getirecek, o nedenle önemli diye düşünüyorum. Bakın, ülkemizin geldiği durumda afet sonrası çalışmalar çok iyi; hemen yaraları sarmaya çalışıyoruz, çadırlar kuruyoruz, yardımlar gidiyor, organize kurtarma ekiplerimiz var falan. Artık depremlerin arkasından gitmeyi bırakmamız gerekiyor, depremlerin önüne geçmemiz lazım; depremlerin önüne geçebilmek için de bu fay yasasına ihtiyaç var; en azından içinden fay geçen şehirlerimizi öncelikli olarak inceleyebilirsek, incelenebilirse gelecekteki afetlerin önüne geçmiş oluruz diye düşünüyorum.
Bir diğer sorduğunuz soru... Böyle hep saat ibresinin tersi yönünde dönüşler var, GPS verileri de onu gösteriyor zaten. Bu tamamen Arap levhasının Anadolu'ya çarpması ve Anadolu levhasının batıya doğru hareketinden kaynaklanıyor. Bu, dünyada her yerde böyle değil; konuşmamın başında Hindistan'dan bahsettim mesela; Çin'in doğu tarafında ise tam tersi yönde gidiyor sistem. O çarpan sistemin, kaçacak yerin zayıflık zonunun -yani dalma-batma zonları onlar- onların ne tarafta olduğuna bağlı; bizde daha çok Ege'de Kıbrıs'ta olduğu için bu tarafa doğru gidiyor; Çin'de ise Pasifik'te Filipinler taraflarında dalma-batma var, bu kaçan parça o tarafa doğru gidiyor.
GPS istasyonlarından bahsettiniz ilk defa. Benim birlikte çalıştığım arkadaşlar Harita Genel Komutanlığında işte bir dönem muvazzaf subaylık yapmış, daha sonra akademiye geçmiş olan subaylar. Dolayısıyla GPS çalışmalarında iki tür GPS var: Biri, sürekli olarak ölçüm alan, bir de belirli noktalar var altı ayda bir, işte sekiz ayda bir gidip orada ölçüm aldıkları. Dolayısıyla depremleri önceden kestirebilmek için ya da değişimleri anlık tespit edebilmek için sürekli GPS olan istasyonlara ihtiyaç var.
Çok önemli bir makale vardı; bir ovanın içinde Devlet Su İşlerinin açmış olduğu derin kuyular var; depremden önce bu kuyulardaki su seviyelerinde hareketlilik başlamış çünkü bir fayın sıkıştıran ve genişleyen alanları belli; dolayısıyla o sıkıştırılan alanlarda su seviyelerinde yükselme görüyoruz, genişleyen alanlarda su seviyelerinde düşmeler görüyoruz. Dolayısıyla depremleri önceden kestirim için bu tür çalışmalar da var. Ben inanıyorum ki eğer önceden kestirim çalışmalarında bir aşama kaydedilecekse bunu Türkiye'deki bilim insanları yapacak.
Teşekkür ediyorum.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Hocam.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Teşekkür ederiz Hocam.