| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .02.2015 |
İSMET UÇMA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sevgili Oral Çalışlar'a sunumundan dolayı çok teşekkür ediyorum ancak Sevgili Oral Bey'in de zihninde kategorizeler var, henüz daha tekdüze standartlaşma mümkün olmamış. Feminizm ya da benzeri sıfatlar ekleyerek, kategorize ederek bu sorunların çözülmesinin mümkün olup olmadığını sormak istiyorum.
Bir de arkaik kültürleri ciddice incelemeden yani gerek kalıp yargılarda olan kültürleri yani kadına yönelik geliştirilmiş kültürleri gerekse modern dünyanın, özellikle 1789'dan sonra kadını emtia hâline getiren kültürlerin ciddi bir analizi yapılmadan kadın sorunu konusunda, hayatta unsur olarak görülmesi ve hayata dâhil olması, bu taleplerin karşılanması konusunda hemen bir sihirli formül nasıl olabilir? Onun mümkün olmadığını düşünüyorum ama arkaik kültürlerle birlikte oradaki zaafları gidererek, ciddice onları masaya yatırarak bu sorunun çözülebileceğini düşünüyorum.
Ben gümüş oranı altın orana çevirmenizi beklerdim. Niye yüzde 30, yüzde 50 değil?
ORAL ÇALIŞLAR - Tutulmaz ağanın eli, yüzde 50 yapın.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Hayır, bunu şunun için söylüyorum, Oral Beyciğim, hep söylediğim şey şu: Biz öykünmeci bir yaklaşımı aşmadığımız sürece... Yani, işte buna gelişmiş ülkeler yüzde 30 gümüş oran dediği için biz bunları telaffuz ediyoruz. Oysa, biz kendi medeniyet kodlarımızdan, kendi insanımızın kodlarından hareketle bütün bunları çözebiliriz. Örneğin, diyelim ki dindar ülkelerin referans kaynakları arkaik olarak "asrı saadet" diye bir olgudur. Orada kadının konumunu, inanın, toplumlarımız bilmiyor ya da bu işe vaziyet etmek isteyenler bilmiyor. Yani, kadın orada hayatın içinde, her alanda içinde, örneğin Medine pazarını kadınlar denetliyor. Şimdi, diğer medeniyetlerde de böyle. Bir dönem sonra, ancak orta çağ dönemlerinde kadınlara, hele bizim kuzen medeniyette reva görülen çok daha tehlikeli bir durum tabii. İşte, içlerinde farklı şeyler taşıdıkları, toplumu yozlaştırıp bozdukları, kötücül dürtüler taşıdıkları için fırınlarda yakılıyor. Bunların masaya yatırılması gerekiyor ve modern zamanlara aktarılması gerekiyor.
Benim talebim şu: Bu sorunun çözülebilmesi için -siz nasıl düşünürsünüz o konuda bilmiyorum ama- kadın-erkek ayrımını ortadan kaldırarak, insan merkezli bir yaklaşımla hayatı tamamlayan iki unsur olarak, birbirlerini tamamlayan iki unsur olarak yaklaşmak, gecikmiş istihdamlarınsa bizim arka plandaki anlayışlarımızdan kaynaklandığının bilincine varıp süratle bu hususlara çözüm üretmek gerekir. İşte, Başbakanlık genelgesine vurgu yaptınız ama yasal düzenlemelerle ya da genelgelerle bu sorunu çözemeyiz yani bunun ciddi bir eğitim sürecine ihtiyacı var. Yani, Hükûmet ya da başka kurumlar yasal boşluk bulduğu yerlerde kuşkusuz ki yasa çıkarırlar ama bu toplumsal sorumluluğu ve toplumsal bilinci yükseltmediğimiz sürece bu sorunları arzu ettiğimiz düzeyde çözemeyiz. İşte medyadan bahsettiniz, bütün kadın cinayetleri ya da cinayet haberleri, üçüncü sayfa diye bir şey vardır medyada diyelim...
ORAL ÇALIŞLAR - Birinci sayfa artık.
İSMET UÇMA (İstanbul) - Artık birinci sayfaya çekmişler. Demek ki o geçen haftadan itibaren böyle oldu.
Şimdi, ben önceki gün de söyledim, yani adi cinayetlerle aile içi şiddeti ya da kadına yönelik cinayeti aynı kategoride mütalaa etmemek lazım. Yani onu çok daha öne geçirip toplumu bilinçlendirmek lazım, yani toplum topyekûn karşı çıkmalı. Mesela biraz önce dediniz ki: "Ben egemenliğimi paylaşmam." İşte sizi egemenliğinizi paylaşacak noktaya getirmek lazım. Bunun için nasıl yasal düzenleme yaparsanız yapın -"siz" derken sembolik olarak söylüyorum tabii- eğer erkek bölüğünü biz düzeysel olarak, zihinsel olarak bu dönüşüme ulaştıramazsak, kavuşturamazsak zor olur diye düşünüyorum.
Ama gerçekten de sunumunuz fevkalade aydınlatıcı oldu, açıklayıcı oldu ve şiddete gitmeden önce şiddetin önlenmesine ilişkin tedbirler konusunda da yararlı oldu.
Çok teşekkür ediyorum, sağ olun.