KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Başkanım, teşekkür ediyorum.

Aslında Abdullah Bey ile siz özetlediniz. Geçen hafta, hatırlarsanız, bir toplantı sırasında şunu tartışmıştık: Acaba gecekonduların kentsel dönüşümünü bir kenara bırakmalı mıyız yani onlar zaten hâlihazırda bir afet riski taşımayan yapılar, asıl yoğunlaşmamız gereken yerler daha yüksek yapılı konutların olduğu ve risk taşıyan binaların dönüşümü diye. Benim, bugün Sayın Genel Müdürümü izlerken de aslında geçen haftalarda o tartıştığımız konu aklıma geldi.

Şunu söylemek istiyorum: Yani uzun süredir bu projenin içerisindesiniz, gerek projenin başlangıç aşamasında gerek projelendirme aşamasında şöyle bir geriye dönüp baktığınız zaman bir "keşke"niz oldu mu?

TOPLU KONUT İDARESİ-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İNŞAAT, EMLAK, MİMARLIK VE PROJE AŞ GENEL MÜDÜRÜ FERHAT ERTÜRK - Oldu.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Veya bizle paylaşabileceğiniz, ileriye dönük bu tür büyük projeler yapacak iştiraklere de böyle bir yol gösterecek bir "keşke"niz oldu mu?

TOPLU KONUT İDARESİ-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İNŞAAT, EMLAK, MİMARLIK VE PROJE AŞ GENEL MÜDÜRÜ FERHAT ERTÜRK - Şöyle efendim...

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Ben bu projeyi, özellikle Hatay'a gidip gelirken daha çok üstten bakma şansım oluyor uçaktan, alçalma alanı olduğu için. Sayın Cumhurbaşkanının da son zamanlarda eleştirdiği o dikey mimarinin... Çok yüksek, 10 katlı herhâlde buralar.

TOPLU KONUT İDARESİ-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İNŞAAT, EMLAK, MİMARLIK VE PROJE AŞ GENEL MÜDÜRÜ FERHAT ERTÜRK - Son yapılanların tamamı 10 kat.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Oradan daha çok gözlemleme şansım, bazen de havalimanına giderken yolun sol tarafında izleme şansım oluyor, gerçekten çok yüksek katlı konutlar.

İleriye dönük keşkelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Veya geçmişe dönük.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - İleriye ışık olması açısından.

TOPLU KONUT İDARESİ-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İNŞAAT, EMLAK, MİMARLIK VE PROJE AŞ GENEL MÜDÜRÜ FERHAT ERTÜRK - Sayın Vekilim, Ergün Başkanımızla biz çalıştık, bu benim çalıştığım -Erdoğan Bey, Haluk Bey- 4'üncü TOKİ Başkanımız, Ergün Bey şimdi Fatih Belediye Başkanımız. Çok güzel bir cümlesi var, ben onu birçok yerde kullanıyorum, "Her dönemi kendi şartlarıyla değerlendirmek lazım." diye.

Şimdi, TOKİ'nin ilk başladığı yıllarda en çok eleştirildiği konu mimari projelerin çirkinliğiydi veya tekdüzeliğiydi. Şimdi, o günün şartlarına baktığımızda, Türkiye gecekondulaşmanın önlenmesiyle alakalı bir mücadelenin içerisine girmiş, TOKİ yeni yapılanıyor ve süratle konutların yapılması lazım. Bunun için kopyala yapıştır yöntemiyle birbirinin benzeri konutlar ürettik biz. Şimdi, bu dönemde önceliğimiz bizim estetik değildi. O yapılan konutları o dönemin şartlarıyla değerlendirmek lazım. Ama bugün aynı şeyi artık TOKİ'ye söylememiz mümkün değil çünkü TOKİ de eski TOKİ değil, şartlar da eski şartlar değil; daha nezih, daha dışa bakan yüzünde estetik konutlar üretiliyor. Biz de bu projeyi yaşarken istemeden hatalar yapıyoruz veya şartlar bizi hataya sürüklüyor. Bunlardan bir tanesi, şerefiyelendirme yapamamamız. Burada belki istemeden vatandaşlara karşı bir haksızlık yapmış olabiliriz, o da şöyle: Şimdi, bir arazi düşünün, 4 milyon metrekare. Bu arazinin yola yakın kısmıyla -vatandaşın ağzıyla söyleyeceğim- dağın başındaki aynı değer değildir. Yani yol her zaman için bir değer parametresidir, ne bileyim manzara bir parametredir. Yani çukurdaki bir arsayla manzaralı bir arsa aynı değildir. Biz burada arazi şerefiyelendirmesi yapamadık. Yani arazinin tamamı tek bir fiyattan hesap edildi, birinci belki haksızlığımız veya keşkemiz; bunu yapabilseydik. İkincisi de, binanın kendi içinde şerefiyelendirilmesini yapamadık, o da şöyle: Vatandaşın kura hakkı vardı, o kurada vatandaş 7'nci kattan güzel, manzaralı konut da çekebildi, girişten de çekebildi, eksi kottan da çekebildi. 7'nci kattaki gayet memnun "Allah razı olsun." diyor, eksi 1'deki "Hakkımı helal etmiyorum size." diyor. Şimdi, gel, buyur, bu işin içinden çık. Yani ne onun kurasını ben çektim ne 7'nci kattakinin kurasını ben çektim. Yani "Bu niye yapılamadı?" derseniz, bu da ayrı bir şey. Şerefiyelendirme biliyorsunuz, bir değeri sıfır noktasına getirmek için birisinden alırsınız, birisine verirsiniz, yani birisinin eksik değerini yüksek değerliden alıp telafi edersiniz. Burada para mevzusu olmadığı için, biz arsa karşılığı daire verdiğimiz için, bir para toplama mekanizması da oluşmadı, anlatabiliyor muyum? Yani bu bir eksiklikti, belki buna bir formül bulunabilirdi. Onun dışında, hani bunu keşke diye de veya tecrübe paylaşımı diye de anlatabiliriz. Zaten mümkün olduğunca buraya yansıtmaya çalıştım, öneriler kısmında. Burada eksik kalan, unuttuğumuz şeyler olursa her zaman bu Komisyonun emrinde olarak geliriz, bilgi veririz veya uygulamaya yönelik bir şey olursa arkadaşlarımla beraber çalışırız, yani o manada biz şeref duyarız milletimize hizmet etmekten.

LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Teşekkür ederiz.