ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başbakan Yardımcımız, 27 Ekimde bir toplantıda yaptığı konuşmada "Biz gidersek Türkiye'de her şey kötüleşir. Bunların eline kalsak beş ay maaş ödeyemezler." demişti. Ben soruyorum: Türkiye Cumhuriyeti tarihinde maaşların ödenemediği bir tek gün olmuş mudur, varsa hangi tarihtedir, nerede ödenememiştir? Ancak 13 Mayıstan sonra Soma'da, Eynez Maden Ocağı'nda ve diğer bazı ocaklarda çalışan işçilerin maaşları, Hükûmetin gerekli düzenlemeleri zamanında yapamaması nedeniyle bu ödemelerin aksadığı malumunuzdur.

Bir diğer husus da konuşmamda devletin kurum ve kurallarıyla yönetilmesine ilişkin bazı örnekler vermiştim. Şimdi, hatırlatmak istediğim iki örnek var. Bu konuda da Sayın Başbakan Yardımcımızın görüşlerini almak isterim. Biri şu: 29 Ağustos 2014 tarihinde bir Bakanlar Kurulu kararı yayımlandı. Bu karara göre özel elektrik şirketlerine borcu olan çiftçilerin bu elektrik borcundan tarımsal ödeme desteklerinin mahsup edilmesine ilişkin. Yani, işin özü, devlet ve Hükûmet özel elektrik şirketlerinin tahsildarı durumuna getirilmiştir, bu da fevkalade yanlıştır. Mademki özelleştirildi bu şirketler o zaman özel hukuk kurallarına göre borç-alacak ilişkilerini düzenleyecek. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin ve devletin işi değildir şirket adına tahsilat yapıp parayı şirkete yatırmak. Bu fevkalade yanlıştır, bunun düzeltilmesi gerekir.

İkincisi de Sayın Özel'in Soma'da Yırca köyünde bu Kolin'in yaptığı faaliyetlerle ilgili tabii hukuki süreçler şu aşamaya kadar genelde firma lehine cereyan ediyor. Ancak Sayın Başbakan Yardımcım, firmanın hatası şurada: Özel güvenlik kuvvetleriyle firma kendini âdeta kolluk gücü ve mülki idare yerine koyan tutum ve davranışlar içerisinde. Burada sınırları iyi ayarlamak gerekiyor. Orada köylülerin ellerini kelepçeleme, dayak atma, saldırma şeklinde faaliyetler de oldu ki bu da hukuku bozan ve devlet otoritesini de âdeta... Eğer önü alınamazsa biliyorsunuz... Yani, bazı ülkelerde bazı özel maden şirketlerinin özel güvenlik kuvvetleri, işçileri, vatandaşları taradıklarını da biliyoruz. Yani, orada kıldan ince, kılıçtan keskin bir durum söz konusu. Bunu da özellikle hatırlatmak isterim.

Teşekkür ederim.