KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, değerli misafirler, Sayın Bakan Yardımcım, değerli bürokratlar; hoş geldiniz.

Ben aslında şu "unutulma hakkı" konusunda yasa hazırlanırken de karşı çıkmıştım; kişisel olarak doğru bulmuyorum. "İnternette veya sosyal medyada yazılan her şey doğrudur." anlamında söylemiyorum ama yazılı basında da benzer bir şey yok mu? Yani, bir şey yayınlandığı zaman öyle "unutulma hakkı" filan yok ancak tekzip edebilirsiniz, o yazının doğru olmadığını söylersiniz ama bunu silebilirsiniz. Yani, biz şimdi "İkinci Dünya Savaşı'nın hepsini silelim kayıtlardan, 'Olmadı.' diyelim." diyebilir miyiz? Yani, bu şansımız yok. Belki dersiniz ki: "Bu, kişilere verilen bir hak." Yani, biraz şey bir örnek ama Abdullah Öcalan'ın öyle bir hakkı olacak mı? Yani, bunun sınırlarını kim çizecek?

Şimdi, bunları belirlerken bir de hukukun hakikaten iyi çalıştığı bir ülkede yaşıyor olmamız lazım. Hukuk her gün değişik kararlar veriyor, Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayan bir mahkememiz var yani. Böyle bir ülkede bu kadar yasal tedbirler aldığınız zaman kime, neye güveneceksiniz? Yani, Kore ve Çin gibi olmak istemiyoruz ama gücümüz kendi yazılımlarımızı geliştirecek kadar da, Çin kadar da kuvvetli olmadığı için bu sefer de yabancı firmalar üzerinde baskı kurarak bunları sağlamaya çalışıyoruz gibi bir düşüncem var. O yüzden, burada, toplumun genelini ikna ederek yapmak lazım bu işi; yani "Biz yaptık, oldu." diye yaparsanız toplum ikna olmaz, ikna olmayınca da burada taraflı olduğunuz ortaya çıkar. Şu anki durumu da ben öyle görüyorum. Tabii, ben şey uzmanı değilim; tabii, ben bunun biraz daha teknik tarafıyla ilgiliyim, hukuki tarafıyla çok ilgili değilim ama siyasetçi olarak bunu da vatandaşın gözlemi olarak belirtmek istiyorum: Yani, hep iktidar tarafına yontacak bir keser olmasın bu sistem. Ben hesap verilebilirlik konusunda da haklı buluyorum ama işte, hukukumuzun oturmuş olması lazım.

Ben esasında burada, problemin biraz daha temeline inersem, teknik olarak altyapımız konusunda aslında Ulaştırma Bakanlığının yapması gereken çok iş olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de fiber altyapısı yaklaşık 400 bin kilometre; bunu çok yükseltmemiz lazım, yetersiz. Benim evimde internet hızı 5 mbps'ye düşüyor, bunu kaç kere de belirttim ama daha iyisini yapamıyorlar maalesef. Bunları düzeltmemiz lazım, vatandaşa öncelikle hizmet vermemiz lazım. EBA'nın durumunu biliyoruz, öğrencilerin durumunu biliyoruz, altyapımız yetersiz. Altyapımız yetersiz ama yani, firmalarımız da iyi durumda değil ki. TÜRK TELEKOM için bir ara 30 milyar dolar değerden bahsediliyordu, sonra 18 milyar dolar oldu, sonra 6 milyar dolara özelleştirildi. Şu anda değeri nedir, bilmiyorum; Sayın Bakan Yardımcım daha iyi biliyordur herhâlde. Yani, borçlu; bankalar el koydu neredeyse. Turkcell benzer durumda. 18 milyar dolarla New York borsasına açıldık, şu anda Turkcell'in durumu nedir bilmiyorum ama belki 3-5 milyar dolar değeri vardır. Bu değer kayıplarına karşılık güzel bir altyapımız olsaydı o da yok. Yani, ben internetten ders veremiyorum, öğrencilere görüntüleri kapattırmak zorunda kalıyorum; görüntüleri kapattırmazsam sesim gitmiyor yani böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Bu, Ankara'da oluyor. Başka yerlerde de -yani, bunu konuşmamda da söyledim- Gazi Teknokentte elektrik kesiliyor. Gazi Üniversitesinin Teknoparkı Gölbaşı'nda, bunun elektriği kesiliyorsa yani bu altyapıyla biz nereye kadar gidebiliriz? Öncelikle altyapımızı şey yapmamız lazım ve kaynakları verimli kullanmamız lazım. Ben şu ana kadar verimli kullanmadığımızı düşünüyorum. Hem firmalarımız kaybetti hem vatandaşımız hizmet alamadı. Şu anki durumumuz maalesef böyle, inşallah bundan sonra iyi olacaktır. Yani, bunu şey olarak söylemiyorum. Bakanlığımızın, BTK Başkanlığımızın çok değerli çalışmaları var; kişilerle de çalıştık, benim de çalışmalarım oldu, biliyorsunuz, beraber BTK'nin Frekans Yönetim Sistemi'ni biz yazdık, bu tür şeylerimiz var ama keşke daha iyi olabilseydik.

Teşekkür ediyorum.