KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkürler Sayın Başkanım, o kadar kullanmayacağım süremi.

Öncelikle şunu ifade edeyim: G20 başta olmak üzere bildiğim kadarıyla 40 ülkenin üzerinde ülkede varlık fonu var. 2016 yılında kanun çıkarken de biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye'nin bir Varlık Fonuna sahip olmasından duyacağımız memnuniyeti ifade etmiştik. Tabii, kanuni düzenlemeyle ilgili eleştirilerimiz vardı ama bir Varlık Fonuna sahip olma konusunda destek vermiştik.

Tabii, isme takılmamak lazım aslında. Sayın Genel Müdürümüz de ifade etti, faaliyet raporlarında da var: "Varlığa dayalı kalkınma fonu" Yani tamamen isimden dolayı "Varlığımız yok; niye 'Varlık Fonu?'" gibi takılmamak gerekiyor. Tam tanımı, dün de ifade etti Sayın Genel Müdür, İngilizceden Türkçeye tercümeden kaynaklanan bir konu, aslında "varlığa dayalı kalkınma fonu" özü itibarıyla.

Tabii, diğer ülkelere baktığımız zaman da ülkeden ülkeye gerek fonun yapısı, kaynakları, hedefleri boyutuyla elbette farklılıklar var, bu da bize, Türkiye'ye has, benzerleri mutlaka diğer ülkelerde de olan bir fon. Bu anlamda amacımız üzüm yemekse elbette ki bu fona sahip çıkmalıyız. Yani eksikliklerini elbette dile getirmemiz lazım, varsa yanlışlıkları elbette eleştirmemiz lazım ama özünde bu fona sahip çıkmak lazım.

Baktığımız zaman, fonun amacı nedir, kuruluş gerekçesi nedir? Aslında bir atasözümüzde gizli yani "Birlikten güç doğar." atasözümüzden esinlenerek baktığımız zaman... Yani şimdi, portföyüne baktığımız zaman 8 sektörden 14 şirket, 2 lisans, taşınmazlar var; bunları bir araya getirip, bir güç elde edip bunun oluşturacağı iş yapabilme kapasitesiyle, sinerjiyle yeni yatırımlara kaynak sağlamak, yeni yatırımların gerçekleştirilmesine finansman sağlamak diye özetleyebiliriz.

Şimdi, baktığımız zaman faaliyet raporunda da ifade edilmiş, büyük ölçekli yatırımların finansmanına destek olmasının ne mahzuru var? Yani desteklememiz gereken bir konu. Stratejik sektörlere yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi için gösterdiği çabayı desteklememiz lazım. Yani sanayi devrimi diyoruz da sanayi devrimine geçişi bu şekilde daha kolay sağlayabilme imkânımız söz konusu. Yine, çıkaracağı hisse senetleri, tahviller yoluyla hem tasarrufların artırılması hem piyasaların derinleştirilmesine katkı sağlamayı da hedefliyor; bu da çok olumlu bir konu. Yani güçlendikçe Varlık Fonu elbette ki sadece ekonomik yönden değil, dış politikada bile devletimizin elini güçlendirecek bir argüman olacak yani Varlık Fonu güçlü olduğu zaman. Yani bu gözle değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Elbette Varlık Fonuna güvenin tam sağlanabilmesi için iki konu çok önemli. Birincisi, baştan beri tartıştığımız denetim olayı. Yani bu denetim mekanizmasını halka, kamuoyuna çok iyi anlatmalıyız, bu konuda gereken güveni sağlamalıyız. Hemen burada şunu ifade edeyim, konuların karışmaması için: Portföyündeki şirketlerin hepsinin TBMM adına denetimi var baktığımız zaman; bankalar olsun, BOTAŞ'ı, ÇAYKUR'u, PTT'si olsun hepsini TBMM adına Sayıştay denetliyor, Sayıştayın raporu da KİT Komisyonunda görüşülüyor. Burada öngörülen denetim Sayıştay denetiminden usul yönüyle farklı; Cumhurbaşkanına bir yetki verilmiş ve sayılan meslek gruplarından denetim elemanlarından oluşacak bir denetim ekibinin bağımsız denetim standartlarında bu denetimi yapması öngörülmüş.

Tabii, Devlet Denetleme Kurulu; niye bu antetini kullanıyor? Şöyle: Tabii, farklı kurumlardan denetim elemanları olunca bir zemini olması gerekir yani raporu hazırlayacak bir birim olması gerekir. Bu anlamda zaten Devlet Denetleme Kurulunun denetim alanına giren bir kurum yani Varlık Fonunun kanununa baktığımız zaman Devlet Denetleme Kurulunun denetiminden muaf değil yani Devlet Denetleme Kurulunun denetim alanına giren bir kurum. O kapsamda Devlet Denetleme Kurulu, raporunu hazırlayıp göndermiş. Şimdi, Devlet Denetleme Kurulu anayasal bir kurum arkadaşlar yani köklü bir kurum, çok önemli çalışmaları, denetimleri olan, raporları olan bir kurum. Bu anlamda itibar etmemiz gerekir diye düşünüyorum yani burada bir eksiklik söz konusu değil.

Yine, yönetim önemli yani fonun güveninin artması konusunda. Baktığımız zaman yönetimde ehliyet ve liyakat dikkate alınıyor. Şimdi, buraya gelmediler, gelmelerini ben de arzu ederdim, Yönetim Kurulu üyelerinin burada olması gerekir yani KİT Komisyonunda öyledir, denetimde ilgili şirketlerin yönetim kurulu üyeleri de gelir ama öz geçmişlerine baktım yani hepsi konusunda gerçekten uzman olan kişiler; Sayın Genel Müdürümüz, buradaki arkadaşlarımız. O anlamda herhâlde eleştiri getirebileceğimiz bir durum söz konusu değil yani ehliyet, liyakat burada dikkate alınıyor. O zaman bu denetim boyutu da tam iyi anlayıp iyi anlatılabilirse kamuoyuna da bu anlamda ben fona olan güvenin artacağını düşünüyorum.

Sayın Başkanım, sorularla gideceğim, ben faaliyet raporu üzerinden bazı notlar çıkardım. Şimdi, tam bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla sizin bir yetkiniz yok herhâlde bu portföyünüzdeki şirketlerin yönetimine yapılan atamalarda. Yani sermayedar sizsiniz, sizin tasarrufunuz söz konusu mu? Ne düzeyde yetkiniz var bu konuda? Onu soracağım.

Bir diğer sorum -bugün sunumunuzda değinmediniz takip edebildiğim kadarıyla- bu Türkiye ile Rusya arasında oluşturulan, imzaları atılan bir fon vardı -Türkiye Rusya Yatırım Fonu- o fonla ilgili son durum nedir? Yani 200 milyon avro başlangıçta konuldu, toplam 900 milyon avro öngörülmüş. Bir de bu fonun sahibi kim? Yani Türkiye ne kadar koydu, Rusya ne kadar koydu? O konuda bilgi verirseniz memnun olurum.

Bir diğer konu, bu, hazinenin Piyasa İstikrar ve Denge Fonuna ihraç ettiği fonla devlet iç borçlanma senetlerini kamu bankalarına sattı, malum. Bunu bir sermaye artırımı gibi algıladım sunumunuzdaki bilgiden. Bu bir sermaye artışı olarak mı alınacak? Daha sonra bir bilginizde de "Aktif ve pasifte, alacak ve borç olarak duruyor." dediniz. Sermayeye girdiyse o zaman alacak ya da borç olmaz, neticede sermayeden olan taahhüdünüzü karşılamış olursunuz. O konuyu bir netleştirirseniz yani bu sermaye artışı yapıldıysa nasıl yapıldı? Bir de tamamen sermayesine sahip olmadığınız şirketler var, oralarda ne yaptık? Yani sermaye artırımına gidildi de sadece biz mi rüçhan hakkı kullandık, diğerleri de kullandı mı kullanmadı mı? O konuda bilgi istiyorum.

Yatırımlar var, güzel düşünceler var, işte İskenderun'da yapılacak petrokimya tesisleri, diğer yatırımlar vesaire. Bunlar Kamu Yatırım Programı'na girmeyecek anladığım kadarıyla, çünkü 5018'e tabi değilsiniz, yani kamu yatırımları arasında görülmeyecek.

Bu Borsa İstanbul'un çok tartışılan yüzde 10 hissesiyle ilgili detaylı bilgi de verdiniz. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından 122,5 milyon dolara aldığımız bu hisseyi 200 milyon dolara sattık. İlk ne kadara satmıştık Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasına? O rakamı da verirseniz.

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ ZAFER SÖNMEZ - Aynı fiyattan.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Anladım.

Yine, bu sendikasyon kredisi... Bunu hangi yatırımlara harcadık? Bir de gerek bunu gerekse hazineden aldığımız devlet iç borçlanma senetleriyle ilgili geri ödemeyi nasıl yapacağız? Biz hangi kaynaktan bunu geri ödeyeceğiz? Yani biz mesela, o iç borçlanma senetlerini sermayesine verdiysek elimizde kaynak da kalmadı yani tamamen kâr payından mı, yani portföyünüzdeki şirketlerden elde edeceğimiz kâr payından mı karşılayacağız? Biraz zor karşılarız gibi geliyor da o konudaki düşüncenizi soruyorum.

Strateji planını soracaktım, sunumunuzda on yıllık strateji planını kabul ettiğinizi söylediniz. Bunu yayınlayacak mısınız yani sitenizde de görmedim?

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ ZAFER SÖNMEZ - Yönetim kuruluna sunduk.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Daha kabul olmadı yani, anladım.

Şimdi, yine faaliyet raporunda bir yılda fonun toplam varlıklarının yüzde 24 arttığını söylüyorsunuz ve dünyanın en büyük 13'üncü varlık fonu konumuna geldiğinizi söylüyorsunuz. Tabii, bu, önemli yani ülkemiz açısından önemli. Kâr boyutuna bakınca kârın düşmüş olduğunu görüyoruz, konsolide tabloda kâr boyutunda düşüş var. Yani bir yanda varlıklar artarken bu artışta etken nedir? Yani biz fon yönetimi olarak ne yaptık da bunun artmasına vesile olduk, değer artışını nasıl sağladık? Bu konuda bir detay bilgi verirseniz memnun olurum.

Bir de ilk fon kurulurken Savunma Sanayi Destekleme Fonundan 3 milyar lira alınmıştı, o geri ödendi mi?

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ ZAFER SÖNMEZ - Ödendi.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Geri ödendi.

Şimdi, şu bilgiler de kamuoyunun gündemine geldi daha önce, Fon Yönetim Kurulu herhangi bir ücret ve huzur hakkı almama yönünde karar aldı; şu anda onlara yaptığımız bir ödeme yok, o da önemli.

Başka değineceğim konu, 59 personelimiz var. Tabii, personelimizin statüsü tamamen özel hukuk üzerine tabi. Bir de bu 3 danışman şeyi gördüm, bir avukatlık bürosu herhâlde, bir Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, bu kamu kurumu olan banka değil mi?

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ ZAFER SÖNMEZ - Evet.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bir de bu bağımsız denetim şirketi, aynı zamanda denetiminizi yapan bağımsız denetim şirketi.

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ÇAĞATAY ABRAŞ - İkisi birlikte.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Yani ikisi birlikte mi sözleşmemiz, hem danışmanlık hem... Danışmanlık ücreti diye faaliyet raporunun bir yerinde gördüm ama...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, devam edelim Mustafa Bey.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ben ortaya konulan vizyonu çok olumlu gördüğümü sonuç itibarıyla ifade etmek istiyorum. Yani bu Varlık Fonu hepimizin fonu; daha da güçlenmesi için, hedeflerine ulaşması için hepimizin destek olması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.