İZZET ÇETİN (Ankara) - Şimdi, bakın arkadaşlar, şeyde diyorsunuz ki bu maddenin gerekçelerini yazarken, kanunun gerekçesinde, kanuna imza koyan milletvekili arkadaşlar demişler ki... Kimler var? Kerim Özkul, Ramazan Can, Cevdet Erdöl başta olmak üzere, sizin içinizde de pek çok arkadaş imzalamış.

Bakın, ne diyorsunuz gerekçede: Kamusal nitelikteki hizmetleri gören ve bu şekilde kamu idarelerince yapılması gereken kamu hizmetlerini üstlenmek suretiyle kamuya destek olan ve kamunun maddi ve manevi açıdan yükünü hafifleten Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye Yeşilay Cemiyeti ve Türkiye Yeşilay Vakfı tarafından kuruluş amaçlarına uygun olarak kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan mülkiyeti hazineye..." vesaire diye başlıyor, bu amaçla da para veriyorsunuz arkadaşlar. Bir kere bakın, daha Türkiye Yeşilay vakfı kurulmamış, daha tescili için yirmi dört saat geçmemiş, çok büyük hizmetler verdiğini peşinen kabul ediyorsunuz. "Ne olur ilgilenin." derken ben bu metinlere bir bakın yani siz de "evet" diyorsunuz, üzülürsünüz sonra, nereye evet dediğinizi göremezsiniz.

Şimdi, kamusal nitelikteki hizmetler. Arkadaşlar, kamu hizmetleri, kamu kurum ve kuruluşlarınca kamu görevlileri marifetiyle görülür. Vakıf, bir kamu tüzel kişisi değildir. Vakıf, kamu hizmeti yardımcısı hâline getirir, yanına alabilirsin ama diğer kamu hizmetleri gibi, kamu kurumları gibi değerlendirilemez. Yani kamusal nitelikte hizmet gördüğünden bahsediyorsunuz, kurulalı bir gün olmamış, bir gün olmamış ya. 15 milyon para aktarıyorsunuz. Bir gün olmamış. Ne tür kamu hizmeti gördü yirmi dört saat geçmeden, bu Türk Yeşilay Vakfı? Zaten, Kızılay ile Yeşilayın adı üzerinden gidiyorsunuz vakfa. Herkes de kamuoyu da siz de... Yani kusura bakmayın ben şöyle: Nerede bir rant alanı var, orada bir şey yapılmak isteniyor, biz sesimizi yükseltiyoruz. Hemen oraya bir cami kuruluyor. "Vay, siz camiye karşı mısınız?" Şimdi, kaçak sarayın olduğu yere, vay, bir cami kuruluyor. "Cami kamuya açık." deniliyor. Yahu, kamuya kapalı cami olur mu? Şimdi, arkadaşlar, yani yaptığınız iş, yaptığınız hayır ürküttüğünüz kurbağaya değsin.

BAŞKAN - Peki, bu çerçevede değerlendireceğiz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yok, bitmedi, dur hele.

Ben bir kez daha söylüyorum. Bakın, bu madde, belki bugün farkında değilsiniz ama sağduyu sahibi, sorumluluk taşıyan herkesin vicdanını kanatacak bir düzenleme arkadaşlar. Bu para, tüyü bitmemiş yetimin parası. Bakın, sağlık alanında övündüğünüz pek çok şey var. Sağlık Bakanlığı yapamıyor. Sağlık Bakanlığıyla birlikte Kızılay yapamıyor, Yeşilay yapamıyor. Yeşilay adına, onun şeyini kullanarak vakıf kuruyorsun ama bir sene evvel de Yeşilaya aynı miktara yakın bir para aktarıyorsun, çelişkiler yumağı. Yani, bunlara hakkınız yok. Yapmayın, yazık, yetimin parası ya. Bir kişiye bu kadar boyun eğmeyin ya.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.