| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gencay Serter'in, Oda olarak fay yasasına karşı çıkma nedenleri ve kentsel risk analizleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .12.2020 |
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Evet, Başkanım ben de teşekkür ediyorum.
Önce mesleğim adına bir şeyi düzeltmek isterim. 18 uygulamasına, İmar Kanunu'nun 18'inci maddesine göre arazi ve arsa düzenlemesi uygulamalarını harita mühendisleri yapıyor ama onları esas aldığı imar planlarını şehir plancıları yapıyor. Önce planlar yapılıyor, arkasında da 18 uygulamasını haritacılar...
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - İşte, o 18'e esas olan plandan bahsediyorum ben, evet.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Evet, doğru.
Şimdi, Başkanım, ilgili konu anlatılırken başlangıçta fay yasasıyla ilgili kanaatinizi açıkladınız. Ben şunu sormak istiyorum özellikle. Şimdi şöyle bir hava estirildi. Sanki imar planları yapılırken jeolojik etütler alınmıyor, böyle bir çalışma istenmiyor ve ona göre plan yapılıyor gibi bir hava oluştu. Ben sizden özellikle şunu öğrenmek istiyorum. Mesela, plan yaparken nerelerden hangi bilgileri alıyorsunuz? Hangi bilgilere bağlı kalarak o planları yapıyorsunuz? Örneğin, bir sefer, plan yapmanız için önce hâlihazır harita gerekli, bunu kim yapacak? Harita mühendisleri yapacak. Güncel hâlihazır harita önünüze gelecek. Artı, en az 30-40'a yakın değişik kurumların görüşleri, kanaatleri alınacak; ormanın, tarımın, diğer yatırım yapan kuruluşların görüşleri alınacak. Artı, bildiğim kadarıyla -ki uygulama bizde öyleydi- jeolojik etütler yapılıyor, sondajlar yapılıyor; çekme bölgesiydi, fay hattıydı, alüvyum bölgelerdi, heyelan bölgeleri vesaire jeolojik etütlerle birlikte onların hazırladığı haritalar size sunuluyor, ona göre yapıyorsunuz diye biliyorum. Bu konuda kısa bir açıklama yaparsanız memnun olurum.
İkincisi de -İstanbul'da yaşananları da dikkate alırsak- kentsel dönüşümle ilgili şöyle bir baskı var şu anda bizim üzerimizde, siyasilerin üzerinde: Ya, ne olacak? Emsal 1 mi; yap 1,5, yap 2. İşte, vatandaş da mağdur olmasın, 100 metrekaresine karşılık 100 metrekareyi alsın. Burada normal şartlarda 50 bin insan yaşayacaksa bunu 75 bine çıkar. Vatandaş memnun olsun, kentsel dönüşüm yapılsın. İlk bakışta doğru olabilir, vatandaş açısından doğru olabilir. Ancak daha sonraki yaşamda kullanılan ortak alanlardan, içtiğiniz suyun gelen borusunun çapından, lavabodan dışarıya giden suyun borusunun çapından, yeşil alandan, otoparkından, bütün sosyal donatıları düşündüğünüz zaman; böyle bir artış yaptığımızda üç, beş sene sonra bir kaos olur mu, olmaz mı diye kanaatinizi almak istiyorum bu işin uzmanı olarak.
Teşekkür ediyorum.