AHMET KILIÇ (Bursa) - Sayın Başkan, çok değerli Komisyon üyelerimiz, değerli misafirler; tabii, öğleden beri hep beraber burada konuşuyoruz, biz de mümkün olduğunca sunumları dinlemeye gayret ettik.

Tabii, siz bardağın boş tarafını fazlasıyla gösteriyorsunuz; Bir de bardağın dolu tarafı var yani bunu da görmemiz lazım, toplumsal olarak hepsini görmemiz gerekiyor. Şimdi, TOKİ sosyal konut da yapıyor, hakkını yemememiz lazım. Özellikle Bursa'da, seçim bölgemde, çok, son derce ihtiyaç sahibi ailelere, emeklilere, hatta dezavantajlı gruplara yönelik yaptığı çok güzel projeler var ve son derece de makul ve fiyatı uygun bir şekilde de onları konut sahibi yapıyor.

Şimdi, her basına yansıyan bir konudan da çıkarım yapmamız son derece yanlış olur. Mesela şu dönemde de Covid'le de alakalı ciddi bilimsel kargaşa var. Şimdi, bugün de burada da takip ediyorum, zaman zaman televizyon ekranlarında da görüyoruz, teknik de bir kargaşa var yani.

Ben olayın şu boyutuna değinmek istiyorum: Şimdi, tabii, biz böyle elbette ki mevcutta yapı stokunda sıkıntılı olan yapılarımız var ama bir de hakikaten yapı stokunda sağlam olan, hakikaten şu anda depremlere karşı dirençli yapılarımız var, bunları da göstermemiz gerekiyor; öyle ki vatandaşlar 2000 yılından sonra yapılan sağlam binalarda bile sanki risk varmış gibi bir algıya kapılıyor. Bunun da bizim sonuçta hem odalar hem siyasiler hem yöneticiler olarak ortak görevimiz olması gerekiyor. Mesela şuna dikkat ediyorum: "Sağlam bir zeminde 2-3 katlı bir yapıda bile artık deprem izolatörü kullanalım." tarzında böyle olup olmadık yerlerde yaklaşımlar var. Üniversitelerde temel olarak bize hep şunu söylüyorlardı: "Minimum maliyet optimum fayda." Bunlar sonuçta bir millî servet. Bu yaklaşımları da total olarak hep beraber ortaya koymamız gerektiğine inanıyorum.

Ben tabii, sunum yaptınız teşekkür ediyorum, bu nokta da bu fikirlerimi paylaşmak istedim.

Teşekkür ederim Başkanım.