ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Tamamen öyle, yani derneklerimizin bu mahiyette yurt dışına yapacağı bir yardım söz konusuysa bunu ilgili mülki idare amirine bildiriyor. Tabii, sistem açısından o bildirdiği yerle ilgili bir sorun varsa yani terörün finansmanına veya bu mahiyette oluşabilecek bir durum varsa valilik...

AYHAN EREL (Aksaray) - O zaman oraya bir açıklık getirmek lazım yani "yardımın yapılıp yapılmayacağı mülki idare amirinin tasarrufundadır veya yetkisindedir" gibi.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama bakın, Ayhan abi, bizim bildirilen bir hususu onaylayalım, denetleyelim, kontrol edelim gibi bir amacımız yok. Onu çok net olarak söyleyelim. Zaten FATF'ın bu mahiyetteki beklentisi de bu: "Siz orantılı, caydırıcı ve ciddi bir kontrol ve denetim yapmıyorsunuz." Biz önce bildirim hanesini alacağız. Eğer ileride MASAK aracılığıyla veya istihbarat örgütlerinin, o denetleme komisyonuna gelecek ihbar aracılığıyla o derneklerin o mahiyette bir transferi, yurt dışı yardımı söz konusu değil, o bir yargılama konusu olacaktır. Varsa bu mahiyette derneğin diğer idari manada ve mali yönden bir istismarı söz konusuysa o kendi Türk Ceza Kanunu kapsamı içerisindeki bir soruşturma veya kovuşturmaya konu olacaktır. Ama derneklere bu bildirimle beraber idari manada hem de mali yönden daha ciddi, yani yarın... Ben birçok dernek davasına giriyorum, bunların birçoğunun da yargılama içeriği istismar, zimmet ve dolandırıcılık gibi oluyor. Yani, yurt dışına birçok yardım yaptığını yönetim kurulu karar defterine yazmış, bu kadar. Ne kadar yaptı, kime yaptı, ne yaptığına dair bilgi yok. Dolayısıyla bu derneklerin ciddi bir denetim imkânını ortadan kaldırıyor. Bu beyanla beraber, dernekler daha doğru, daha yerine ulaşabilecek, daha ciddi faaliyet alanına, amacına, dernek tüzüğüne uygun bir yardımı da yapmaya en azından zorlanmış olacaklar. Herhangi bir onay mercisi, denetim mercisi söz konusu değildir, onu ifade etmek isterim.