| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .02.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu 12'nci madde Kızılay, Yeşilay dernek ve cemiyeti ile Yeşilay Vakfı tarafından ihtiyaç duyulan, mülkiyeti hazineye ait veya kamu kurum, kuruluşlarına ait taşınmazlar üzerinde adı geçen dernek, cemiyet ve vakıflar adına kırk dokuz yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebileceğini öngörüyor. "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler üzerinde ise bunlar adına bedelsiz kullanma izni verilebilir." Yani, gerçekten bir pervasızlık var. Devletin hüküm ve tasarrufu altında da olsa yani hazine adına tescil edilmemiş yerlerde dağlar taşlar dahi her yeri tahsis edebileceksiniz, bu anlaşılıyor. Bunlardan ayrıca hasılat payı alınmıyor, alınmayacak. "İrtifak hakkı tesis edilen taşınmazların tapu kütüğüne, taşınmazların amacı dışında kullanılmayacağına ilişkin şerh konulur." diyor.
Şimdi, Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; devleti, kamu hizmetlerini, kamu kaynağını, devlet kavramını ve bu değerleri yerle yeksan ediyorsunuz, bozuyorsunuz ve çürütüyorsunuz.
Sayın Bakan, alkol kullanımı artıyor, uyuşturucu madde kullanımı artıyor, 10-11 yaşlara kadar inmiş, sigara tüketimleri artıyor, yeni yeni, bonzai gibi ismi bilinmeyen uyuşturucular kullanılmaya başlanıyor. Ondan sonra, Kızılay, Yeşilay, cemiyet, dernek, vakıflar yönetimlerinde iktidar sahiplerinin çocukları görev almaya başlıyor. Vakfa birtakım imkânlar veriyorsunuz da bu vakfın ne idüğü belirsiz, kimler tarafından kurulmuş, yönetimi nasıl? Nasıl bozuyorsunuz biliyor musunuz? Bırakın şimdi Başbakanın, Cumhurbaşkanının çocuklarını da ben sizlere bir fotoğraf göstereyim değerli arkadaşlar, Kızılay Derneğini ne hale getirildiğinin. Lütfen şu fotoğrafa bakınız. Bu fotoğrafta... Buyurun, görmeyenler görsün. Sayın Bakan, size de bir örneğini takdim edelim.
BAŞKAN - Arkadaşlar, şu fotoğrafı bir kaldırabilir misiniz?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Nasıl?
BAŞKAN - Göremedim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Göremedin mi? Dur bir anlatalım da ondan sonra, bekle, acele etme. Hem renklisini çekip fazlasını Sayın Bakana da verelim.
Bakın, bu Soma Kızılay deposu. Soma Kızılay Başkanı, AKP Belediye Meclisi üyesi. Hanımefendi Soma Kadın Kolları Başkanı.
BAŞKAN - Arkadan görünüyor ama.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya o kadar da... Bak, isim de vermiyorum, deşifre de şey değil. Maksadımız bir konuya temas etmek. Eğer çok arzu ederseniz onları da elbette söyleriz.
Şimdi, bu Kızılaya ait malzemelerin tamamı -bir de 13 Mayıstan sonra bir facia yaşandığını da düşünün- efendim, bu yardımlar AK PARTİ tarafından gidiyor, propagandayla dağıtılıyor arkadaşlar bunlar, bakın ve bizzat tanık oldum, başka, benzeri bir konuyu da paylaşmak istiyorum. Zihniyet aynı zihniyet yani hadisenin siyasete ne kadar alet edildiğini ve bozulduğunu göstermek bakımından. Biliyorsunuz, Soma kazasında bir araştırma komisyonu kuruldu ve iktidarıyla, muhalefetiyle beraber, ittifakla kabul edildi. Her partiden, çoğunluk iktidar mensubu milletvekili arkadaşlarımız olmak üzere bu Komisyonda yer aldı. İlk çalışmasını da Soma'da maden faciasında hayatını kaybeden maden işçilerinin ailelerine yaptık. Üç grup kuruldu ve her grupta da her partiden arkadaşlarla gittik. Yine, benim bulunduğum grupta da başta Komisyon Başkanı Sayın Ali Rıza Alaboyun, gayet iyi de çalışmıştı, Komisyon Başkanlığını da... Onu da bu arada anmak isterim. Çünkü, bizde eğriye eğri, doğruya doğru. Gayet güzel bir çalışma yönetimi de sergilemiştir ve iyi de bir Komisyon Raporu çıkmıştır, birkaç noksanlığının dışında. Şimdi, birlikte bu gruba gittiğimizde...
BAŞKAN - Kişisel olarak söylüyorum, raporunuzun her noktasına katılmadığımı belirtmek istiyorum. Tek taraflı hazırlanmış bir rapordu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Doğrudur. Siz zaten genellikle böyle, başka kesimler -başka dediğim- yani işveren kesimlerini daha fazla gözettiğiniz için ondan beğenmemiş olabilirsiniz.
BAŞKAN - Denge üstat, denge tamamen şaşmıştı o raporda.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tabii, tabii!
BAŞKAN - Yani, işvereni ve bir sektörü yok sayan bir rapordu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Enerji Bakanı da sizin gibi düşünüyor ki, bir Enerji Bakanlığı düşünün ki raporu yok farz ederek Maden Kanunu'nu çıkarmaya çalışıyor. İnsaf! Bir ortak rapordur o. Türkiye Büyük Millet Meclisinin raporunu göz ardı...
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Yani, siz Türkiye'de sermaye sahibi olan insana karşı mısınız?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yok. Vallahi, sorunuz -hiç karşı da değilim- sadece demagojiye yol açar. Neyse, biz asıl mevzuya gelelim. Bunları geçelim, konumuz bu değil.
Bu ziyaret, taziye ziyaretidir, Sayın Demiröz. Taziye ziyaretinde Komisyon üyesi bir milletvekili arkadaşımız acılı bir eş ve anneye benim yanımda ve yüksünmeden, rahatlıkla şunu söyledi: "Başınız sağ olsun teyzeciğim, bacım." İşte "Şudur, filan..." sözlerinden sonra "Bizi Başbakan Tayyip Erdoğan yolladı, bize talimatlar verdi. Sizlerin her sorununu çözeceğiz." Allah, Allah, bu ne diyor dedim ya.
BAŞKAN - Sana mı söylediler?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yok, ben şaşırdım yani sonra müdahale etmek durumunda kaldık. Hanımefendi bir milletvekili... Dedik yani şimdi bunlar burada konuşulacak şeyler değil. Başbakan filan da görevlendirmiş de değil bu şeyi. Siz bunu yanlış söylüyorsunuz dedim. Artık bunu da tabii, açıkça ifade etmek durumunda kaldık. Her partiden milletvekilleri vardır diyerek tanıttık, izah etmek durumunda kaldık ve bundan sonraki gittiğimiz evde... Şimdi, normal tavır, artık öyle davranmamak gerekir diye düşünüyorsun. Bu kadar partizanlık, o acının içerisinde hâlâ siyasi propaganda gayreti içerisine girmek ne kadar çirkindir. Sonraki gittiğimiz evde...
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Belki baş sağlığı dileklerini iletmek istemiştir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yok efendim, bir dakika canım, istirham ederim. Önemli bir şey anlatıyorum Vedat Bey, sözlerimi kesme lütfen.
İkinci gittiğimiz evde de acılı evin kadının koluna girip öbür, başka odaya götürdü, propagandasını orada yaptı. Bu tür şeyler acımasızca siyasi istismar konusu yapılıyor, bunu söylemek istiyorum. Kızılayda, Yeşilayda yapmak istediğiniz de bu, TÜRGEV'de yapılan da bu, Sosyal Yardımlaşma Vakfı yardımlarında yapılan da bu. Hem birtakım kişisel çıkarları hem birtakım tımarları oluşturacaksınız, buradan siyasi propagandalar çıkacak. Böyle bir rezalet olmaz, bu kadar söylüyorum yani. Söyleyecek sözü olan arkadaşlar da buyursunlar, tartışalım. Ayan beyan ortada her şey. Buna ne hakkınız var? Kamu kaynaklarını bu kadar etrafa, yakınlara peşkeş çekeceksiniz; siyasi çıkar için, oy uğruna bunları kullanacaksınız. Bunları kabul ettikten sonra ülkeyi ne hâle getirmiş oluyorsunuz? Devlet, parti devleti; bu kurumlar da parti organı. Babanızın çiftliği mi buralar Sayın Bakan?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Millet sizin Genel Başkanınızı sevmediği için, Cumhurbaşkanını sevdiği için bir milletvekili bunu deklare ediyorsa siz niye bundan alınıyorsunuz, bu bir.
İkincisi: Siz yıllarca...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Nereden biliyorsun sen onu, nereden çıkarıyorsun?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Siz yıllarca bu ülkede her şehit olanın bayrağını alıp da gittiniz, o insanları kullandınız. Yani, bunu...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen demagoji yapıyorsun be!
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ne demagojisi yapacağım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Benim verdiğim bu iddialara bir cevap ver bakayım. Bayrağı almamıza dahi karşı mı çıkıyorsun sen?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bayrağı kötü kullanan sizsiniz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen kötü... Lan, bayraklar bile yok. Her türlü rezalet, saygısızlık yapıyor. Utanmıyor musun bunları söylemeye?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Utanmayan sensin.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sensin utanmayan.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Eğer burada bu devlet yüzde 50 AK PARTİ'ye veriyorsa, AK PARTİ tek başına iktidar oluyorsa...
MUSA ÇAM (İzmir) - Ne alakası var şimdi Çelebi, ne alakası var?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen bu benim iddialarıma cevap vereceksin. Sen demagoji yapıyorsun.
MUSA ÇAM (İzmir) - Her şeyi yapmaya muktedir misin?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Soma'daki işçilerin naaşına sahip çıkıyorsa...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ne naaşa sahip çıkıyorsunuz? Bakın, açık açık bayrak düşmanlığı yapılıyor sizin yönetiminizde be! Yüzlerce kez bayrağımız yakıldı.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ayıp, ayıp!
BAŞKAN - Arkadaşlar, herkese, isteyenlere söz vereceğim sırayla.
Buyurun, devam edin.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Evet, bu söylediklerime cevap versinler.
BAŞKAN - Tamam.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tamam mı?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Aldın cevabını. Daha ne cevap vereceğiz?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen ne cevabı verdin? Sen cevap mı verdin?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kendi kendine yazıp çiziyorsun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Hırsız, çetebaşı adama tabi olmuşsunuz, biat etmişsiniz, kulluk yapıyorsunuz.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Tabi olmak, sizin geninizde.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Tabi olmayız biz. Biz fikri hür, vicdanları hür insanlarız, milletvekilleriyiz.
BAŞKAN - Evet arkadaşlar, Sayın Çelebi, teşekkür ediyorum, Sayın Akçay, size de teşekkür ediyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Artık gına geldi Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya, gına geldiyse ne oldu?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Açmış ağzını, her söze saldırıyorsunuz.
BAŞKAN - Evet, Sayın Bakan... (Gürültüler)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Benim söylediklerimin hepsi doğru. Buna Sayın Bakan cevap versin. Sen cevap vermiş olmadın. Kim verecekse versin lütfen. Siyasi istismar konusu yapılıyor diyorum. Bu yanlıştır, bu ahlaksızlıktır, başka bir şey değildir.