| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 43 Milletvekilinin; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/3261) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .12.2020 |
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum değerli Başkanım.
Evet, biraz önceki açıklamalardan ziyadesiyle bilgilendiğimizi ifade etmek isterim. Gerçekten, Türkiye'nin bu manada nükleer santrallerini gerek uranyum üzerinden gerek toryum üzerinden çok daha farklı alternatiflerle beraber geliştirmesi gerektiğini ve bunun ulusal güvenlik açısından ihtiyaç olduğunu da ifade etmek isterim.
Tabii, birçok...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Çünkü -Başkanım çok özür dilerim- uranyum Türkiye'de neredeyse olmadığı için, dolayısıyla, bizim için hep dışarıdan ithal etmek zorunda kaldığımız çok tehlike ihtiva eden bir yakıt, bunu tekrar söyleyeyim; toryum Türkiye'de var.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, teşekkür ederiz.
Şimdi, tabii birçok Komisyon üyesi arkadaşımız ifade etti ama temel manada şu açıklamayla ben birçok sorunun cevaplanacağını düşünüyorum: Şimdi, bu 1989 yılında kurulan FAFT, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararlarını uygulamakla hayata geçirilen, o zamanki G7 ülkelerinin kurmuş olduğu bir üst kuruluş. Şu anda Paris'te, Fransa'da OECD'nin binasını kullanıyor, sekretaryasını kullanıyor ancak OECD'nin herhangi bir organı gibi değil veya bağlılık ilişki yok, tamamen üst bir kuruluş, özel bir yapılanması var. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin gerek suçtan elde edilen mal varlığının aklanması gerek terörün finansmanı gerekse de kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesiyle ilgili almış olduğu tedbirleri, gerek tavsiye niteliğinde gerekse uygulamalar açısından üye ülkelere bildiriyor. Ancak siz de bilirsiniz ki henüz, daha otuz yıllık geçmişi olan bir kuruluş.
Her ülkenin idari yapılanması, hukuk uygulamaları birbiriyle çok farklılık arz edebiliyor. 90'lı yıllarda suçtan elde edilen mal varlığının finansman kaynağı olarak kullanılmasının önlenmesiyle ilgili birçok yaptırımı, önleyici tedbiri üye kuruluşlar vasıtasıyla ülkelere tavsiye ederken 2001'deki 11 Eylül saldırılarıyla beraber, olay tamamen -özellikle hemen bu olaydan on gün sonra alınan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararıyla- terörün finansmanı noktasına kaymış ve o yönüyle FATF, önleyici tedbir açısından üye ülkelere tavsiyelerde bulunmuştur. Özellikle risk analizlerinin çok sağlıklı yapılması noktasında üye ülkelere çok önemli tavsiyelerde bulunuyor ancak yine, ülkeler arasındaki farklılıkların göz önünde bulundurulmasını da bütün raporlarında ifade ediyor. Şimdi, biraz önce bahsettik, FATF değerleme raporlarını yaparken kısa vadede, orta vadede ve uzun vadede yapılması gerekenleri de bu tavsiye raporlarında belirtiyor.
Şimdi, bizim bu tabi olduğumuz unsurlara baktığımızda, özellikle bizi ilgilendiren şu andaki hâlihazır taslağımızda, derneklerle ilgili yaptırımların, denetimlerin çok yeterli olmadığı noktasında -ben hemen atıf da yapayım, 8'inci maddenin (b) bölümü, sayfa 180'de- FATF'ın ifadesi aynen şu: "Bir dizi yaptırım mevcuttur ancak mevcut yaptırımların çoğu ne orantılı ne de caydırıcıdır." Sonuca geleyim, 5253 sayılı Kanun'un 32'nci maddesi: "Bu yaptırımlar etkili, orantılı ve caydırıcı olamayacak kadar düşüktür." Yani, bizim buradaki mevcut idari para cezalarının bu mahiyette artırılmasının sebebi caydırıcı ve orantılı olmaktan uzak olduğu için; bir defa bu var.
Yine, derneklerle ilgili "Ülkeler, terörizmin finansmanı amacıyla istismar edilebilen kuruluşlara ilişkin kanun ve düzenlemelerin yeterliliğini gözden geçirmelidir." diyor. Şimdi, mevcut... Biraz önce de hatiplerimiz bu konulara temas ettiler, özellikle ülkelerin soruşturma süresince belirli kâr amacı gütmeyen kuruluşların idaresi ve yönetimi hakkındaki bilgilere -bu mali ve programa dayalı bilgiler dâhil- tam erişimin elde edilebilmesinden ve denetimin sağlıklı yapılmasından bahsediyor. Ya, yine, bizim kanun teklifimizde bu manada dernek yöneticilerinin talep edildiğinde dernek faaliyetleri ve mali şeyiyle sınırlı olmak üzere... Biraz önce değerli hatiplerimiz bahsetti "Kişisel verilerin korunması ve bu konularda hassasiyet gözetilmelidir." Evet, aynen öyle.
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Sayın Güler, maddesinde bunların değerlendirmesini yaparsak daha verimli olur diye düşünüyorum.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, ben özetle... O zaman avukatlık...
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Onun değerlendirmesini maddesinde yapalım.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Tamam, maddesinde yapalım.
Sonuç olarak şunu diyeceğim: Yine, bu kanun teklifimizin devamında gelecek dönemlerde FATF'ın izlediği, denetim raporuna bağladığı özellik arz edecek yeni bir beklentisi doğacaksa yine bizim Türk hukuk sistematiği içerisinde eksikliği olan veya var olmasını gerektiren hususlarda yine tekliflerimiz olacaktır. Bunu da ifade etmek istiyorum, teşekkür ediyorum.