KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet, biz çok teşekkür ediyoruz Genel Müdür Musa Cem Önal'a güzel sunumları dolayısıyla.

Tabii, depreme yönelik zararların en aza indirilmesi amacıyla doğal gaz şebekelerimizin, dağıtım şirketlerimizin ne gibi önlemler alabilecekleri, aldıkları, bu süreçlerin nasıl yönetildiği, nasıl denetlendiği hususunda da hem işleyiş açısından hem ilgili mevzuat açısından hem de teknik birtakım uygulamaları da bizimle paylaşmış oldunuz. Bizler de bu hususta yapılan tüm çalışmaları, alınan tedbirleri, afet yönetimine ilişkin, deprem güvenliğine ilişkin eğitim çalışmalarından tutun da bunlarla ilgili birtakım gelişimleri de önemsiyoruz.

Tabii, burada ilk akla gelen... Şebekelerdeki her ne kadar hem bina içinde sarsıntıya duyarlı gaz kesiciler hem de her ne kadar bina servis kutularında bulunan ani basınç düşüşünde kesmeyi gerçekleştiren vanaların bulunması; servis kutuları haricinde de belli bölgelerde -belki mahalle bazında, belki birkaç sokak bazında- ani basınç düşümünde yine aynı şekilde gaz akışını kesen sistemlerin bulunması ve şebekelerin de "polietilen" esaslı olması, daha esnek, yüzde 600'e kadar esneyebilen malzemelerden olması bu noktada biraz daha depreme güvenli bir şebeke olma noktasında değerlendirilebilir. Ancak yine de tabii, hem insan hataları hem de öngörülmeyen birtakım yanıcı, patlayıcı maddelerin ya da binaların yıkım şekillerinin ya da şebeke güzergâhları üzerinde gerçekleşebilecek bazı heyelanların, istinat duvarı yıkılmalarının ya da diğer şebekelerin zarar verebileceği türden öngörülemeyen birtakım karmaşık altyapı sistemlerinin iç içe geçtiği, yoğun şehirciliğin olduğu İstanbul gibi kentlerde, sanat yapılarının yoğun olduğu yerlerde öngörülemeyen hasarlar da meydana gelebilir.

Hep akla gelen soru şudur: Mevcut şebeke içerisinde kalan gazın ne kadar yangın potansiyeli var? O gazın güvenli şekilde tahliye edilmesini sağlayacak birtakım sistemler var mı? Ki onunla ilgili de hem doğal bir şekilde havaya karışmasını sağlamak hem de yakarak tahliyesini sağlamak üzere yapılmış birtakım teknik düzenlemelerin olduğunu İstanbul özelinde biliyoruz. Tabii, bizim açımızdan bu konudaki şebeke güvenliğini en üst düzeye çıkarmak; İstanbul özelinde de biraz önce saydığım ikincil sebeplerden dolayı, ana hatların, basıncı yüksek olan, çapı yüksek olan ana hatların böyle ikincil hasarlar almadan; aldığında nasıl bir tabloyla karşılaşacağımız, o hasarları almama noktasında, gerek -işte, dediğim gibi- toprak kaymaları, heyelanlar, sanat yapılarının, menfezlerin ya da o şebekeyle kesişen farklı, diğer altyapıların doğalgaz şebekesine hasar vermeyeceği bir şekilde düzenlenmesi, âdeta bütün şebekenin adım adım, karış karış bu yönleriyle risk analizinin yapılması da bizim için çok önemli çünkü diğer yangınlara da sebebiyet verme, birtakım, işte, konutla imalatın bazı tehlikeli maddelerin depolandığı, usulsüz depolanabileceği ihtimallerini de göz önüne aldığımız zaman bu kadar yoğun yapılaşmanın, yoğun nüfusun olduğu -imalat ile konutun iç içe geçtiği bazı bölgeler için söylüyorum- yerlerde doğal gazın tetikleyebileceği yangınlar deprem sonrasında çok önemli, çok kritik. Hem depremzedelerin hayatını koruma açısından hem de o noktalarda arama kurtarma faaliyetlerini bir an önce başlatabilme açısından çok önemli. O yüzden, varsa bununla ilgili teknik bir açıklama onu da alalım. Bunu da önemsediğimizi hassaten belirtelim istedim.

Değerli milletvekillerimizden de sorusu olan var mı?

Evet, bu değerlendirmeler ışığında sizin son görüşlerinizi de alalım inşallah.