AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum.

Bu Tuğrul İnançer TRT'nin bir iftar programında kadınları aşağılayan bir söz söyledi "Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez." gibi. Mealini biliyorsunuz, yani uzun uzun anlatmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu, kadınları aşağılayan sözlerde de ben kadına karşı bir şiddet olduğunu düşünüyorum. Sırf bu kişi yüzünden de birçok kişinin bu sözlerin etkisi altında kalarak hamile karısının sokağa çıkmasını engellediği şeklinde duyumlarımız da var. Kurum olarak Tuğrul İnançer'i hâlen programlarınıza davet ediyor musunuz, buna ne gibi bir müeyyide uygulandı veyahut da ne gibi bir hassasiyet gösteriyorsunuz?

Yine, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinde Medyanın Rolü" konulu bizim bir komisyon raporu var, komisyon raporu da burada. Burada TRT'nin en maskulen televizyon kanalı olduğu, hatta TRT Çocuk kanalında da erkek temsilinin kadın temsilinin neredeyse 2 katı olduğu bilgisi yer almaktadır. Bir devlet kurumu olarak TRT'nin toplumsal cinsiyet eşitliğine hiç dikkat etmemesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede medya ayağının çok yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu konuda kurum olarak nasıl bir zihniyet değişikliği düşünüyorsunuz?

Ayrıca, TRT genel yayın planında "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez." ilkesine yer verilmiştir, böyle de bir yayın ilkeniz var. Ancak hem yapılan çalışmalarda hem de izleyici algısı dikkate alındığında kurumsal algınızın bu yönde olmadığı kanaati var. Bu konuda öz denetim mekanizmasını niye uygulayamıyorsunuz, niçin kuramıyorsunuz veyahut da niye bu konuda yeterince başarılı değilsiniz?