KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Ben de öncelikle sunumunuzdan ve bugüne kadar yaşanan tüm afetlerde bilfiil gidip orada çalışmalarınızdan, gayretinizden, emeğinizden dolayı teşekkür ediyorum. Hem çalışmalarda hem de buradaki sunumunuzdan gördüğüm kadarıyla mükemmel bir ekipsiniz, sunumu bile ekip hâlinde yaptınız yani sadece bir arkadaşımız değil, hepiniz ortaklaşa bir sunum gerçekleştirdiniz. Ben, ekip çalışmasının her zaman verimli olacağını düşünüyorum, dolayısıyla bu anlamda da sizleri tebrik ediyorum.

Çalışmalarınızda seminerler düzenlediğinizden bahsettiniz. Ben, özellikle bu düzenlenen seminerlerde, seminerin konusunda deprem öncesine yönelik alınması gereken tedbirlerle ilgili, örnek olarak işte gündemde olan kentsel dönüşüm konusu da var mı diye özellikle sormak istiyorum. Bunu şu açıdan da söylüyorum: Şimdi, -bilfiil olayı siz yaşadığınız için duymuşsunuzdur öyle hikâyeler- inanıyorum ki İzmir'deki belediye tarafından mühürlenip de kamuoyu baskısıyla, herhangi bir nedenden dolayı tahliyesi yapılamayan ama depremde yerle bir olan, içinde onlarca insanın hayatını kaybettiği o binadan sağ çıkanlar büyük bir ihtimalle "Keşke çıksaydık, keşke terk etseydik, keşke köprünün altında yatsaydık, parkta yatsaydık da yakınımı, annemi, kardeşimi, kızımı, çocuğumu kaybetmeseydim." diye söylemişlerdir. Böyle hikâyeler mutlaka vardır, bunları yaşamışsınızdır, bu seminerlerde bu tür hikâyeleri anlatmanız inanıyorum ki etkili olur. Bunu devletin yetkilisi, bir belediye yetkilisi, bir bakanlık yetkilisi söylediği zaman vatandaş farklı bir şekilde değerlendirebiliyor ama sizin gibi STK'lerin bu örneklerle o sunumu zenginleştirmesi inanıyorum ki orada ciddi anlamda etki oluşturacaktır. Sonuçta bir tarafa, elinin birine kaybettiği canlarına koyacak, diğerine de kentsel dönüşümde umduğu rantları koyacak, hangisi ağır basıyorsa ona göre karar vermesi lazım; etkili olur diye düşünüyorum.

İkinci olarak, özellikle, sizin ekibinizde özel sektörde çalışanların da olduğundan ve bununla ilgili bir yasal düzenleme olması gerektiğinden bahsettiniz; doğru, mantıklı bir şey. Buradaki oran nedir mesela? Sizde, kamu kurumunda çalışanlar ile özel sektörde çalışanların oranı nedir, yüzde 10 mudur, yüzde 50 midir, 60 mıdır vesaire; böyle bir bilgi var mı elinizde?

Bir de, siz de bahsettiniz, benim anladığım kadarıyla deprem olduktan sonra oraya giden arama kurtarma ekipleriyle ilgili bir koordinasyon yok; ben öyle anladım sunumlarınızdan. Yani kırmızı elbiseleri giyen herkes gidip orada bir binanın başında arama kurtarma yapabiliyor mu? Yoksa, örneğin en son yaşadığımız İzmir depreminde, işte Gölcük'teki arama kurtarma ekibi gittiği zaman, orada AFAD'a müracaat mı ediyor veya bir başka kuruma müracaat edip sonra mı araziye çıkıyor, yoksa direkt kazmasını, küreğini alıp gidip yıkılan bir binanın başında arama kurtarma yapabiliyor mu, bunu öğrenmek istedim.

Teşekkür ediyorum.