KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bakanım, çok Kıymetli Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri; bugün 2021 yılı bütçesi ve 2019 yılı kesin hesap raporları üzerine yaptığımız görüşmelerde son gün mesaisini icra etmekteyiz. Şunu ifade etmek istiyorum ki müsademeyiefkârdan barikayıhakikat çıkar. Tabii ki bütçe görüşmelerinde de uzun uzun müzakereler, uzun uzun görüşmeler, konuşmalar gerçekleştirdik. Bizim ortaya koyduğumuz iddialar, muhalefet partisinin ortaya koyduğu görüşler hep birlikte değerlendirildiği zaman işin özeti şudur: Tabii ki muhalefet konuşacaktır, iktidar da iş yapacaktır. Bizim yaptığımız işler ortadır. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Türkiye'nin yaşadığı süreçleri hep beraber biliyoruz; demokrasi alanında da hukuk alanında da bayındırlık alanında da sağlık alanında da ekonomi alanında da birçok olayları yaşamıştır ve üzüldüğümüz husus şudur: Türkiye'nin yıllarca kötü bir sınav verdiği parlamenter sistemle alakalı olarak bir özlem ifade edildi.

Değerli arkadaşlar, parlamenter sistem Türkiye'de çok kötü bir sınav vermiştir her şeyden evvel. Bu manada olayı değerlendirdiğimiz zaman parlamenter sistem Türk demokrasi tarihi açısından çok sayıda darbelere, muhtıralara, vesayet girişimlerine maruz kalmış, yapısal sorunlar nedeniyle ortaya çıkan hükûmet krizleri, siyasi istikrarsızlıklar ülkemize çok büyük bir vakit kaybettirmiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle esasında bu tür sorunları bir nevi geride bıraktık, bertaraf etmeye çalıştık. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi bir anda aklımıza gelip de uyguladığımız bir sistem değildir. Sonuçta Türkiye parlamenter sistemle uzun yıllar yönetildi ve bu uzun yıllar içerisinde bize çok kötü hatıralar bırakmıştır. Başbakanların idam edilmesinden darbelere, muhtıralara, koalisyonlarla oluşan istikrarsızlıklara, 28 Şubat süreçlerine, Gezi olaylarına, onun ardından 17-25 Aralık darbe girişimine, 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimine kadar birçok olay yaşadık. Bunları biliyoruz ve sonuçta Türkiye bu ayağındaki prangaları çözüp atmak, söküp atmak noktasında bir irade ortaya koydu. Şunu ifade etmek istiyorum ki: Eski parlamenter sistem sürekli darbe üretmiş, sistemi tıkayan unsurlar Demokles'in kılıcı gibi hükûmetin ensesinden hiçbir şekilde düşmemiştir.

Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi çok yeni bir sistem ama çok acımasızca eleştirilere maruz kalmaktadır. Bu sistemin referansı milletimizdir, milletimizin tercihiyle beraber hayata geçirmiş olduğumuz bir sistemdir. Türk siyasi tarihinin oluşturduğu bir kültürdür. Bu sisteme, konjonktürel bir yaklaşımla değil, tarihsel bir zaruret neticesinde geçildiğini unutmamız gerekiyor. Bu sistemin 4 ana ilke üzerinde inşa edildiğini hatırlatmakta yarar görüyorum: Yönetimde istikrar, temsilde adalet, demokratik uzlaşma ve siyasi istikrardır. Şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinin en yüksek temsil oranına kavuşmuştur yani oy kullananların yüzde 95 oranla en yüksek temsil kabiliyetine kavuştuğu bir dönemi yaşıyoruz. Gazi Meclisimizde 11 siyasi parti vardır, 5 grup vardır ve 7 bağımsız milletvekiliyle de çoğulcu bir yapı oluşmuştur.

Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin iki yıllık kariyerine de baktığımız zaman esasında önemli işler başardığımız da çok açık bir şekilde ortadadır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, millî güvenlikte, dış politikada ve ekonomide özellikle etkin, esnek, hızlı, uyumlu ve isabetli kararlar alınmasıyla birçok meselenin çözümünü kolaylaştırmıştır. Birçok kriz, az önce de ifade ettiğim üzere, bertaraf edilmiştir. Şiddetli ekonomik saldırılara karşı alınan etkin kararlarla ekonomik manipülasyonlar geri püskürtülmüştür.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ olarak ülkemizde on sekiz yıldır istikrarın zeminini oluşturduk. Türkiye terörle mücadelede en başarılı dönemini yaşamıştır. Bugün burada terörle mücadele noktasında maalesef çok basit bir şey söyledik. Muhalefet partilerinin hiçbiri ne PKK'ya terör örgütü diyebildiler ne FETÖ'yle yapılan mücadele noktasında bir duruş ortaya koydular; dün Akıncı Üssü davasında FETÖ'cü hainlere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, bu yargı kararını dahi yorumlamaktan âciz bir duruma düştüler.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin etrafındaki meselelere baktığımız zaman, Kuzey Irak'ta da Suriye'de de Akdeniz'de de Libya'da da gelişmelere baktığımızda Türkiye ulusal güvenliğini, egemenliğini tehdit eden meselelerde etkin bir dış politika ortaya koymuştur. Bakın, Doğu Akdeniz'de Libya'yla yaptığımız mutabakatla birlikte Doğu Akdeniz'de bizi Akdeniz Körfezi'ne, Antalya Körfezi'ne sıkıştırmaya çalışanlara, Türkiye'nin Akdeniz'deki sınırlarını görmezden gelenlere en etkili cevabı verdik. Bakın, yıllar sonra Kıbrıs'ta Maraş tekrar ziyaretçilere açıldı, açılması tarihî bir olaydır. Bakın, Kuzey Irak'ta biliyorsunuz bir sözde referandumla bir bağımsızlık ilan edilmeye çalıştı, Türkiye'nin kararlı duruşuyla bu referandum geçerli olmamıştır. Aynı şekilde, bakıyorsunuz, Katar'da darbe yapmaya çalıştılar, Türkiye bir irade ortaya koydu, bu darbeye müsaade etmedi. Bakıyorsunuz, Venezuela'da bir gelişme oluyor, bir devlet başkanı ataması yapıyorlar -yani böyle bir dönemde enteresan bir gelişme- ama Türkiye diyor ki: "Biz meşru seçilmiş hükûmetin yanındayız." Geri adım atmak durumunda kalıyorlar. Libya'ya gidiyorsunuz, bir bakıyorsunuz, şu anda darbeci Hafter'i destekleyen bir muhalefet anlayışı görüyorum. Oysa Türkiye orada Serrac'ı, Millî Mutabakat Hükûmetini destekledi ve darbecilerin orada başarılı olmasını engelledi.

Şunu düşünmemiz lazım: Türkiye'nin dış politikasında olsun, içeride olsun bir şeylerin kımıldadığını, Türkiye'nin artık dünyaya karşı daha hür, daha özgür, daha bağımsız bir duruş ortaya koyduğunu iyi bir şekilde görmemiz lazım. Bugün sevinçlerimizle sevinemeyen, üzüntülerimiz karşısında hüzünlenemeyen bir muhalefetin en büyük acımız olması gerekiyor. Bir doğal gaz rezervi keşfedildi arkadaşlar, sulandırılmaya çalışıldı. Türkiye'nin en büyük doğal gaz rezervini keşfettik, önceden de keşfedilmişti ama çıkarmaya değer doğal gaz rezervi, 400 milyar metreküpün üzerinde doğal gaz rezervi bu ülkenin geleceğine atılacak en önemli imzadır, gelecek nesillere bırakabileceğimiz güçlü Türkiye mirasının esasında ayak izleridir.

Bu manada biz şunu ifade etmek istiyoruz: Birlik ve beraberlik içerisinde olmayı başarmamız gerekiyor. Ne olursa olsun, en azından millî konularda bir ve beraber olmalıyız. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti geçmişte Kıbrıs'a bir çıkarma yapmıştı. Merhum Necmettin Erbakan Hoca'nın kararlı duruşu, yine o dönemin Başbakanı merhum Bülent Ecevit'in iradesiyle beraber Kıbrıs'a çıkarma yapmıştık. O gün bu milletin evlatları, muhalefeti iktidarı hep birlikte olmuştu. Muhalefeti kalkıp şunu demedi: "Ayşe tatile çıkmasın." demedi ve bir duruş ortaya koydu. Askerlik şubelerinde millet kuyruğa girmişti, bir millî sevinci hep birlikte yaşamıştık.

Bakın, Azerbaycan'da şu anda yaşanan olaylara baktığımızda, Karabağ'da Azerbaycan'ın bir zaferi ortaya çıktı. Biz Azerbaycan'da soydaşlarımızın yanında yer alarak esasında geçmişte Boraltan faciasında, Boraltan Köprüsü'ndeki faciadaki yüz karamızı bir nebze olsun ortadan kaldırmaya çalıştık. Bunlar önemli meseleler olduğu için özellikle ifade etmek istedim.

Şimdi, Covit-19 salgını var ve bu salgında arkadaşlar diyorlar ki: Üretim dursun, işte iş yerleri kapansın, bir on beş gün kapanma olsun, herhangi bir faaliyet olmasın ama bir taraftan da herkese 25 bin dolar bol keseden dağıtalım. Sırtında yumurta küfesi olmayanlar tabii kolay konuşurlar, bekâra eş boşamak kolaydır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz tamamlandı, toparlarsanız Sayın Cora.

SALİH CORA (Trabzon) - Toparlıyorum.

Bunlar bu şekilde olmuyor değerli arkadaşlar. Şunu ifade etmek istiyorum: Biz Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleriyiz, daha dikkatli davranmalıyız. Biz salgınla bir taraftan mücadele ederken bir taraftan da ekonomideki tedbirleri alıyoruz, üretim çarklarının devam etmesi için bir mücadele ortaya koyuyoruz.

Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, inşallah, bundan sonraki süreçte de daha çok üslubumuza dikkat ederek, kurumlarımızı yıpratmadan, Hükûmeti eleştirirken çare üreten, hata değil çare üreten bir anlayışı, yaklaşımı ortaya koyarsak o zaman daha başarılı oluruz, o zaman söylediğiniz sözlere de itibar edilmiş olur.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok teşekkür ediyoruz.

SALİH CORA (Trabzon) - Ben bu duygularla bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.