| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Genel Müdürlüğü e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2020 |
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Bakanım, bütçeniz şimdiden hayırlara vesile olsun.
Aslında, söyleyecek çok sözüm var. Her zaman Sayın Başkana süreyi az kullanmak konusunda taahhüdüm oluyor ama bugün olamayacak gibi görünüyor, ben de olabildiğince süreme uymaya riayet edeceğim.
Öncelikle, bugün Akıncı Üssü davası neticelendi. Başta, Gölbaşı Özel Harekâtta şehit olan hemşehrim Ufuk Baysan olmak üzere, tüm 15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun. Onları şehit eden failler, teröristler gün yüzü görmeyecek inşallah.
Diğer yandan, Şehit Kaymakamımız Muhammed Fatih Safitürk'ün şahsında Bakanlığınızın, mülki idarenin, Emniyetin, Jandarmanın tüm şehitlerine de buradan rahmet gönderiyorum, ruhları şad olsun.
Sayın Bakanım, biz sizi ve ekibinizi 17-18 Temmuz 2019'da Düzce'de yaşadığımız selden biliriz. O gün sabah erken saatlerde sizi aradığımda, sağ olsun Sayın Bakan Yardımcımız hemen bizlerle birlikte günün ilk saatlerinde öğleden önce ilimize gittik ve günler süren bir maratondu hem bizler hem sizin ekipleriniz için. Bu vesileyle, ben başta AFAD olmak üzere hem Emniyet hem Jandarmanın arama kurtarma ekipleri olmak üzere -çünkü 7 kaybımızı biz üç haftaya yakın aradık, çok yoğun bir tempoydu ve ben bizzat o yirmi gün ona şahitlik eden biriyim, gerçekten emeğini biliyorum ekiplerinizin, daha sonra yakın zamanda Giresun'da ve İzmir'de de gördük bu ekiplerin gayretini- müteşekkirim, teşekkürlerimi buradan ifade etmek isterim.
Tabii, Aşık Veysel'in ayağında çarığı ve şalvarıyla alınmadığı Kızılay'dan -az önce sizin sunumunuzda izledik- kayak yapılan bir Hakkâri'yi konuşuyoruz bugün. Onun için, hakikaten, sunumunuz bilmediğim başka notları da almamı sağladı, onun için müteşekkirim, tekrar teşekkür ediyorum.
Tabii, ülkemizde -daha önceki oturumlarda da konuştuk- bir uyuşturucu sorunu var çocuklarımızı tehdit eden. Ama sizin verdiğiniz rakamlar dünyayla mukayese edildiğinde elbette bir tek çocuğumuzun dahi uyuşturucudan ölmesi ya da onun muzdarip olmasını istemiyoruz ama bu konudaki gelişmeler sizlerin çalışmasını gösteriyor. Ama şunu da biliyoruz ki PKK'nın mağaralarında yakalanan haplar, kilolarca uyuşturucular da aslında bunun bir uyuşturucu sorunuyla beraber bir PKK sorunu da olduğunu ortaya koyuyor.
Diğer yandan, biz Türk milliyetçiliğini tanımlarken Ziya Gökalp'ten feyzalırız, Diyarbakırlı Ziya Gökalp'ten... Şöyle bir cümlesini burada okumak istiyorum -bunu niye söylediğimi de birazdan ifade edeceğim- "Tohumların ırkları olur, atların ırkları olur, insanınsa kültürü, ait olduğu bir medeniyeti olur." Biz "milliyetçilik" dediğimizde aslında bir kültürel milliyetçilikten, Anayasa'da belirtilen vatandaşlık bağıyla olan bir milliyetçilikten bahsediyoruz. Ben Komisyon üyesiyim, bu benim üçüncü bütçem, merak ettim, ofisten arkadaşlarımdan da rica ettim, çıkarttırdım. Burada "Kürt illeri" "Kürt kentleri" "Kürt şehirleri" defalarca söylendi, defalarca söylendi, hatta dil sürçmesi olamaz, mümkün değil "Kürt futbolu" dendi. Şimdi, ben bir milliyetçilik tanımı yaptım çünkü benim inançlarım da ırki bir milliyetçiliği reddeder. Bakın, burada çıkarttım ben bunları. Bu nedir ya? Bu Kürt milliyetçiliği ve Kürt ırkçılığıdır. Şimdi, "Hakkâri'de kayak." dediniz, "Kürt kayağı" mı diyeceğiz bunun adına? Bu bölücülüktür, ırkçılıktır ve faşizmdir; bunu da buradan kayıtlara geçirmek istiyorum.
Diğer yandan, ben bugün biraz çocuklara değinmek istiyorum, kalan süremi de onlar için kullanmak istiyorum. Şimdi, çok güzel cümleler: "Biz savaş karşıtıyız, barış seviyoruz, vicdani reddi savunuyoruz, antimilitaristiz." O kadar afili cümleler ki bunlar, Avrupa Birliğine gitmesi için afili afili sarf edilmiş cümleler. Bakın, burada onlarca rapor var önümde, onlarca rapor. Bunları okusam saatler geçer. Bir tanesini okuyacağım size. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütünün bir raporu bu, 2014'te hazırlanmış. Kürt yönetimi altında Suriye'de PYD tarafından yönetilen bölgelerdeki hak ihlallerini raporlayan 107 sayfalık bir rapor bu. Burada 18 yaş altı çocukların insan hakları ihlallerinden bahsediliyor ve bu çocukların nasıl silahlandırıldığı, çatışmaya nasıl zorlandığından bahsediliyor. Keza, aynı kurumun 2019'da bir raporu var Çocuklar ve Silahlı Çatışma diye. Burada da 313 çocuğun -çocuk, çocuk, bakın, çocuk, bir daha altını çiziyorum- ki bunların 20'si 15 yaş altı, nasıl silahlanmaya zorlandığını ifade ediyor.
Bakın, burada bir başka rapor var. 19 tane uluslararası sözleşme var. Bunların en başında 1948'deki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Afrika Çocuk Hakları ve Refahı Sözleşmesi, Cape Town Prensipleri, Amman Bildirgesi, Maputo Bildirgesi; bunların hepsi -okumuyorum tek tek- çocukların çatışmaya zorlanmasını, silahlandırılmasını men eden ve yasaklayan sözleşmeler. Ama öbür tarafta ne var?
Bakın, burada yine elimde bir rapor daha var; TEPAV'ın 2010'da hazırladığı bir rapor bu. "PKK militanlarının yüzde 12'si kadın, yüzde 88'i erkek, dağ kadrosuna katılanların yüzde 42'si 18 ve daha küçük yaştaki çocuklar ve bunların da 9,25'i 15 yaş ve altındadır." diyor.
Bir başka şey daha göstereceğim, hızlı gideceğim. Bunları bakın, ezbere konuşmuyorum, raporlardan alıp gösteriyorum. Burada Abdullah Öcalan'ın "çocuk militanlar" dediği -ki ben bu kelimeyi vallahi billahi utanarak söylüyorum, çocuk ile militanı yan yana koymaya vallahi billahi utanıyorum- 8-10 yaşındaki çocukların elinde silahlar. Gene, bir başka fotoğraf göstereceğim. "PKK'nın çocuk komutanı Reşo." Ya, "çocuk komutanı" diye bir ifade mi olur? "Çocuk komutanı" ne demek ya? "Çocuk komutanı" ne demek, Allah aşkına, siyaset yapan bir tane vicdanlı adam bunu bana söylesin.
Yine, bir başka raporda...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bize niye soruyorsun?
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Size sormuyorum, herkese soruyorum. Size niye sorduğumu birazdan söyleyeceğim.
Yine bir başka raporda Beritan Sela isimli PKK yöneticisi, 17-18 yaşındaki çok genç kişileri alıp eğittiklerini, 18 yaşına gelince cepheye sürdüklerini söylüyor. Bundaki amaçlarının da çocukların hızlı öğrendiğini ifade ediyor yine bir başka raporda.
Bunu niye size bakarak söyledim? Niye size bakarak söyledim? Selahattin Demirtaş'ın bir beyanı var, onun için size bakarak söyledim; şimdi de gözünüzün içine bakarak söylüyorum. Diyor ki Selahattin Demirtaş: "Çocuklar kendi istekleriyle, kendi kararlarıyla katılım yapıyorlar. Kaçırılma vakası, tek bir vaka varsa bunun gereğini yaparız. Bu konuda, çocuklar çaresiz, onun için dağa çıkıyorlar."
Ya, ben 53 yaşındayım, yıllardır çocuk ve kadın çalışıyorum. 15 yaş altı hiçbir çocuğun iradesi söz konusu değildir; evlilikte değildir, cinsel birliktelikte değildir. Dağa gidince mi iradesi mi oluyor bu çocukların? Dağa gidince mi iradesi oluyor?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bağıramazsın!
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Size bağırıyorum. Nasıl iradesi olur 15 yaş altı bir çocuğun ya?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Niye bağırıyorsunuz? Bize niye bağırıyorsunuz?
AYŞE KEŞİR (Düzce) - "Bizimle ne ilgisi var?" diye nasıl... Bu çocuklara benim canım yanıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Benim çocuklara canım yanıyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Bağıramazsın! Bağıramazsın!
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ayıp ama ya!
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Bu çocuklara canım yanıyor benim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı konuşmayalım, herkes fikirlerini ifade etsin, lütfen...
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Bir başka şey daha söyleyeceğim. Az önce söyledim, az önce söyledim. Hiçbirinizin sözünü bile kesmedim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı konuşmayalım, herkes sırası gelince görüşlerini ifade eder.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Kürt yönetimi altındaki...
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Kime söylüyorsun?
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Size söylüyorum, Genel Başkan diye savunduğunuz kişinin beyanı bu.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Söyleyemezsiniz.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Söylerim, bal gibi de söylerim.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bunu söyleyemezsiniz.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Romantik aile filmleriyle vicdan dilenemezsiniz, romantik aile filmleriyle vicdan dilenemezsiniz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Ayşe Hanım devam edin.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Bakın, bir şey daha okuyacağım bir başka belgeden. Bir başka belgeden bir şey daha okuyacağım size. (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı konuşmayalım, herkes sırası gelince görüşlerini ifade etsin lütfen.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Civan, Van'dan, 12 yaşında. "İnternet kafede oyun oynadıktan sonra eve dönerken sokağımızın başında bulunan siyah araçtakiler 'Adres soracağız.' diye bizi yanlarına çağırdılar, arabaya zorla bindirdiler, ağzımızı kapattılar, bir saat gidince kendimizi mağarada bulduk." Ya burada hep "Toroslar, Toroslar." diyorsunuz, şimdi de siz, siyah arabalara terfi edenleri mi savunuyorsunuz?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ayşe Hanım, yanlış yapıyorsunuz.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Hiç yanlış yapmıyorum, Demirtaş'ın bu sözünü savunuyorsanız hiç yanlış yapmıyorum, hiç yanlış yapmıyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Karşılıklı konuşmayalım değerli arkadaşlar. Lütfen, herkes sırası gelince görüşlerini ifade etsin.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Diğer yandan, Suriye Kürt yönetim bölgelerindeki hak ihlallerinden az önce bahsettim.
Niye size söylüyorum? 2015 Ağustos'ta öz yönetim derken bu çocuklara bunu mu vadediyordunuz? Bunun için size soruyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ayşe Hanım bir dakika ek süre veriyorum, lütfen, tamamlayınız.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Az önce bir milletvekili "Dağı taşı PKK'ya peşkeş çektiniz." dedi. Ben de Demirtaş'ın bu sözüne istinaden, ağustos ayındaki öz yönetim iddialarınıza istinaden diyorum ki siz de Kürt çocuklarını eşkıyalara mı peşkeş çektiniz?
Sözümü burada nihayetlendiriyorum.
Sayın Bakanım, bütçeniz hayırlı olsun.