KOMİSYON KONUŞMASI

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Öncelikle AFAD Başkanımıza ve yönetimine gerçekten uygulamış oldukları üstün başarıdan dolayı milletimiz adına teşekkür ediyoruz. Örnek kuruluşlarımızdan, Rabb'im sayılarınızı artırsın. Daha güzel çalışmalar yapmanıza da vesile olsun ama gerçekten bu işe profesyonelce yaklaşan sınırlı sayıdaki kurumlarımızın başında geliyorsunuz.

Benim değineceğim birkaç tane husus var. Son sözünüzde aklımdakilerin bir kısmından bahsettiniz. Bu, gündeme getirdiğiniz, gelmesini istediğiniz konularda afet risklerinin azaltılması kanunuyla ilgili bir hazırlığınız var mı diye soracaktım, varmış onu bir an önce bize taslak hâlinde bile iletirseniz Komisyon çalışmalarında bize ışık tutar.

Yine, burada yeni bir finans modeli oluşturulmasıyla ilgili sizin geliştirdiğiniz bir öneri var mı, varsa eğer bunu da bizlere yazılı olarak sunarsanız bundan çok memnun olurum.

Ben burada özellikle 3 hususu... Biri Gökhan Bey'in, İzmir Milletvekilimizin de Hatay Milletvekilimizin de dile getirdiği... Bakın, değerli arkadaşlar, doğma büyüme İstanbulluyum. Allah ülkenin hiçbir yerinde bir sıkıntı bize yaşatmasın ama hepimiz şunu biliyoruz: Ülkenin bir yerinde bir sıkıntı varsa İstanbul, Kocaeli bölgesi Allah'ın izniyle orayı tutar ve kaldırır ama İstanbul, Kocaeli bölgesi çöktüğü anda tüm Türkiye'yi toplayın, kaldıramazsınız bunu arkadaşlar, ne ekonomik olarak ne insan kaynağı olarak kaldıramazsınız. Dolayısıyla biz, olası bir depremden önce, yirmi yıllık zaman geçti üzerinden yani çok zaman da kaybettik bu arada birçok tedbirler alma açısından, geldiğimiz güzel noktalar var ama almamız gereken bazı mesafeleri alamadık.

İstanbul'a kadar yaklaşan Sakarya depreminin ne olduğunu hep beraber gittik orada gördük, Allah o günleri tekrar yaşatmasın ama o depremin benzerinin İstanbul'da olması durumunda ortaya çıkacak facianın boyutu simülasyonlarla bile kolay kolay görülemez. Bakın, her şeyden önce bu deprem gündüz mü olacak, gece mi olacak bilmiyoruz; yaz sıcağında mı yoksa her yer kar altındayken mi olacak bilmiyoruz. Korkunç bir hengameyle karşılaşabiliriz, "Şu an toplanma yeri, birkaç saat" dediğiniz yerler eğer uygunsuz hava koşullarında ve yüksek şiddetli bir deprem olursa inanın bir gün, iki gün, üç gününü insanların geçirmek zorunda olduğu yerler olacaktır. Şimdi, elbette her şeyi AFAD'dan bekleyecek değiliz, özellikle de AFAD'ın görevinin deprem sonrası müdahale olduğunu düşündüğümüzde. Ama AFAD'ın, bu konuda yetkili bir kurum olarak ve deneyimlerine de dayanarak bir şeyleri bize tavsiye etmesi gerektiğiniz düşünüyorum. Ben bir belediyeciyim ve bu Komisyonda birçok arkadaşımız Belediyelerle ilgili -çok amiyane olacak ama- "Bir para basamazlar, bir adam asamazlar." sözü çok meşhurdur. Belediye başkanları istedikten sonra birçok şeyi, her şeyi değil ama birçok şeyi yapma bilgi, beceri ve kabiliyetine sahiptir. Şimdi, bizim belediyelerimizin "toplanma yeri" diye gösterdikleri parklar var, doğru mu? Çok mu zordur bu parklar için her türlü gerekli gereksiz yatırımı yapan belediyelerin bu parklarda kadın, erkek, çocuk ve engellilerle ilgili deprem durumunda da yıkılmayacak tuvaletleri bugünden yapmaları, bugünden oraların su ihtiyaçlarını, çeşme ihtiyaçlarını karşılamaları? Bakın, Sakarya depreminde biz neyi görmüştük? Hepimiz deprem bekliyorduk ama -yanlış anlamayın- Sakarya depremine kadar biz depremde kadın bezinin bu kadar önemli olacağını bilmiyorduk; o gün gördük ki ekmek kadar, su kadar önemliymiş meğerse. Dolayısıyla, bunları yaşamış bir toplumuz. Şu an bizim Komisyon olarak da bunu yapmamız gerektiğini düşünüyorum ama sizlerin de destek olmanız gerekiyor: Yerel yönetimlerin en azından belli ölçekteki parklarında depreme yönelik olmazsa olamaz standartları getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, 500 metrekare ve üstü parkların tamamında bunu belediyelerin bir an önce yapmalarını şart koşabiliriz. Yine, açık alan otoparkların belli büyüklükte olanları yani 10-20 araçlık olanları kastetmiyorum ama 50 araçlık, 100 araçlık, 200 araçlık açık alan otoparkların tamamında depreme yönelik bu önlemlerin alınmasını zorunlu hâle getirelim ve kusura bakmayın, ne belediyelerin bütçesine bir etkisi olur ne de otopark sahibinin bütçesine ciddi bir sıkıntı olur. Bunlar basit şeyler ama deprem günü bu basit şeylere çok ihtiyacımız olabilir. Bunlar bizi kolaylaştıracaktır. Bu konularda bize deneyimlerinize dayanarak önerilerde bulunmanızı sizlerden istirham ediyorum.

Bir de değerli arkadaşlar, aslında İzmir Milletvekilimiz de değindi, tamam, İstanbul'da AKOM var vesaire ama belediyelerimizde -gerçekçi olalım- ilçe belediyelere gidildiğinde çalışmalar hiç de profesyonel düzeyde gitmiyor çünkü belediyelerimiz daha çok günübirlik, günlük sorunlarla uğraşmayı tercih ediyorlar. Elbette işte Mustafa ağabey gibi belediye başkanımız beni mazur görsünler ama kendisi de bana hak verecektir; uygulamada, birçok belediyenin de dışında belediyelerimiz kendileri şu an kanuni zorunlulukları olan afet planlarını bile birine vermişler görevi, her sene onu kendi kafasına göre adam revize ediyor, koyuyor oraya; uygulamayı bilen yok. Mesela bu anlamda bizim belediyelerin AFAD'ın öncülüğünde bu konuda daha etkin rol almalarıyla ilgili kanuni zorunluluklar getirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Özellikle de Allah korusun o gün geldiğinde o konteynerler bize lazım. Bu o gün lazım.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sesi açabilir miyiz Sayın Başkan.

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - IP'yi tanımıyor. Arıza var.

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Bitiriyorum zaten.

Dolayısıyla yerel yönetimlerin, burada zaten yerel yönetimlerin önemi büyük, bu konuda belediyelere zorunluluk da getireceğimiz, onları işin içine katabileceğimiz önerileri geliştirmeliyiz. Tamam, AFAD'la ilgili... Biz de o zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına... Allah muhafaza, o gün yaşandığı zaman, inşallah yaşanmaz, en kötüye hazırlıklı olalım. İnşallah en kötüsünü görmeyiz ama en kötüsü, İstanbul'da olursa, Allah muhafaza, önlemlerle o güne hazır olalım.

Teşekkür ederim.