KOMİSYON KONUŞMASI

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Hükûmetinizin uyguladığı politikalar nedeniyle ülkemiz âdeta kaçak göçmenler için bir geçiş üssüne dönmüştür. Seçim bölgem olan Edirne'de bu politikalarınızdan oldukça etkileniyoruz. Özellikle son, pandemi öncesi sınırları açma teşebbüsünde bulunduğunuz zaman yığılan bir sürü mülteci -sözde Suriyeliler ama başka ülkelerden de mülteciler vardı- ciddi anlamda sıkıntı vardı. "Sınırları göçmenlere açtık." diye Hükûmetinizin bas bas bağırmasından sonra birçok hemşehrim zarar görmüştür, tarlaları çiğnenmiştir ve yaşadıkları yerlere giden binlerce mülteci nedeniyle günlük işlerini göremez hâle gelmişlerdir.

Yine, bu insanların çaresizliği karşısında Edirneli yurttaşlarımız ellerinden geldiğince de bu insanlara yardım etmeye çalışmıştır; sonuçta bunlar insan. Ellerindekini, zaten çok az olan ellerindekini paylaşmaya çalışmışlardır ama çok sıkıntı içerisindeler. Neredeyse her akşam bizim sınırdaki köylerimize VIP minibüsler geliyor, bir sürü mülteciyi indiriyorlar ve evlerden ekmek dilenen mülteciler, bakkallardan alışveriş yapıp parası olmayan mülteciler var. Bu konularla ilgili bir çözümünüz var mıdır?

Hükûmetiniz yoksul göçmenlerin sırtından dış politika yapmayı ne zaman bırakacak? Bu insanları, insan kaçakçılarının elinde oyuncak eden yollardan ne zaman vazgeçecek?

Bir diğer konu, kaçak yabancı göçmenlerin içine karışıp yurt dışına gitmek isteyen bazı kötü amaçlı kişiler, yurttaşlarımızın sınırdaki hâllerini gösteren görüntüleri görünce ülkeyi on sekiz yıldır yöneten bir partinin Bakanı olarak ne hissettiniz? Bu insanlarımızın durumunda sorumluluğunuzu kabul ediyor musunuz?

Bir diğer konu, dün sınırlara yığdığınız binlerce göçmenle bugün Avrupa Birliğiyle ilişkilerinizi düzeltme çabanızı nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Bir diğer konu, yüksek sesle parti mitinglerinde ırkçılıktan Nazizm'e kadar yabancı ülke devlet başkanlarını suçlayan AKP Genel Başkanının dışında Avrupa'da başka bir kişi var mı acaba?

Bir diğer konu, belki de çok önemli konulardan bir tanesi, Suriye politikanızda battığınız bataklıktan çıkmak için Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığı çözüm önerilerini yapmayı düşünüyor musunuz? Çünkü Genel Başkanınız 40 milyar doları vermekle övündü ve "Yine veririz." dedi ama şimdi ülkemiz neredeyse geçmişte olduğu gibi 70 sente muhtaç hâle geldi, esnaflarımız kan ağlıyor, işsiz sayımız son derece arttı siz bu paraları başka ülkelerin mültecilerine verdiniz ve bununla da övündünüz. Kendi insanlarımız da işsiz geziyor, ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyor.

Bir diğer konu ve son konu, bir siyasi olarak bize çok yazı yazan, mail atan, WhatsApp'tan bilgi ulaştıran genç kardeşlerimiz var. Ülkemizde yetişmiş, ülkemizin üniversitelerinde okumuş çok donanımlı birçok genç Bakanlığınız bünyesinde görev almak ve devletimize hizmet etmek istemekte. Bunun yolu nitelikli olmak, alanda kendini yetiştirmek ve liyakati ölçen sınavlarda başarılı olmaktan mı geçmekte, yoksa önceki gibi cumalara "Bakara makara" sallamakla mı olmaktadır? Atadığınız bu yandaşlar büyükelçiliğin hangi vasıflarını taşımaktadır? Bir sürü donanımlı, dil bilen, bir değil birkaç dil bilen, iyi üniversitelerden mezun olmuş gençler dururken neden bu tip atamalarda bulunuyorsunuz? Bu örneklerin ülkesini seven gençler için kötü örnekler olduğunu düşünüyor musunuz?

Teşekkür ediyorum.