| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b) Avrupa Birliği Başkanlığı c) Türk Akreditasyon Kurumu ç) Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı d) Türkiye Ulusal Ajansı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 24 .11.2020 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de öncelikle, bugün Öğretmenler Günü olması nedeniyle bütün öğretmenlerimizin gününü kutluyorum ve hak ettikleri bütün sosyal haklara kavuşmalarını ve atanamayan bütün öğretmenlerin atanmasını diliyorum.
Sayın Bakan, ülkemizin 5 temel sorunu var, yıllardan beri söylüyoruz bunu. Bu temel sorunlardan bir tanesi de dış politika. Tabii, hiçbiri birbiriyle bağımsız değil, hepsi birbirini etkileyen sorunlar. Dış politikayla ilgili en temel sorunlardan bir tanesi herhâlde dış politikanın millî olmaması. Çokça söylendi ama bunu yaşıyoruz. Şöyle geriye dönüp bir baktığımızda, on sekiz yıllık süreci hakikaten burada saysak sığmaz beş dakikaya ama o kadar çok sorun yaşadık ki şahsileştirilmiş dış politika uygulamaları nedeniyle. İşte, Suriye politikasında 180 derece farklı bir politika uygulanması gerekiyor. Uluslararası bir toplantı yapılmasını, bu konuda sorunun çözülmesi için öncelik yapılması gerektiğini defalarca söyledik.
Sonuçta, ülkemizde yaşayan -herhâlde sayı sürekli değişiyor ama belki ortalama 4 milyon denilebilir- Suriyeliler, üniversitelerimizde, okullarımızda eğitim gören yüz binlerce öğrenci ve onların bize ekonomik olarak yansımalarıyla karşı karşıyayız.
Yine, örneğin, işte Libya meselesi. Hem Kaddafi'nin -her defasında farklı söylemlerde bulunuyoruz- Kıbrıs Harekâtı'nda bize verdiği desteği dile getiriyoruz, sonra Kaddafi'ye yapılan operasyonu destekliyorsunuz, sonra tekrar Kaddafi'nin yaptığı olumlu şeyler dile getiriliyor ve bunu da tekrar burada vurgulamak istiyorum yani Kaddafi tarafından verilen 250 bin doların akıbeti de yıllar geçmesine rağmen hâlâ belirlenmiş değil.
Yine, bu dış politikanın millî olmamasından dolayı hepimizin gururu, onuru inciniyor, üzülüyoruz. Bu nedenle de Trump'ın mektubundan tutun Rahip Brunson olayına kadar, Rusya'daki bekleme görüntülerine kadar, Süleyman Şah Türbesi'nin kaçırılmasına kadar hepsi bu ülkenin vatandaşları olarak bizi üzüyor. O yüzden, biraz dış politika belirlenirken Meclisin veya diğer partilerinin önerilerinin, söylemlerinin dikkate alınmasını talep ediyoruz, bir kez daha buradan size söylemek istiyorum. Ve dünkü yaşanan olumsuz olayla ilgili, hukuksuz olayla ilgili de Mavi Marmara olayındaki gibi herhangi bir geri adım atılmamasını talep ediyoruz. Bu konuda da sizden daha net açıklamalar bekliyoruz.
AB'yle ilgili hususa gelince, bu konuda ben şunu net bir şekilde söyleyeyim: Biz isteriz ki, AB istemeden, birileri bu uluslararası sözleşmelere dayanmadan, herhangi bir talepte bulunmadan biz kendimiz gerçek anlamda insan haklarını hayata geçiren çağdaş ülke olma yolunda her adımı atabilsek, içselleştirebilsek demokrasiyi, gerçekten insan haklarını hayata geçirebilsek, özgürlükleri hayata geçirebilsek ve bu konuda başta AB ülkeleri olmak üzere bütün Batı ülkelerine biz örnek olabilsek, biz onları eleştirebilsek keşke ama maalesef hem raporlar hem bizim yaşadığımız bir sürü somut örnek, saymakla bitmez, bu konularda tam tersine geri adımlar atıldığını ortaya koyuyor. Bu noktada da sizin de Bakanlığınız çerçevesinde üzerinize düşeni yapmanız gerektiğini düşünüyorum.
Bir konu var, tabii, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak da sahada iş insanlarıyla sık sık görüşüyoruz, karşılaştığım bir durumdan bahsetmek istiyorum. Irak ve Suudi Arabistan'a ihracat yapan iş insanlarımız yaşanan sıkıntılardan bahsediyorlar, hakikaten milyon dolarlık ihracat yapan firmalarımız da var. Bununla ilgili, tabii bu ekonomik sıkıntı sonuç itibarıyla hepimize ve ülkemize de yansıyor. Onunla ilgili de birtakım gelişmeler bekleniyor iş insanlarından, bunu da belirtmek istiyorum.
Yine, Sayın Bakan, Bursa'daki bir gencimizin, genç kardeşimiz Mert Çokluk'un Almanya'da yaşadığı bir üzücü hadiseden biraz bilgi sahibi oldum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nurhayat Hanım, süreniz doluyor. Bu konuyu tamamlayıp, bitirirseniz.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamamlıyorum.
Yani yurt dışına giden gençlerimizin sorunlar yaşadığını bu vesileyle öğrenmiş oldum. Yani işte intihar edenler, açlıktan ölenler gibi birtakım hadiselerle karşılaştık. Yurt dışına eğitime giden bu zeki, nitelikli gençlerimizle ilgili daha fazla bir şeyler yapabilir miyiz, onların takibini de sağlayabilir miyiz?
Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum, teşekkürler.