KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım, çok değerli Bakanım, Bakan Yardımcılarım, çok kıymetli bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlarken Sayın Bakanımızın muhterem annelerine bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum; Sayın Bakanım başınız sağ olsun, Rabbim mekânını cennet eylesin, Rabbim sizlere hayırlı ömürler nasip eylesin inşallah.

Sayın Başkanım, son konuşmacı "Aydemir" dediniz, zaten ben de bir Aydemir'im ya, bir değişiklik yok yani.

Sayın Bakanım, rızkın onda 9'u ticarette. Çok güzel bir Bakanlığın başındasınız. Dolayısıyla hem içeride hem dışarıda ticaret hacmimizi artırmak için gece gündüz çalıştığınızın ben bir şahidiyim hemşehriniz olarak. Allah sizlerden razı olsun.

Tabii, burada, sabahtan beri birçok arkadaşımızın konuşmalarına şahitlik yaptık. Ben mali müşavir olduğum için biraz daha esnaflar üzerinden gideceğim. İşte esnaflarımızın kepenk kapattığı veya açılan iş yerlerinde kapatan kişilerin vergi borçlarından veya herhangi bir hacizden dolayı tekrar iş yeri açtığı gibi konulardan bahsettiler. Evet, Sayın Bakanım, kapalı bir iş yerinin veya kapalı bir dükkânın kapısına gidip fotoğraf çektirirseniz o iş yeri kapalıdır ama genel olarak bakarsanız... Bir işe genel bakmak lazım, Türkiye'ye bakmak lazım. Yani 2020 yılının ilk on ayına baktığımız zaman, tescil sayılarına baktığımız zaman 312 bin küsur tescilimiz var; terkin sayılarımıza baktığımızda da 77 bin küsur terkinimiz var yani ikisini birbirinden çıkardığımız zaman 234 bin küsur iş yerimiz açılmış oluyor. Yani bir de bu, esnaflarla alakalı vergi borcu olduğu için veya herhangi bir borcu olduğundan dolayı kapatıp tekrar açmak mümkün değil çünkü bunlar şirket olmadıkları için, gelir vergisi mükellefleri oldukları için zaten vergi dairesi veya herhangi bir hukuki süreçte yine bunların iş yerlerine hacizler gitmeye devam eder. Yani demek ki hakikaten 234 bin yeni iş yeri açılmış 2020'nin ilk on ayına baktığımız zaman.

Evet, esnaflarla alakalı neler yaptık diye tekrar bir daha baktığımızda... Sayın Bakanım, 2011 yılında milletvekili olduğumda Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi oldum. O yıllarda emekli vatandaşlarımız, işveren olarak yine çalışan vatandaşlarımız vardı, esnaflarımız vardı. Onlardan, emekliliklerinden dolayı yüzde 10, yüzde 5 kesinti yapılıyordu. Biz bunu kaldırdık hamdolsun.

CAVİT ARI (Antalya) - Bu, bizim seçim vaadimizdi zaten.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, buraya geldiğimizde, emekli olan arkadaşlarımızın, emekli kesintilerinden, bu yükten kurtulma isteği, talebi vardı. Emekli kardeşlerimizi bu yükten kurtardık.

CAVİT ARI (Antalya) - CHP'nin seçim vaadiydi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım, son konuşmalar artık.

CAVİT ARI (Antalya) - 2011'de CHP'nin seçim vaadiydi.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Diğer bir konu, gençlerle alakalı da bir şey söyleyeyim Sayın Arı, dinlersen, bu da var mıydı taleplerinizde bilmiyorum. Genç bir arkadaşımız, 29 yaşına kadar bir kardeşimiz, eğer bir iş yeri açarsa -Sayın Bakanım, çok teşekkür ediyorum özellikle- bu genç kardeşimizin üç yıl hem peşin vergiden istisnası var, gelir vergisinden de istisna, muafiyeti var; bir de üstelik bu kardeşimiz bir yıl boyunca BAĞKUR'dan da muaf oluyor, BAĞKUR'unu devlet ödüyor, primini devlet ödüyor hem sağlıktan faydalanıyor hem de emekli günlerine bu BAĞKUR yazılıyor. Yani bugün en düşük BAĞKUR basamağına baktığımız zaman 658-700 lira civarında, 700 lirayla on iki ayı çarptığınız zaman 8.500 lira bir para esnaf kardeşimize yardım ediyoruz. Hani diyoruz ya "Bu bütçede esnaf var mı, gariban var mı?" İşte, değerli arkadaşlar, baktığımız zaman Avrupa veya hangi ülkeler yardım ediyor binlerce dolar, bilmiyorum, isimlerini söylemediniz o ülkelerin ama buradaki Türkiye ismini de zikrederseniz, esnafımıza 8 bin liraya yakın yardım yapıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede, nerede?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Esnafın içerisinde olursanız nerede olduğunu bana sormazsınız. Esnaflarımıza borç değil, diğer hibedir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, lütfen karşılıklı konuşmayalım, lütfen, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, direk hibedir. Devlet bir yıl boyunca...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede, nerede?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakın nerede diyorsunuz, Türkiye'yi biraz inceleseniz, yurt dışına baktığınızda... Yani Türkiye'yi kötülemek yerine Türkiye'de iyi olan şeyleri bir arayıp da bulsanız, baksanız, çok şey öğreneceksiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangi bütçeden bahsediyorsun, hangi bütçeden bahsediyorsun?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama dinlemeyi bilirseniz... Öğrenin hiç olmazsa.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, lütfen konuşmacıyı dinleyelim, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hazineden karşılıyoruz bu paraları, Hazineden karşılıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hangi paraları?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Esnaflara verdiğimiz destekleri...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen konuşmacıyı dinleyelim, rica ediyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Provoke ediyor Sayın Başkanım, bilerek provoke ediyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz konuşurken nasıl saygı duyulmasını bekliyorsanız konuşmacılara da saygı duyacaksınız değerli arkadaşlar.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kıymetli Başkanım, bilerek provoke ediyor ki güzel şeyleri söylemeyeyim diye.

Esnafa verilen desteklere devam edelim. 2002 yılında esnaf kefalet aracılığıyla Halkbanktan kullanılan kredilerde toplam 150 milyon bir para veriyorduk esnafımıza. Şimdi baktığımızda, ilk on ayda 39 milyar lira esnafımıza para dağıtmışız. Yüzde kaç faizle? 2002 yılında yüzde 47 faizle dağıtmışız. Şimdi kaç lira dağıtıyoruz? Yüzde sıfır, yüzde 4,5; yüzde 5'le. Yani bunları hayal etseniz rüyanızda göremezdiniz. Yani Türkiye bu noktaya gelmiş.

Faiz indirimli kredilerin toplamına baktığımız zaman, yüzde 4,5-yüzde 5 civarında, 67 milyar lira esnafımıza kredi kullandırmışız. Bunlar hayal değil, bunlar gerçekler. Evet, bunları bilmek lazım, bunları belirtmek lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uğur Bey, toparlayabilirsek çok memnun olurum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, daha "bismillah" dedik, "Toparlayalım." dediniz. Yani gaza basmaya gerek yok o zaman, hemen direksiyondan inmek lazım. Yeni başlıyoruz inşallah.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketleri olarak esnafımıza otuz altı aya kadar vadeli, yıllık 4,5 faizli, altı ay ödemesiz kredilerimiz devam ediyor.

Şimdi, pandemi sadece Türkiye'ye mi geldi? Gelmedi. Nereye geldi? Dünyaya geldi. Bütün dünya pandemiyle kasılıp kavruluyor mu arkadaşlar? Etkilenmeyen var mı bütün dünyadaki insanlardan? Etkilenmeyen ülke var mı? Yok. Biz de etkilendik. Dolayısıyla herkes fedakârlık yapmak zorunda. Biz de fedakârlık yapıyoruz. O sözüm ona ülkeleri, dışarıdaki, hayranlıkla, ağzınızı açarak, ballandıra ballandıra anlattığınız ülkeleri anlatırken pandemi sürecindeki o hastaların hâlini niye anlatmıyorsunuz burada? Her şey para demek mi? Niye anlatmıyorsunuz? O Amerika'da, Almanya'da, Avrupa'da, Avrupa Birliğindeki ülkelerde pandemi döneminde çekilen çileleri, hastaların tuvaletlerde öldüğünü, kuyruklarda öldüğünü, hastanelerde yatak olmadığını, sokaklarda kaldığını, ranza, sedyeyle sokaklarla atıldığını niye söylemiyorsunuz? Dönüp Türkiye'ye bakıp da "Ya hakikaten Türkiye nerelere gelmiş, ne kadar güzel, gelişmiş bir ülke. Sağlıkta biz bir gün bunları yaşamadık. Bundan dolayı Hükûmetimize, bakanlarımıza teşekkür ediyoruz." diye niye demiyorsunuz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bizi kıskanıyorlar!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne olur yani bir teşekkür etseniz? Hayranlıkla Avrupa'ya bakacağınıza birazcık yüzünüzü bu tarafa çevirin de Türkiye'nin nereden nereye geldiğini bir görün.

Sayın Bakanım, esnaflarımızda kira stopajı indirimi yaptınız. Bazı sektörlerde katma değerde indirim yaptınız. Bunlar hepimizi, bütün esnaflarımızı rahatlattı. Bundan dolayı da teşekkür ediyorum.

BAĞ-KUR esnafının eskiden bir gün borcu olsa sağlıkta, gidip hastanede muayene olamazdı arkadaşlar, bir gün borcu olsa. Bakın, esnafsınız hepiniz, esnaflıktan geliyorsunuz veya serbest meslekten geliyorsunuz.

CAVİT ARI (Antalya) - Böyle bir şey yok, uyduruyorsun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi altmış gün borcu olsa bile esnafımızın gidip istediği hastanede muayene olabiliyor.

SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Altmış günü geçince bakılmıyor yine.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunların hepsi bizim takdire şayan, alkışlanacak işlerimiz.

"Bütçe tercihlerini değiştirelim." diyorsunuz, her bütçede de bunu söylüyorsunuz. Nasıl değiştirelim tercihlerimizi? Efendim, "Silaha fazla para ayırmayalım." diyorsunuz. Israrla bunu söylüyorlar Sayın Bakanım. Biz de ısrarla diyoruz ki: "Güvenliğiniz yoksa orada demokrasi olmaz, bağımsızlık olmaz, orada yaşam dahi olmaz." Dolayısıyla bütçe tercihlerimizi değiştirmiyoruz. Aynı zamanda silaha da para ayıracağız güvenliğimiz için. Sadece ülkenin güvenliği değil, çevremizde komşularımızla birlikte güvenliğimiz için ne yapacağız? Silaha para ayıracağız. Buna mecburuz.

Bakınız, "insan hakları" diyorsunuz, "demokrasi" diyorsunuz. Bugün Türkiye kapılarını açtı, bütün mağdur ülkelerden gelen bütün misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlıyoruz. Hayranlıkla baktığınız o Avrupa ülkelerinin hepsi bir tane daha fazla dışarıdan vatandaş almasın diye, mülteci almasın diye kapılarını kapattılar, denizdeki botları batırdılar. Bunlardan da bahsetmek lazım. Bu vahşice tutumu burada kınamak lazım, kınamamız lazım ama biz hâlâ Türkiye'nin nerelere geldiğini bırakıp başka ülkelere hayranlıkla bakıyoruz.

Efendim, "Bir müteahhide 8 milyar lira bahşiş veriyorsunuz bir çırpıda bir kalemde." diyorsunuz. Bu tamamen yalan bir söylemdir, bu tamamen algı oluşturmaktır ve canlı yayınlayarak "Türkiye'nin işte 5 tane iş adamı" gibi söylemlerle Türkiye'yi karalamaya yönelik bir politikadır. Bu söylemleri tamamen kınıyoruz. Türkiye hiçbir müteahhide 8 milyar lira bir kalemde bahşiş vermemiştir. Hadi getirin, hangi müteahhide verdiyse bunu ortaya koyun, hep birlikte gidelim yakasına yapışalım. Ama böyle bir şey yok.

"Yandaş" kelimesini her defasında kullanıyorsunuz, biz de ısrarla böyle bir şey olmadığını defaten söyleyeceğiz. Bizim 84 milyon yandaşımız var, değil 84 milyon, bütün mağdur vatandaşların hepsi bizim yandaşımız. Biz onların hepsine bütçemizden inşallah para ayıracağız, ayırmaya da devam ediyoruz.

Efendim, bir de özellikle Sayın Bakanım, şunu ısrarla söylüyorlar: "İşte Kürt illeri canlı bağlantı yaparak..." Türkiye'de "Kürt ili" diye bir şey yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son bir dakika ek süre veriyorum Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, ben de Yaşar Kırkpınar'dan kullanmak istiyorum hakkımın son iki-üç dakikasını.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen artık tamamlayalım Sayın Aydemir

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, bu algıyı oluşturmaktan vazgeçelim. Daha sonra diğer arkadaşlarımız da gelip: "Efendim, dili sürçtü, Kürtlerin yoğun yaşadığı il olarak bahsetmek istedi..." Evet, Kürt kardeşlerimin yoğun yaşadığı iller vardır, bunları kabul ediyoruz ama 81 il Türkiye Cumhuriyeti'nin ilidir, herhangi bir ayrımcılığa burada tahammülümüz yoktur, sabrımız da yoktur. Dolayısıyla bu kelimeleri, bu cümleleri kullananları kınıyorum, bir daha da böyle cümleler kullanmasın arkadaşlarımız.

Sayın Bakanım, pandemi döneminde ihracatta ekim ayında hakikaten tüm zamanların rekorunu kırdınız 17,3 milyar dolarla. Tebrik ediyorum sizi. Gece demiyorsunuz, gündüz demiyorsunuz fellik fellik geziyorsunuz her tarafı, dolaşıyorsunuz, 1 lira daha fazla ihracat yapmak için, 1 lira daha fazla ticareti artırmak için. Gayretlerinizi ben yakinen biliyorum, bundan dolayı da sizlere teşekkür ediyorum. Yolunuz... Sayın Bakanım, tabii arkamdan da birisi koşturunca insan ne konuşacağını da her zaman şaşırıyor. Sayın Bakanım, Başkanımdan öyle hissediyorum sanki "Hadi konuyu toparla." diye...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, artık teşekkür edelim Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım müsamahanızdan dolayı.

Sayın Bakanım, ben tekrar bütçenizin hayırlı olmasını, her kuruşunun bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. Yolunuz açık olsun, yolunuz aydınlık olsun diyorum. Hayırlı olsun bütçeniz.

Sağ olun.