KOMİSYON KONUŞMASI

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok Değerli Başkanım, Sayın Bakanım, çok değerli Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri, çok değerli bürokratlarımız, çok değerli basın mensupları; ben de konuşmamama başlamadan önce özellikle Sayın Bakanımıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum.

Bu vesileyle de 2021 yılı Ticaret Bakanlığımızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Değerli hazırun, konuşmama geçmeden önce... Tabii sabah saat 11.00'den beri buradayız, işin açıkçası. Ancak burası bir ihtisas komisyonu, bunu her seferinde de söylüyoruz ama ne yazık ki bazen böyle dışarıdan gelen milletvekili arkadaşlar... Elbette ki burada görüşecekler, görüşlerini de beyan edecekler ama şudur: Tabii, Komisyon üyesi olmayan arkadaşlar... Ama devlete de iftira atmanın bir anlamı yok, bu devlet, nihayetinde hepimizin devleti. Dolayısıyla siz, iktidarı seversiniz sevmezsiniz, o sizin bilebileceğiniz bir şey ama şudur, bir ile bir yatırım da yapıldıysa, bu devlete yatırım yapıldıysa unutmayın ki gelirlere göre biz il ayrımını yaptığımızda belki de en az gelir vergisini ödeyen, bizim özellikle dezavantajlı bölgeler dediğimiz Doğu Anadolu Bölgesi veya Güneydoğu Anadolu Bölgesi'dir. Şimdi, biraz önce bir arkadaş burada söyledi "Van iline hiçbir şey yaptırılmadı, yapıldıysa doğru orantılı bir yatırım yapılmadı." dedi. Bakın, şu anda elimde veriler var, 2018 yılına ait: Van iline 28 trilyon 86 milyar lira para yatırılmış. Bunu ulaştırma 5,40; eğitim 2,21; sağlık 8,65 ve böyle geliyor. Bunu özellikle isteyen arkadaşlara verebilirim. Erol Hocam öyle değil, bakın şöyle: Ben, 24'üncü Dönem Milletvekiliydim, şöyle, yiğidi öldür hakkını yeme. İnanın, Van depremi olduğu gece, bakın biz oradaydık, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakandı, arkadaşlar gece Van'a geldi, oradan Erciş'e geldi. Gecenin bir yarısında saat üçe kadar, dörde kadar Erciş'teki kaymakamlıkta ilk önce gelip bir alanı gezdiler. Ondan sonraki süreçte de -o zaman HDP vekilleri de gelmişlerdi oraya- biz ne yapabiliriz il ve ilçelere... Akabinde, hemen ertesi gün bizim özellikle bölge milletvekillerinin her birine onar tane köy pay ettiler, görevlendirdiler ve herkes köylere gitti ve gittiğimizde -bunu o zamanki tutanaklarda da söyledim, bütün samimiyetimle söylüyorum- bizden önce Kızılay gitmişti oraya. Bu mesele şudur, ya gelmedi, gitmedi... O tarihte, bakın, HDP olmasına rağmen Van'ın merkez suyunu bile merkezî Hükûmet bütçesinden gönderdi; ben, o tarihte Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiydim, dolayısıyla bunu özellikle belirtmek istiyorum. Biz, ne yaparsak yapalım ama devlet düşmanlığını yapmamamız lazım. Eksik olabilir, daha fazla olabilir, şu veya bu olabilir ama bir şeyi anlatmamız lazım, doğru cümleyi yerinde kullanmamız lazım.

İki: Şimdi, değerli arkadaşlar, tarih boyunca bu toprakların haini de çok olmuştur, yiğidi de çok olmuştur. Dolayısıyla biz bunları söylediğimizde bakacağız bunlara. Şimdi, bazı arkadaşlar deminden beri şunu söyledi, yani sabahtan beri veya genel itibarıyla söylüyorum, yani her konuştuğunda yıkım üzerine, her konuştuğunda yıkım üzerindeki bir algısını söylüyor. Ya buna gerek yok, artık hepimiz burada iki sene, iki buçuk sene oldu, herkes birbirini tanıyor. Geldiğiniz zaman elbette Hükûmetin farklı bir şeyi varsa bunu eleştirebilirsiniz. Ama Sayın Bakanımız geçen sene de evvelki sene de geldi, gerçekten, Sayın Bakanım siyasetin dışından gelmesine rağmen dört dörtlük bir Ticaret Bakanlığını yönetti, biraz önce bir arkadaşımız söyledi. Bakın, Sayın Bakanımız pandeminin başında Ağrı'ya geldi ve birlikte Gürbulak Sınır Kapısı'na gittik, tek tek gezdi, yani tek tek gezdi, hepsine tek tek baktı.

MAHİR POLAT (İzmir) - Evet, ben biliyorum.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Eyvallah, söyleyebilirsiniz, problem yok o konularda.

Şimdi, bir şeyi daha arz etmek istiyorum: Şu il bu ildir, değerli kardeşlerim, burası 7 coğrafi bölgeden oluşan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin al bayrağının dalgalandığı mavi vatan dediğimiz bir ülkedir. Dolayısıyla burada ne Arapların bir ili var, ne Türklerin bir ili var, ne Kürtlerin bir ili var. Burası şudur: Üst kimlik Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Dolayısıyla, insanları ırksal anlamda ayırmayı doğru bulmuyorum. İlleri ırksal anlamında bu şu ildir, bu bu ildir yok böyle bir şeyimiz ya. Sayın Bakanım sabah sunumunu yaptı, Sayın Bakanım, siz şu il ya da bu il diye bir nitelendirme demografik bir yapıda yaptınız mı? Bunları kesinlikle doğru bulmuyoruz. Eğer bunları yapmak isteyen varsa gideceği yer bellidir, hiç kimse kusura bakmasın, onu özellikle söyleyeyim. Dolayısıyla şudur, burada biz daha çok şunu isteriz, burası bir ihtisas komisyonu: Buraya gelen insanların kendi bilgileriyle, kendi donanımlarıyla bunu söylemelerini bekliyoruz. Yani, bir de Türkiye eski Türkiye değil değerli arkadaşlar. Şimdi, siz daha önceki Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsüne baktığınızda biri orada Arapça konuşsaydı, biri Kürtçe konuşsaydı, biri Lazca konuşsaydı -Allah bir daha bu devletin başına getirmesin- işte Toroslar vardı, alıyorlardı, ensesinden tutuyorlardı hem de vekillerin. Şu anda öyle bir şey yok. İsteyen Genel Kurulun kürsüsünde isteyen Kürtçe konuşuyor, isteyen Arapça konuşuyor, isteyen Lazca koşuyor, isteyen istediği dilde konuşuyor. Dolayısıyla, şunu söyleyeyim: Bunları, kötü şeyleri tasvir, safi zihinleri idlâl eder.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Bir "tweet" attığında hemen alıyorlar ya, yok böyle bir şey.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, lütfen...

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bunları kötü bir şeyle getirmenin bir anlamı yok. Bakın, ben size onu söyleyeyim. Dolayısıyla, bizim bunlara elden geldiğince riayet etmemiz lazım.

Yine, bir arkadaş şunu söyledi, dedi ki: "AK PARTİ'nin Orta Doğu'da gütmüş olduğu siyasetten dolayı şu anda Arap sokaklarında tepki var." Vallahi, bana göre, bu size, kendinize göre bir tepki gibi geliyor. Bunu, söyleyen arkadaşa söylüyorum. Çünkü dünya liderleri arasında ilk kez Sayın Cumhurbaşkanımız şunu söyledi: "Dünya 5'ten büyüktür." Dolayısıyla, Türkiye mazlumların sesidir, bunu unutmayın. Daha önce bu ülkede kimse kendi çocuğuna ana dilinde, Kürtçe ad koyamıyordu ama şu anda her şey serbest. Dolayısıyla, özellikle "Orta Doğu politikalarından dolayı AK PARTİ'ye veya Türkiye'ye karşı bir tepki vardır." demek, böyle bir şey kesinlikle ve kesinlikle söz konusu değil, bunu da burada belirtmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, bununla birlikte, yine, bazı arkadaşlar şunu söylediler: "Özellikle esnaflar için AK PARTİ hükûmetleri bir şey yapmadı." Bakın, pandemiden beri, Hazine ve Maliye Bakanlığımız, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ile Ticaret Bakanlığımız, özellikle 3 Bakanlığın Sayın Cumhurbaşkanımızın da koordinesi altında yapmış oldukları birkaç tane hususu belirtmek istiyorum. Bakın, faiz indirimli krediler: 18 milyar 562 milyon TL tutarında kredi kullandırılmıştır. Sıfır faizli kredi: Türkiye genelinde 63.690 esnafa 2 milyar 88 milyon TL tutarında sıfır faizli kredi kullandırılmıştır. Faizsiz erteleme imkânı: 5,8 milyar TL tutarında öteleme sağlanmıştır. Taksit tutarı ertelenmesi: 371.858 esnafımızın toplam 2,3 milyar TL tutarında taksit tutarı ertelenmiştir. Esnaf kredi kartı: 25 bin TL'ye kadar limitli, üç aya kadar ödemesiz ve 557.330 kişiye ulaşılmış, 10 milyar 518 milyon TL tutarında kredi kartı limiti tahsisi gerçekleştirilmiştir. TESKOMB kredileri: Bakın, 66 milyar 669 milyon TL'ye ulaşmıştır. Kredi ve Kefalet Kooperatiflerine olan kredi borçları: 30 bin esnafımız için toplam 650 milyon TL tutarında borç yapılandırılması yapılmıştır. Sicil affı: Arkadaşlar söyledi, sicil affı da çıktı.

Şimdi, elbette ki şunu söyleyebilir miyiz? Söyleyebiliriz, evet. "Yeterli mi?" Bu tartışılabilir ama Türkiye'nin de ekonomik anlamdaki, girdi anlamındaki, gayrisafi millî hasıla anlamındaki girdileri bellidir; devlet neyse, ne ödeyebilirse ne verebilirse elbette ki onu yapar, onu özellikle arz edeyim.

Şimdi, aslında, konuşmamı biraz daha farklılaştırdım ama pandemi sürecindeki birkaç tane noktayı vurgulamak istiyorum. Dünya Ticaret Örgütünün küresel ticaretteki küçülme beklentisini yüzde 9,2 olarak açıklaması küresel ticarette yaşanan tarihî gerilemenin bir yansımasıdır. Burada, dünyada her ne kadar bu kadar olumsuz bir tablo görsek de Türkiye, krizi en az hasarla atlatacak ve en hızlı toparlanmayı yaşayabilecek ülkeler arasındadır. İnşallah, 2020 yılını artı 0,3'lük bir büyümeyle kapatacağız.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Çelebi, lütfen tamamlar mısınız.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dış ticaretimizle ilgili birkaç rakamsal veriden bahsetmek istiyorum, şöyle ki: Dış ticaretimizde de mart, nisan, mayıs aylarında yaşanan ani ve derin gerilemeden sonra haziran ayından itibaren toparlanma yaşanmıştır. Normalleşme dönemimizde ihracatımız tüm olumsuzluklara rağmen artmaya başlamıştır, haziran-ekim dönemi ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,3 oranında artmıştır. Dünya Ticaret Örgütünün de dünya toplam ihracatına ilişkin verileri dikkate alındığında, Türkiye'nin toplam dünya ihracatında aldığı pay 2002 yılında yüzde 0,55'ken bugün neredeyse 2 katına çıkmıştır.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum Sayın Çelebi.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Sayın Bakanım, ben sizin ekibinizle birlikte çok başarılı bir Bakan olduğunuzu düşünüyorum ve buna gerçekten kalben inanıyorum, bunu da söylemek istiyorum. Geldiğiniz günden bugüne kadar da özellikle renkli kişiliğinizle de Bakanlar Kuruluna yapmış olduğunuz o güzel katkıdan dolayı da teşekkür ediyorum. Bakanlığınızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.