KOMİSYON KONUŞMASI

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; Bursa'da tabii o kadar çok çevre sorunu var ki mümkün olduğunca süreme sığdırmaya çalışacağım.

Sayın Bakan, bugün Kirazlıyayla'da Kirazlıyaylalı kadınlar yargılandı, duruşmaları vardı. Sebebi neydi? Sebebi şuydu: Lübnanlı bir maden şirketine karşı topraklarını savunmaktı suçları. Maalesef verilen ÇED raporları nedeniyle artık vatan topraklarını savunan kadınlarının karşısına alay komutanları dikiliyor, kadınlar yerlerde sürükleniyor, kadınlar yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklarını çocuklarına temiz bir şekilde bırakmak istiyorlar. Bilirkişi raporları, bu tesislerin çevreye, toprağa, suya, havaya, her türlü canlıya zarar verdiğini somut bir şekilde ortaya koymuş olmasına rağmen maalesef siyasi baskılarla mahkemeler, açılan davaların alelacele reddine karar veriyor. Gerçekten, Kirazlıyaylalı kadınların başına gelenleri pişmiş tavuk bile kıskanır hâle geldi. Yaşadıklarının ben yakından tanığıyım. Ramazan ayında oruçlu oruçlu günlerce nöbetler tuttular, taciz edildiler, gözaltına alındılar vesaire hâlâ bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Bu konuda biraz duyarlılık istiyoruz sizden Bakan olarak.

Sayın Bakan, bugün Gemlik'te -zannedersem sabah saatlerinde- 3,5 şiddetinde bir deprem oldu. Gemlik'le ilgili bir iki yıl önce KHK'yle Gemlik'in taşınmasına dair bir kararname çıkarıldı çünkü Gemlik deprem açısından çok yüksek riskli bir bölge, 100 binin üzerinde insan yaşıyor. Allah korusun, bugünkü deprem 3,5 değil de 6'nın üzerinde olsaydı bugün burada olamayacaktım muhtemelen, on binlerce insan enkaz altında olacaktı. Aynı zamanda, Gemlik'te bir gübre fabrikası var ve olacak depremde sadece Gemlik'i değil, bütün Bursa'yı, Marmara Bölgesi'ni de İstanbul'u da gerçekten kimyasal anlamda tehdit eden bir sanayi de söz konusu orada. Bir an önce oradaki dönüşümün gerçekleşmesi gerekiyor. Bir somut örnek vereceğim, orada bir site var, Hisar Sitesi; C blokuyla ilgili hasarlı olduğuna dair rapor verilmiş, diğer bloklar rapor almak için bile başvuramıyorlar çünkü gidecek yerleri yok. Dönüşüm için krediye başvuramıyorlar, 125 bin lira verileceği söyleniyor, zaten orada oturan nüfus yaşlı olduğu için krediden faydalanamıyor, çaresizler, çaresizce bir depremde enkaz altında kalmayı bekliyorlar. Belediyenin çok ciddi çalışmaları var, gerekirse bütün kaynağını, bütçesini Belediye buraya ayırmayı düşünüyor ama sizden de Bakanlık olarak beklentileri var. Gemlik sorununun deprem ve dönüşüm açısından bir an önce çözülmesi gerekiyor. Biraz önce AK PARTİ'li vekil arkadaş da söyledi "Deprem için toplanan paraların şu kadarını ayırdık, bu kadarını ayırdık." diye ama önemli olan depremden sonra, insanlar öldükten sonra kaynağı ayırmak değil; depremden önce dönüşümün gerçekleşmesine ayırmak ama bu dönüşümü de gerçekten kentsel dönüşüm olarak yapmak gerekiyor. çünkü biraz önce bahsedilen şeyleri biz Bursa'da da gördük, Bursa'da dönüşüm fay hatları üzerindeki binalar dururken Nilüfer gibi sonradan yerleşim yeri olan, rantı yüksek olan yerlerde yapılıyor maalesef. Kıyı kenar çizgisi içerisindeki binalarda da maalesef dönüşüm gerçekleştirilemiyor; buradaki insanlar da çaresizce bekliyorlar.

Sayın Bakan, daha önce basın aracılığıyla söylemiştim, burada tekrar sizi Bursa'ya davet ediyorum ama öyle iktidar partisi vekillerinin götürdüğü yerlere değil, gelin sizi Nilüfer Çayı'nın geçtiği 33 köye değil ama bir köye götüreyim. İnsanlar uyuyamıyorlar. Nilüfer Çayı yıllardır zehir akıyor. Uludağ'dan çıkıp 33 köyden geçip 103 kilometre boyunca kimyasal akıyor, sanayi atıkları akıyor ve o sularla topraklar sulanıyor. Bursa, hem tarım hem sanayi iç içe geçmiş bir şehir ve insanlar hakikaten uyuyamıyorlar ve zehirleniyorlar. Bursalılar çok yoğun bir şekilde kanser hastalığıyla karşı karşıyalar. Sadece Nilüfer Çayı değil, Kocasu, Mandıras gibi birçok dere zehir akıyor ve bunlar aynı zamanda tarım alanlarını da suluyor.

Sayın Bakan, Bursa havası en kirli şehirlerimizden ve her 5 ölümden 1'isi hava kirliliğine bağlı erken ölüm olarak gerçekleşiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Altaca Kayışoğlu, son cümlelerinizi alalım.

Buyurun.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

Şunu da söyleyeceğim: Deprem, sel baskını öldürmüyor, yapılan yanlışlıklar öldürüyor. Örneğin, Dudaklı sel baskınında, biliyorsunuz, maalesef 5 canımızı yitirdik. Nedeni şu: En son 2018'deki Susurluk taşkını yönetim...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Beş dakika süre verdiklerime ek süre veremiyorum, lütfen son cümlenizi alalım.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Taşkın planında Dudaklı'da sel baskını olmayacağı söylenmiş olmasına rağmen sel baskını oluyor çünkü yanlış yapılan projelerle yağmur tahliye sularının hesaba katılmadığı görülüyor diyorum.

Ve diyorum ki bu bütçeyi lütfen canlar ölmesin diye harcayın. O nedenle bütçe hayırlı olsun diyorum.