KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Çok teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum Komisyon Başkanı ve tüm üyelere.

Ben, bu gündemle, corona gündemiyle Sağlık Komisyonumuzun toplantısına katılmak istedim. Hem bir milletvekili olarak hem de meslekten lisans eğitimi veteriner hekimlik olan bir arkadaşınız olarak yani salgın hastalıklar yönetmiş, bu konuda bir miktar tecrübesi olan bir kardeşiniz olarak içinden geçtiğimiz süreçle ilgili çok kısa 2 öneride bulunmak istiyorum, somut yani öyle şey olarak... Sizler hepiniz bu konuda benden çok daha ehil, konunun uzmanısınız, ilgililerisiniz. Hepinizin söylediği hususlar kuşkusuz çok değerli.

Şimdi, tabii, 600 milletvekili, binlerce çalışanı olan ve her gün, her hafta Türkiye'de milyonlarca insanla fiziki teması olan bir yer burası, bir kurum. Türkiye'nin her köşesinden, her yerinden insanlar buraya geliyor, buradaki insanlar onlarla temas kuruyor. İşte, milimetrenin milyonda 1'i büyüklüğündeki bir canlıdan, daha doğrusu bir virüsten bahsediyoruz.

Bizim Meclis çalışmamızı corona dönemi ve corona dışı dönem gibi ayırma mecburiyetimiz olduğunu düşüyorum. Meclis Başkanımızın, siyasi parti liderlerini ziyaret edip veya Grup Başkan Vekilleriyle birlikte onları toplayıp bu corona döneminde Meclis çalışmalarının programlanmasıyla ilgili bir konsensüs oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü biz corona dönemi dışındaki usulle müzakerelerimize devam ettiğimizde her gün -demin bir arkadaşımız söyledi, bir değerli üyemiz- gece de çalışıyoruz, gündüz ikide başlıyoruz ama gündeme dört saat sonra geçiliyor. Mesela, salı günü üçte başladı yedide gündeme geçildi, dün ikide açıldı beşte, beş buçukta başladı yani üç, üç buçuk saat sonra. Her gün en az üç saatimiz, dört saatimiz tamamen gündemin dışındaki meselelerle ilgili konuşuluyor. Acaba bu çok mu gerekli? Yani onu illa yapmamız gerekiyor mu? Burada kimseye herhangi bir ithamda bulunmadan söylüyorum, sonuçta hepimiz bir görev yapıyoruz, hepimiz yaptığımız işin doğru olduğuna inanıyoruz. İster muhalif olalım, ister muvafık olalım konu aynı. Ama sonuçta bizim müessese olarak Türkiye'ye ve belki dünyanın diğer meclislerine de örnek olacak bir tutum içerisine girmemiz gerekiyor.

Birinci önerim: Meclis Başkanımıza bu önerinin götürülüp Meclis çalışma saatlerinin ve düzeninin, tertibinin corona için hassaten -ama daha sonraki dönem için tabii o yine konsensüsle olacak bir şey- coronayla ilgili olarak yeni bir çalışma düzeni ve çalışma saatlerinin oluşturulmasını öneriyorum.

İkinci husus: Ben, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde üyeyim, Türk grubu üyesiyim, orada biz toplantılar yapıyoruz. Corona salgınından bu yana hiç fiziki toplantı yapmadık, hep video konferansla yapıyoruz. Avrupa Konseyinde 49 tane ülke var yani 49 tane ülkenin parlamenterleri var, bu da işte, 370-380 kişi ve ayrıca yine çalışanlar var. Dolayısıyla komisyonlar var, komisyon toplantıları var, genişletilmiş komisyon toplantıları var. Mesela, Daimi Komite var. Geçenlerde biz onun toplantısını yaptık, yüzlerce kişi katıldı, ben de katıldım buradan. Biz bütün müzakereleri video konferansla belirli bir usul dâhilinde yapabiliyoruz. Yani işte, iki dakika süre veriliyor, bazen üç dakika süre veriliyor duruma göre, herkes onu konuşuyor, otomatik kesiliyor ses yani üç dakikada diyeceğini de; tamam. Oylamalar da yapılıyor, orada KUDO diye bir sistem var -internet üzerinden bir program, o KUDO programı işletiliyor- ve o KUDO programıyla oylamalar da yapılıyor. Yani anında o da görülebiliyor, takip edilebiliyor. Bu tür fiziki toplantılar örneğin, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde yapılmadan da maksat hasıl oluyor yani o yasama görevi, o mevzuat oluşturma, "legislation" dediğimiz mevzuat oluşturma süreci pekâlâ yapılıyor demokratik bir düzen içerisinde. Orada da yine parti grupları var, orada yine bağımsızlar var ve onların her birisinin bağlı bulunduğu teamüller var; pekâlâ yapılabiliyor. Böyle bir konu bizim açımızdan da mümkün olabilir, özellikle belirli zamanlarda çünkü şu anda çok ciddi bir risk altındayız, havaların soğumasıyla insanlar tümüyle kapandı ve bu da riski artırıyor. Ben bu 2 hususu Sayın Başkanım, önerinize sunmak istedim.

Tabii, konuşulabilecek çok şey var. Ben kıymetli vaktinizi de almak istemiyorum. Çok teşekkür ediyorum, size başarılar diliyorum ve saygılar sunuyorum.