KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Değerli Başkanım, teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de hepinize saygılar sunmadan önce, 2021 Sağlık Bakanlığı bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Her şeyden önce, şu ana kadar hayatlarını kaybeden, özellikle Covid nedeniyle kaybeden vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum. Bu esnada, tüm sağlık çalışanlarımızı bir kez daha kutluyor, onların alınlarından öpüyorum. Allah kolaylık versin.

Değerli arkadaşlar, tabii, şu anda gördüğüm kadarıyla, dinlediğim kadarıyla hep muhalefetin eleştirisiyle karşılaşıyoruz. Hiç şüphesiz, muhalefettir, eleştirecektir ama geçmiş dönemde sağlıktaki durumu bilip bir teraziye koyduğu zaman, artı yönlerini de bir nebze de olsa söylemelerini beklerdim; olmadı.

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Söyledik, söyledik.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Aslında, insan aklı çabuk unutur. Şunu ifade ediyoruz: Bakın, çoğumuz doktoruz. Bu doktor arkadaşlarım 2002 yılı öncesinde... Sağlık Bakanımız zaten hazırlamış olduğu bütçe sunumunda 2002 yılı öncesini ifade etmişlerdi ama ben yine size tekrar hatırlatmak istiyorum. Ben cerrah olarak Kayseri Devlet Hastanesinde çalışırken... 1990 yılında cerrah olarak başladım ve o dönem içerisinde bir haftalık nöbetler tutardık. Her nöbetimizde, inanın bize, sabahlara kadar hiç ameliyathaneden çıkmadan ameliyatlar yapardık. Onun haricinde, yeşil kartlı hastalar söz konusuydu, BAĞ-KUR'lu hastalar söz konusuydu ve SSK'li hastalar zaten SSK hastanelerinde gidip tedavi görmeye çalışırlardı, onların durumu çok acıydı. Onlarla, SSK Hastanesi ile bizim, Kayseri Devlet Hastanesinin arasında bir duvar vardı; 1,5 metre duvar, üzerinde de 1,5 metre tel örgü vardı. Ben 2003 yılının başında başhekim olduğumda, hemen, SSK Hastanesinin Başhekimine şöyle bir öneri götürdüm -o tarafın da Allah için bahçesi güzeldi, çam ağaçları, ağaçlar vardı- "Doktor arkadaşım, Başhekim arkadaşım; gel, biz burayı yıkalım, kaldıralım. Buraya tüm hastaların, hem devlete gelen resmî hastaların hem de SSK'li hastaların birlikte oturabilecekleri mekânlar yapalım." dedim. O dedi ki: "Benim Ankara'ya sormam lazım." Tamam, sordu; sonuçta, bir ay sonra dedi ki: "Ya, müsaade etmiyorlar." Ben de direkt, hemen o dönemde belediyelere müracaat ederek bir dozer alıp orayı yıkmıştım. İşte, ondan sonra, Berlin duvarlarının yıkılışı bu şekilde ortaya çıkmıştı. Bakın, bir şey ifade edeceğim: Ben yıktıktan sonra yerel televizyonlar halka mikrofon tutuyordu. Bir taksi şoförünün söylediği çok manidardı değerli arkadaşlar. "Yıkıldı burası, siz beraber, ortak kullanacaksınız." denildiğinde ifade ettiği söz şuydu: "Benim için bu duvarların yıkılması önemli değil; ben istediğim zaman, istediğim doktora, istediğim özel hastaneye, istediğim üniversite hastanesine rahat bir şekilde gideceğim zaman ancak duvarlar yıkılır." Çok şükürler olsun ki biz onu gerçekleştirdik. Tüm hastaneleri birleştirdik ve o SSK'li hastalar dâhil olmak üzere, tüm o durumları ortadan kaldırmış olduk.

Ayrıca, ben hastaları dışarıda bırakmamak adına bir yatakta 2 hasta yatırdığımı çok iyi hatırlıyorum. Fakir fukara köyden gelmiş, gidemiyor, gideceği bir yer yok değerli arkadaşlar.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Tamer, lütfen tamamlar mısınız.

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Peki, toparlıyorum.

O hastalar hep çift yatardı. Ben bebek ölümü hızının düşüşünden bahsetmiyorum, anne ölüm hızının düşüşünden bahsetmiyorum.

Mesela, Değerli Bakanımız, ben de Sivaslıyım. Sivas'a koordinatör başhekim olarak gittim, orayı da şey yapmaya çalıştım. 3 tane hastane vardı. Nüfus ne kadardı? 300 bin. 300 bin nüfusta Numune Hastanesi, SSK Hastanesi, Demiryolları Hastanesi ve biz onları birleştirerek tek hastane hâline getirdik. Şu anda Sivas halkı da Sivas'taki o hastaneden büyük bir oranda -şehir hastanesiyle birlikte- yararlanıyor.

Şunu ifade etmek istiyorum: Geçmişi unutmadan, sağlık sisteminde yapılan tüm bu reformlarda emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Sayın Bakanlarımızı kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.