İSMET UÇMA (İstanbul) - Doğru, peki.

Şimdi, zaten Tülay Hanım da ifade etti, Rabb'imiz ya da başka kabullere göre doğa, sizi bir erkek ve dişiden yaratan, aranıza sükûn bulasınız diye muhabbet koyan, yüceler yücesi Rabb'inizdir ya da bu Allah'ın ayetlerindendir diyor. Şimdi, doğa -öyle inananlar için öyle- ya da Allah bir nehir yaratabilirdi, bir çeşit ağaç yaratabilirdi, bir çeşit insan ya da bir çeşit meyve yaratabilirdi. Hakikaten böyle bir dünya galiba çekilmez olurdu değil mi? Dolayısıyla, bu bizim çeşitliliğimiz de büyük bir rahmettir, Allah'ın ayetlerindendir.

Şimdi, Candan Hanım, biz eşitliği falan örselemiyoruz yani üst kategori olan adaletin...

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Ama "Eşit değiliz." dedi hanımefendi.

BAŞKAN - Ben bu eşitlik tartışmasını kesmek zorundayım. Bakın, dört saattir toplantı hâlindeyiz, sadece bir STK dinleyebildik ve hakikaten belki çok değerli konukları burada ağırlamak mümkünken gündem bu tip tartışmalarla gidiyor. Ben eminim, bugün buraya katılan misafirler de zaman anlamında çok sıkıntı çektiler. Eşitlik tartışmamızı bırakalım, bu Komisyon eşitliği tartışmıyor. Bu Komisyonu bir araya getiren milletvekillerinin hepsi kadına karşı şiddeti bir problem, bir suç olarak görüp, bunun çözümünü arayıp herkes kendi deneyim, bilgi ve durduğu yerden buna nasıl katkı sağlarım diye gayret gösteriyor. O yüzden, burada birbirimizi suçlayıp birbirimizle tartışmaktan ziyade soruna ve çözüme odaklanırsak, gelen misafirlerimizden de ne kadar istifade edersek o kadar bu Komisyona ve topluma görevimizi yerine getiririz diye düşünürsek, ben bunu sizlerden özellikle rica ediyorum. Kişisel tartışmalar bu konunun dışında kalmalı.

Ben şimdi geçeceğim...

Sayın Uçma, tamamlıyor musunuz? Lütfen, ne olur, çok rica edeceğim.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum. Doğru bir usul önerisinde bulunuyorsunuz. Tekliflerimiz ve önerilerimizi iletelim, diğer yorumlardan vazgeçelim.

Peki, teşekkür ediyorum, sağ olun.

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum anlayışınız için.

Sayın Kaynarca, buyurun, bir cümle.