KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Değerli Bakan Yardımcılarımız, bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum.

Kıymetli Bakanım, yeni göreviniz hayırlı uğurlu olsun. Rabb'im muvaffak eylesin inşallah. Burada birlikte çok güzel yıllar geçirdik, 2011'den beri ben de milletvekiliyim, ilk komisyonum benim de Plan ve Bütçe Komisyonuydu; yine o yıllarda siz Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanıydınız. Hakikaten burası bir okul, biz de burada iyi bir öğrencilik dönemi geçirdik. Sizlerin üstatlığında, hocalığınızda çok güzel günler geçirdik, deneyim elde ettik. Bundan dolayı ayrıyeten yürekten teşekkür ediyorum, sağ olun Sayın Bakanım.

Dünyada bir pandemi var, Covid-19 bütün dünyayı etkisi altına aldı her alanda; sağlıkta, ekonomide, turizmde; hangi alana bakarsanız bakın, Covid'in etkilemediği bir alan yok. Her alanda hakikaten çok büyük olumsuz etkileri dünya yaşıyor, Türkiye de bundan etkileniyor. Baktığımız zaman, birçok dünya ülkesi 2020 yılında eksi büyümeyle yılı kapatacaklar, inşallah biz de 0,3 de olsa pozitif büyümeyle bu yılı kapatmayı planlıyoruz; sunumunuzda da bu vardı zaten. Bu da büyük bir başarı bence. 2021 yılında hem aşının bulunma ihtimali hem de ekonominin, turizmin, diğer sektörlerin de büyümesiyle birlikte Türkiye de inşallah 5,8'lik büyüme hedefini tutturur ve bu hedefin üzerine çıkar başarılı çalışmalarınızla.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz konu ekonomi, maliye; bugün bütçesini görüşüyoruz. Birçok arkadaşımız burada konulardan bahsederken "Sizi gidi faizciler!" diye bizi itham ettiler. Tabii, bu ithamda bulunurken neye göre "Sizi gidi faizciler!" diyorlar bilmiyorum. Plan ve Bütçe Komisyonu burası, burada hesap kitap yapmak lazım. AK PARTİ iktidara geldiği zaman faizin bütçe içindeki payı yüzde 43,2'ydi. Bugün baktığımızda, faizin bütçe içindeki payı yüzde 12,7. Bunu Nilgün Hanım rakamlarla çok güzel açıkladı zaten. Diğer bir ifadeyle vergiyi de Maliye Bakanlığını da görüşüyoruz, topladığımız her 100 lira verginin yüzde 85,7'si faize gidiyordu, bugün baktığımızda toplanan verginin yüzde 17'si civarında bir rakam faize gidiyor. Yani 2020 yılında, ufak bir hesap yaparsak...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Az mı?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Az veya çok yani yüzde 85 mi büyük, yüzde 17 mi büyük? Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak size sorsam ben, yüzde 85'e mi büyük dersiniz, yüzde 17'ye mi büyük dersiniz? Vergi gelirlerinin yüzde 85'i faize gidiyor 2002'de, o mu daha çok; şimdi yüzde...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, daha çok, vatandaş...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Size göre, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesisiniz, "Şimdi daha çok." diyorsunuz. Yüzde 17'ye daha çok diyorsanız ben de bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Garo Paylan...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bana soruyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yani baktığımızda, eğer o günkü rakamlara göre faize gitseydi, vergiyle topladığımız paralar faize gitmiş olsaydı, bugün faize 532 milyar lira daha fazla para harcamış olacaktık. Bunu burada belirtmek istiyorum.

Diğer bir konu, kamu borç stoku. Arkadaşlarımız "Her doğan çocuk borçla doğuyor." diye bir ifadede bulundular. Hakikaten kamu borç stoku biz iktidara geldiğimizde yüzde 70'ti. "Yüzde 70 mi daha çok, yüzde 30'lar mı daha çok?" diye baktığımızda, yüzde 70'in daha büyük olduğunu herkes söyler. Yani 2002 yılında, her doğan çocuk değil de doğan çocukların torunları da borçlu doğuyordu -öyle ifade edeyim, sizin tabirinizle, ifadenizle- ama şimdi baktığımızda -Allah'a şükür- biz Türkiye'yi her geçen gün borç yükünden kurtarmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Efendim, arkadaşlar "tek adam düzeni" "karanlık düzen" filan diye nitelemede bulundular, bizim bunları kabul etme şansımız yok. Tek adam değil ama milletin adamı. Evet, bunu öğrenmeniz lazım, biz de defaatle bunu söyleyeceğiz: Tek adam değil, milletin adamı. Tabii, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde 1 devlet başkanı olacak, Cumhurbaşkanı olacak; o da Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ne olacak? Hükûmetler kurulacaklar ve yoluna devam edecekler. Beş yılda bir bunun değişmesine kim karar verecek? Milletimiz karar verecek. Evet, "Düzen değişsin." dedi millet, doğru, 2002 yılında bu millet düzeni değiştirdi -Allah'a çok şükür- emin ellere bıraktı direksiyonu ve bu emin ellerden de bir daha milletimiz direksiyonu almak istemiyor. Millet, Cumhurbaşkanımızı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı buldu ve onu kaybetmek istemiyor; on sekiz yıldan beri de -Allah'a şükür- kaybetmedi milletimiz ve Türkiye kazanıyor, milletimiz kazanıyor değerli arkadaşlar.

Tabii, "Bakanların birbirine omuz atmasını istemiyoruz." diyor arkadaşlar. Ben de buradan şunu söyleyeyim, nerede gördü omuz attığını bilmiyorum ama ben şunu söyleyeyim: Biz de muhalefetin hakikaten en amansız bir şekilde, en acımasız bir şekilde -Abdüllatif Bey de söyledi, "Çok acımasızca eleştirmek lazım." dedi- çok acımasız bir şekilde, âdeta yok edercesine, her şeyi yok sayarcasına eleştirmesinden ziyade, biz de daha, böyle, yapıcı bir muhalefet karşımızda görmek istiyoruz; daha bilinçli, daha yapıcı ve yarın iktidara gelecek şekilde muhalefet yapmasını biz muhalefetten bekliyoruz ama bunu da bugüne kadar göremedik maalesef. Evet, bunları da bekliyoruz.

"Ülke kaynaklarının yüzde 30'unu kullanıyoruz, ülkeyi uçurmanız lazım." dedi arkadaşlarımız. Evet, ülke kaynaklarını kullanıyoruz ama bu ülkeyi de uçurumun kenarından -Allah'a çok şükür- AK PARTİ hükûmetleri aldı. Ülkemiz uçurumun kenarındaydı, uçurumun kenarından aldık, bugünlere getirdik; bunu da böyle bilmek lazım.

Şimdi, Abdüllatif Bey "Acımasızca eleştirelim." dedi. O kadar çok acımasızca eleştiriyoruz ki hem de... "Yanında duranın ya huyundan ya suyundan." derler ya, on sekiz yılın içindeki -Abdüllatif Bey burada olsaydı da duysaydı keşke- kendi dönemini de kötü olarak niteledi. Yani acımasızca eleştirmeye kendini o kadar çok kaptırdı ki kendisi Maliye Bakanlığı yaptı, Başbakan Yardımcılığı yaptı, o günlere bile kötü diyecek kadar acımasızca eleştiriyor, hâlâ da "Tahammülünüz yok." diyorlar. Çok tahammül ediyoruz, sabırlıyız, bütün eleştirilere açığız ama hakaret olmadığı sürece, saygı çerçevesi içerisinde bütün eleştirilere açığız değerli arkadaşlar.

Evet, diğer bir konu: "Bütçedeki paraları nereye harcıyorsunuz? Güvenlikçi politikalara harcıyorsunuz, silaha ayırıyorsunuz." dedi arkadaşlarımız. Evet, eğer güvenlikçi politikalara para ayırmazsak, İHA'mızı, SİHA'mızı, tankımızı, topumuzu, tüfeğimizi kendimiz yapamazsak burada özgürlükten, bağımsızlıktan bahsedemeyiz. Bağımsızlığımızın olmadığı yerde ne ekonomiden bahsedebilirsiniz ne demokrasiden bahsedebilirsiniz ne refah seviyenizi artırabilirsiniz ne de yaşamdan bahsedebilirsiniz. Dolayısıyla, Türkiye silaha para ayıracak. Ne zamana kadar? Kendisini en güvenli hissettiği zamana kadar silaha her zaman para ayıracağız çünkü silaha bu parayı ayırdığımız zaman, sadece Türkiye'nin değil, Bosna Hersek'in de güvenliği buradan geçiyor, Azerbaycan'ın da güvenliği buradan geçiyor. Dolayısıyla, ayırdığımız para bence çok değil, ayırmaya da devam edelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, toparlarsanız...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Diğer bir konu, barajlar konusu. Evet, Türkiye, baktığımızda, barajlar konusunda... Arkadaşlarımız "Fazla baraj yapamadık." gibi bazı söylemlerde bulundular. 2002'den sonra 15 metre yüksekliğinde toplam 901 tane baraj yapmışız. 30 metre yüksekliğinde 583 tane baraj yapmışız. 2002'ye kadar 15 metre yüksekliğinde toplam 490 tane baraj var, biz 901 tane daha ilave yapmışız; toplam 1.300 tane baraj yapmışız.

Arkadaşlarımız köylerle alakalı bazı konulardan bahsettiler. Evet, köylerde toplam yapılan yatırım 2002 yılından bugüne kadar, 2019'un sonuna kadar, arkadaşlarım, 57,3 milyar dolar toplam yatırım tutarı, 57,3 milyar dolar. Bunlardan işletme hakkı devir bedellerinin toplamı ise 76,5 milyar dolar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen tamamlayalım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Son cümle.

Yani 57,3 milyar dolar para harcıyoruz yatırım için, kazanacağımız 76,5 milyar dolar, bunda vergiler yok, buna birde katma değeri ilave edin, buna gelir vergisini ilave ettiğiniz zaman...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, teşekkür ediyoruz Sayın Aydemir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ...köylere çok büyük bir faydası olduğunu göreceğiz, hem hizmet bakımından hizmetlerimizi alıyoruz hem hastanelerimizden faydalanıyoruz, yollarımızdan faydalanıyoruz.

Vergi konusunda birkaç şeye değinmek istiyorum, mali müşavir olarak.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, başka bir vesileyle inşallah.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, vergiler konusunda da gerek E-beyanname noktasında gerek genç girişimcileri destekleme konusunda çok güzel politikalar izliyoruz, maliye politikaları izliyoruz, bundan dolayı da Hazine ve Maliye Bakanımıza çok teşekkür ediyorum.

Bütçemizin bereketli olmasını, her kuruşunun bereketli olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum.

Yolunuz açık olsun, yolunuz aydınlık olsun, sizlere güveniyoruz Sayın Bakanım.

Allah yâr ve yardımcınız olsun.