KOMİSYON KONUŞMASI

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, görevinizde başarılar diliyorum.

Dün Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kamuya ait borçlar da imzalandı, yapılandırıldı. 500 milyar liralık borç yeniden yapılandırılıyor. Yalnız gözümüz hep Tarım Kredi borçlarını aradı, nedense yok. Çiftçilerimiz sürekli bizi arıyorlar. Bir de yanlış bilgi verildi, hâlâ televizyonlarda, önemli kanallarda, ulusal kanallarda "Çiftçinin borcu yapılandırıldı." diye geçiyor; hâlbuki yapılandırılan sadece tarımsal kooperatifler, Tarım Bakanlığına bağlı bazı kooperatifler ve orman kooperatiflerinin borçları yapılandırıldı. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarında bir yapılandırma yok. Tarım Kredi Kooperatifi müdürleri, Ziraat Bankası müdürleri çiftçileri arayıp "Borcunu getir; getiremiyorsan traktörünü sat, icraya veririm." şeklinde de konuşmalarda bulunuyorlar. Bu nasıl bir barış; bunu anlayabilmiş değiliz. Devlet ciddiyeti de burada kalmamış oluyor. Çiftçi dediğimiz kitle de, Türkiye'de her 6 kişiden 1'i çiftçi, tarımla geçimini sağlıyor. Bu pandemi döneminde, çiftçimiz, her ne kadar siz 2019'un tohumluk desteklerini ödemediyseniz, mazot, gübre desteklerini, bazı illerde buzağı desteklerini ödemediyseniz de üretmeye çalışıyor. Süt fiyatları artmamasına rağmen çiftçi mücadele ediyor. Yani siz hâlâ dolardaki artışa bakarak gübre fiyatlarını, tohum fiyatlarını, ilaç fiyatlarını... Kamu kuruluşlarında, özellikle Tarım Kredi Kooperatiflerinde fiyatlar artıyor, buna rağmen çiftçi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sizin de çiftçiye bir destek vermeniz gerekli ama 2021 yılı Tarım Bakanlığı bütçesini burada inceledik, 1 kuruş bile artış yok, hatta bazı kalemlerde düşüş var. E, biz nasıl pandemiyle mücadele edeceğiz, nasıl üreteceğiz? Bütün dünya ülkeleri öncelikle tarım bütçelerini artırmaya başladılar, ithalatlarını azaltmaya başladılar, hatta ithalata yasaklar koymaya başladılar, limanlarını kapattılar. Bizim burada çiftçiye destek vermemiz gerekmez mi? Bir üretim seferberliği gerçekleştirmemiz gerekmez mi?

Şimdi, dışa bağımlıyız bazı sektörlerde, özellikle tarımda. Gübre fiyatları artıyor çünkü dolar artıyor. Yine, siz gümrük vergilerini sıfırlıyorsunuz çünkü -konulara yeni geldiğiniz için ben söyleyeyim- sürekli sıfır gümrük vergisiyle işi çözmeye çalışan bir yönetim var. Bu son derece yanlış. Gümrük vergilerini sıfırlamak, aynı zamanda devletin gümrük vergilerinden elde ettiği gelirin de azalmasına neden oluyor ve fiyatlara da hiç yansımıyor; tam tersi, ithal ettiğiniz ürünlerin fiyatları sürekli artıyor.

Örnek veriyorum -tamamen örneklerle yola çıkıyorum, kontrol etmek sizin elinizde, bir telefonla öğrenebilirsiniz- örneğin ayçiçeğinde CIF fiyatlar yani liman teslimi fiyatlar 360 dolardı... Tamam, dünyada üretimde bir sıkıntı oldu, kuraklık oldu; fiyatlar 500 dolarları aştı ama gümrük vergileri sıfırlanmadan önce 560 dolardı; geçen hafta ben burada söyledim, dedim ki: "Bakın, gümrük vergilerini sıfırlıyorsunuz ama ithalatçılar hemen fiyatları artırıyorlar. Şimdi Ukrayna'daki, Rusya'daki tedarikçiler fiyatlara 20 dolar, 30 dolar zam yapacaklar." Beni de yanılttılar, 40 dolar zam yaptılar. Yani gümrük vergilerini sıfırlamak hem Hazinemize bir gelir kaybı -Hazinemiz elde etmesi gereken gelir vergisi gelirini elde edemiyor- hem de biz daha pahalıya ürün alıyoruz. Yani 560 dolardan alacağımız 1 ton ayçiçeğini şimdi biz 600 dolardan alıyoruz ve ucu da açık. Yani demek ki gümrük vergilerini sıfırlamakla bu işler olmuyor.

Niye bunu söylüyorum? Cumhuriyet döneminde kurulan, Atatürk tarafından, o bilge insanlar tarafından kurdurulan Toprak Mahsulleri Ofisi âdeta bir ithalat kurumu gibi çalışıyor, neredeyse üç dört günde bir ihale açıyor. Şimdi çeltikte ve pirinçte bir ithalat kararnamesi çıktı. Türkiye bunları üretmeye çalışıyor ama siz hâlâ işi ithalatla çözmeye çalışıyorsunuz. Niye bunu söylüyorum? Çünkü çiftçi daha hasattan yeni çıktı. Hasattan yeni çıkan bir çiftçi ürününü daha tarlada yeni kurutmaya almışken niye ithalat silahını kullanıyorsunuz? Bunun kimseye bir faydası yok.

Teşekkür ediyorum.