| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .02.2015 |
NURCAN DALBUDAK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Biraz önce KADEM'deki arkadaşımızın sunumundan gerçekten çok faydalandık, ellerinize sağlık, teşekkür ediyoruz ve şöyle bir konu geçti: Başörtülü olduğum için okuyamadım ve buna benzer de travmatik vakıaları Türkiye uzun yıllar yaşadı. 1980'lerde başlamış, 1990'larda çok daha zirve yapmış 28 Şubat kararları ve darbe döneminde de çok daha yoğun bir şekilde yaşanmış bir süreci yaşadık. Çok şükür ki, Türkiye bu travmaları, bu çok kötü uygulamaları ve bu zor şartları atlattı ve toplumun yüzde 50'si kadın olan ve bu yüzde 50'nin de yüzde 70 oranında başörtüsüyle yaşam tarzını belirlediği insanları artık her ortamda görebiliyoruz; kamuda görebiliyoruz, siyasette görebiliyoruz ve inşallah önümüzdeki süreçlerde çok daha yoğun yaşayacağız.
"Mobbing"den bahsettiniz, biz daha bu uygulamayı çok yeni yaşıyoruz. Yani 4 kadın milletvekiliyle birlikte ilk defa bu süreçte, bu dönemde, 2013'te Meclise girildi ve şu ana kadar hep bir bu konuda konuşulan konular ve bu konuda yazılan yazılar, bu konudaki araştırmalar... Yüz binlere yakın insanın hem eğitim hakkından hem diğer sosyal hayattan, ekonomik hayattan izole edildiği bir toplumda yaşıyorduk ve şu andaki bu süreçle alakalı, bundan sonraki yönetmeliğin değişmesi ve bundan sonraki süreçle alakalı da olumlu gelişmeler var ama benim sormak istediğim, sizin arazide ya da sivil toplum çalışmalarında hâlâ daha, ben başörtülü olduğum için bu şekilde şiddet görüyorum, yani düşünsel ve psikolojik şiddet görüyorum ya da ekonomik anlamda ekonomik hayatta var olamıyorum bu konuda ikincil bir duruma düşürülüyorum gibi karşılaştığınız vakıalar var mı ve bu konudaki arkadaşlarımızı nasıl yönlendiriyorsunuz? Bu konudaki hak mücadelelerini nasıl veriyorlar ve çok daha iyi bir şekilde verebilmeleri için de bizim hem yasal anlamda... Biliyoruz ki Anayasa'da yoktu Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulduğunda 1923'te Anayasa'da böyle bir hüküm yok, yasalarda böyle bir hüküm yok, sadece yönetmeliklerle birtakım cinayetler... Cinayetler diyorum çünkü insanın umudunu, bütün ümidini elinden aldığınızda hayatını elinden almış oluyorsunuz. Yani öldürmekle belki eş değer değil ama çok yakın, yani yüzde 99'a yakın bir şey, bütün hayatını, geleceğini, hayallerini elinden alıyorsunuz. İnşallah bu önümüzdeki süreçte -Anayasa'da bu yapacağımız değişikliklerle- bunun korunmasına, yani kişilerin yaşam tarzının, inancının, bulunduğu konumunun, her türlü hakkının korunmasına dair değişiklikler inşallah yapacağız ama bu süreçte bu tür şeylerle karşılaşıyor musunuz ve nasıl yönlendiriyorsunuz diye soracaktım.
Teşekkür ediyorum.