| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Kamu İhale Kurumu c) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ç) Sermaye Piyasası Kurulu d) Gelir İdaresi Başkanlığı e) Türkiye İstatistik Kurumu f) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı g) Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ğ) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu h) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2020 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, Bakanlığımızın ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanımızı, tekrar, tebrik ediyorum; görevinde başarılar diliyorum. Bugün, Türkiye bir yandan salgınla mücadele ederken diğer taraftan Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Kıbrıs'tan Ege'ye Irak'tan Suriye'ye kadar pek çok sorunla, terörle, siyasi ve ekonomik saldırı ve baskılarla uğraşmaktadır. Başta Irak, Suriye, Doğu Akdeniz ve Kafkasya olmak üzere bölgemizde yaşananlar Türkiye'nin etrafında nasıl bir kuşatma planının uygulamaya konulduğunu açık bir şekilde göstermiştir. Türkiye, yoğun bir şekilde maruz kaldığı saldırılara, baskı ve dayatmalara güçlü bir şekilde karşılık vermiş, ardı arkası kesilmeyen her bir saldırıyı etkisiz hâle getirmiştir. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi en önemli gücümüzdür. Oyunları boza boza, kuşatmaları yara yara hedefimize doğru ilerliyoruz. Her alanda hızlı ve etkili karar mekanizmasının işlemesi gereken günümüz koşullarında Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle bu sağlanmış, Türkiye vesayet odaklarından arındırılmış, ayak bağlarından kurtulmuş, öz güvene kavuşmuştur. Türkiye'nin kerameti kendinden menkul mihrakların ağzına bakma dönemi geride kalmıştır. Artık söz dinleyen değil, sözü dinlenen; üzerinde hesap yapılan değil, hesapları bozan bir ülke gerçeğine herkes alışmalı, buna saygı duymalı, sonuçlarına da hazır olmalıdır. Kim ne derse desin Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geleceğin daha güçlü ve büyük Türkiye'sinin yönetimsel mimarı olacaktır. Türk milleti, lider ülke Türkiye hedefine ve kızıl elma ülküsüne mutlaka ulaşacaktır.
Sayın Başkanım, bilindiği üzere Covid-19 salgını küresel ekonomiye büyük bir darbe vurmuştur. Ülkemizde de mart ayından itibaren görülmeye başlayan virüs salgını ve salgına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle ekonomik ve sosyal yönden sorunlarla karşı karşıya kalınmıştır. Türkiye ekonomisi 2020 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 daralmıştır. Salgının ekonomimiz ve vatandaşlarımız üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak amacıyla bir dizi tedbir süratle uygulamaya konulmuştur. Bu dönemde üretimin ve tedarik zincirinin kesintiye uğramaması, istihdamın korunması ve finansal sistemin sağlıklı işleyişini sürdürmesi için eş güdümlü politika adımları atılmıştır. Böylece salgının ekonomiye etkisi en aza indirilmiş, ekonomik faaliyette yılın üçüncü çeyreğinden itibaren V tipi bir toparlanma görülmektedir.
Nitekim, sanayi üretimi nisan ayında yıllık yüzde 31,3 daralmayla sert bir şekilde geriledikten sonra haziran ayından itibaren yükseliş eğilimi sergilemiştir. Ağustos ayında sanayideki yıllık büyüme çift haneye yükselmiştir. TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre eylül ayı sanayi üretimi yıllık yüzde 8,1, aylık yüzde 1,7 düzeyinde artmıştır. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi 2020 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 7,7 artmıştır. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 30,3 artmıştır.
İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı nisan ayı itibariyle yüzde 61,6 düzeyine inmişken daha sonraki aylarda sürekli artarak ekim ayı itibarıyla yüzde 75,4'e çıkmıştır. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörlerine ilişkin Toplam Ciro Endeksi de nisan ayında yüzde 20,6 azalmakla birlikte haziran ayından itibaren yükselişe geçerek eylülde yıllık yüzde 26,2 artmıştır. Alt endekslere göre Ticaret Ciro Endeksi yüzde 30,9, Sanayi Ciro Endeksi yüzde 30,9, İnşaat Ciro Endeksi yüzde 23,3, Hizmet Ciro Endeksi de yüzde 4,1 artmıştır. Eylül ayında Hizmet Ciro Endeksi'nde artışın başlaması sevindiricidir.
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan ve imalat sanayi performansında güvenilir referans kabul edilen İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi PMI verisi nisan ayında 33,4'le tarihî düşük seviyesine indikten sonra haziran ayından itibaren beş ay boyunca 50 eşik düzeyinin üzerinde değer almıştır. Son açıklanan rapora göre PMI verisi ekim ayında 53,9'a yükselerek Türk imalat sektörü performansında güçlü bir iyileşmeye, sektörün üst üste beş ay büyüme gerçekleştirdiğine, müşteri talebinin iyileşmeye devam ettiğine, yeni ihracat siparişlerinde artış olduğuna, firmaların üretim hacimlerinin ekim ayında da yükselttiğine, büyümenin hız kazandığına işaret etmiştir. Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi ekimde üst üste dördüncü ay eşik değerlerin üzerinde gerçekleşerek ihracat pazarlarındaki talep koşullarının iyileşmeyi sürdürdüğüne işaret etmiştir. TİM verilerine göre 17,3 milyar dolarlık ekim ayı ihracatı rakamı da eylül ayında olduğu gibi aylık ihracat rekorları olarak tarihe geçmiştir.
Ekonomiye olan güvende önemli düzeyde artış görülmektedir. Nisan ayında 52,4'e inen Ekonomik Güven Endeksi haziran ayından itibaren yükselişe geçerek ekim ayında 92,8 değerine yükselmiştir. Aynı şekilde, nisan ayında 78,1'e inen Tüketici Güven Endeksi ekim ayında 81,9, nisan ayında 62,3'e inen Reel Kesim Güven Endeksi ekim ayında 109,7 düzeyinde gerçekleşmiş, Sektörel Güven Endeksleri de haziran ayından itibaren önemli oranlarda artmıştır.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yayınlanan verilere göre açılan şirket sayısı 2020 yılının ilk dokuz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22,84 artarken kapanan şirket sayısı yüzde 13,7 artmıştır. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonunun Sicil Gazetesi'nde yayınlanan açılış, kapanış ve değişiklik ilanlarına göre 2020 yılının ilk on ayında tescil ilanı sayısı yüzde 61,8 düzeyinde artmıştır, terkin ilanı sayısı ise yüzde 14,5 azalmıştır.
Mart ayından itibaren azalan enerji talebi ve enerji üretimi ağustos ayından itibaren tekrar artışa geçmiştir. Elektrik tüketiminde eylül ayı içinde tüm zamanların rekoru kırılmıştır. Son aylarda elektrik üretimi ve tüketiminde meydana gelen artış sanayi ve ekonomideki büyümeye de işaret etmektedir.
Coronavirüs salgınının en fazla olumsuz etkilediği alanlardan biri çalışma hayatıdır. Nisan ayında iş gücü sayısı 3 milyon 13 bin kişi, istihdam sayısı 2 milyon 585 bin kişi azalmış, buna karşılık iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar 2 milyon 175 bin kişi artmıştır. Bu nedenle işsizlik oranında bir düşme görülse de iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ile mevsimlik çalışanların dâhil edilmesiyle hesaplanan geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24,6'dır, bu oran mayıs ayında yüzde 25,1'e çıkmıştır. Bir kıyaslama yapmak gerekirse yaşanan küresel finans krizi nedeniyle 2009 yılı Şubat ayında manşet işsizlik oranı yüzde 16,1; geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 24,7 olmuştur.
TÜİK tarafından son açıklanan ağustos dönemi verileri itibarıyla istihdam geçen yılın aynı dönemine göre 975 bin kişi azalmıştır. İşsizlik oranı yıllık bazda 0,8 puan azalarak yüzde 13,2 görünmekle birlikte geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 23,3'tür. Bu oranın mayıs ayında yüzde 25,1 düzeyinde olduğu dikkate alındığında geniş tanımlı işsizlik oranında 1,8 puan düşme olduğu görülmektedir. İstihdamı korumaya ve artırmaya yönelik bugüne kadar alınan tedbirlerin bu düşüşü hızlandırması beklenmektedir. Nitekim İSO Ekim 2020 Türkiye İmalat PMI Raporu üretimdeki artışın ivme kazandığına, istihdam yaratma hızının son otuz iki ayın en yüksek düzeyinde gerçekleştiğine işaret etmektedir.
Covid-19 salgınından en fazla etkilenen sektör turizm olmuştur. 2020 yılının ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre turizm gelirlerimiz yüzde 69,4 oranında -18,5 milyar dolar- azalma göstermiştir. 2019 yılında 34,5 milyar dolar olan turizm geliri 2020 yılı için 40,8 milyar dolar hedeflenmekle birlikte 12,1 milyar dolar olması beklenmektedir. Hedefe göre 28,7 milyar dolarlık bir azalma söz konusudur. 2020 tüm dünya için turizm sektörünün âdeta donduğu bir yıldır. Türkiye aynı etkilere maruz kalmakla birlikte sektörün önde gelen ülkelerine göre nispeten daha iyi bir performans göstermiştir.
Turizm gelirlerindeki sert düşüş cari işlemler dengesinde de bozulmaya yol açmıştır. Cari açık 2020 Ocak-Ağustos döneminde 26,5 milyar dolar, on iki aylık kümülatif verilere göre 23,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. Oluşan cari açığın da artırdığı döviz ihtiyacı ile dış gelişmelerin ve Türkiye ekonomisini sıkıştırmaya yönelik ekonomik saldırıların etkisiyle artan döviz kurları, borçlardaki artış ve kur artışının enflasyon üzerinde oluşturduğu baskı bugün için en temel sorunlarımızdır. Bu sorunları da kısa zamanda aşacağımıza yürekten inanıyoruz.
Sayın Bakanım, bize gelen bir öneriden bahsetmek istiyorum, sizlere de mutlaka gelmiştir: Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu'nun 280/A maddesine göre, yurt dışından getirilerek sermaye olarak konulan yabancı paraların yatırıma yönlendirilmek üzere kur farklarının pasifte özel bir hesapta tutulması imkânı verilmiştir, böylelikle kur farkı gelirleri vergilendirilmemiştir. Yatırım fırsatı arayan yerli sanayi şirketleri de aktiflerindeki dövizler için böyle bir imkân verilmesini talep ediyor. Biliyorsunuz en önemli sorunlarımızdan biri dolarizasyon. Makul bir talep gibi geliyor bize, şöyle ki: Böyle bir uygulamayla hem dolarizasyonda çözülme imkânı sağlanacak hem de yatırımlar bu yolla teşvik edilmiş olacak. Kabaca bir hesap yaptım Sayın Bakanım: Bu yılki kur artışı kabaca yüzde 30 düzeyinde. Benim burada vergi kaybım -yüzde 20 kurumlar vergisi üzerinden hesaplarsak- yüzde 6 falan olacak. Ama buna karşılık en önemli sorunlardan biri olan dolarizasyon çözülecek, döviz sıkıntımızı çözeceğiz hem de yatırımı teşvik edip yatırımın artmasına vesile olacağız. Yani değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle dikkatlerinize sundum.
Değerli milletvekilleri, 2020 yılı Ocak-Ekim dönemine dair bütçe gerçekleşmelerine göre bütçe giderleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artarak 967,7 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç bütçe giderleri, yüzde 15,9 oranında artarak 848 milyar TL olmuştur. Cari transferler yüzde 22,3 oranında artmıştır. Bütçe gelirleri ise yüzde 14,3 oranında artarak 822,2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Vergi gelirleri tahsilatı yüzde 21,4 oranında artarak 655,3 milyar TL olmuştur. Gelir vergisi yüzde 4,9 oranında azalırken kurumlar vergisi yüzde 41, ÖTV yüzde 38 oranında artmıştır. Merkezî yönetim bütçesinin 2020 yılında 239,2 milyar lira açık vermesi beklenmektedir. 2021 yılında ise bütçe gelirlerinin yüzde 13,2; bütçe giderlerinin ise yüzde 11 oranında artması sonucu bütçe açığının yüzde 2,4 artışla 245 milyar lira olması öngörülmektedir. Bütçe hedeflerine ulaşılması için, kamu harcamalarında tasarruf ve vergi reformuna ihtiyaç bulunmaktadır.
On Birinci Kalkınma Planı'nda, gelir ve kurumlar vergilerini tek bir kanunda birleştiren, vergi tabanını genişleten, vergiye uyumu kolaylaştıran, öngörülebilirliği artıran, yatırım ve üretimi destekleyen gelir vergisi kanununun ve yeni bir vergi usul kanununun çıkarılması hedeflenmiştir. Ülkemizde vergi alanında bir reform ihtiyacı olduğu açıktır ancak yıllardır dile getirilmesine karşın bugüne kadar yapılmamıştır. Basit, sade, anlaşılır, adil, tabana yayılmış ve hakkaniyetli bir vergi reformu bir an önce hayata geçirilmelidir. Herkesin mali gücüne göre vergi ödediği adaletli bir vergi sistemi tesis edilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Vergiye ilişkin düzenlemelerde kamu finansmanıyla ilgili önceliklerin yanı sıra verginin üretim ve istihdam üzerindeki etkileri ile sosyal yönü birlikte değerlendirilmelidir.
Kapsam, matrah ve vergi oranlarının yeniden düzenlenmesi suretiyle doğrudan vergilerin vergi gelirleri içindeki payında artış sağlanmalıdır.
Ayrıca, vergi denetimlerinde etkinlik, dolaysız vergileri tabana yaymak, döviz bağımlılığını azaltıcı önlemler bütçe dengesi açısından önemli adımlar olacaktır. Sermaye piyasalarında derinlik oluşturma ve halka açılmanın kolaylaştırılması da bütçeye yeni kaynaklar sağlayabilecektir.
Kamu harcamalarının etkililik, ekonomiklik ve verimlilik durumları raporlanarak harcama gözden geçirmeleri yapılmalıdır. Harcama programlarının uygulama süreçlerinde etkinlik artırılmalı ve harcamalar kontrol altında tutulmalıdır.
İhale Kanunu âdeta istisnalar kanunu hâline gelmiştir. Günümüz şartlarına uygun yeni bir ihale kanununun hazırlanması ihtiyacı da bulunmaktadır. Kamu yatırım harcamalarında tasarruf sağlamak üzere kamu ihale ve sözleşme süreçleri iyileştirilerek rekabet artırılmalıdır.
Taşıt Kanunu, taşıt yönetiminde etkinlik ve verimliği gözetecek şekilde güncellenmelidir.
On Birinci Kalkınma Planı'nda teşvik, destek ve sosyal yardım uygulamalarının gözden geçirilerek etkin olmayan uygulamaların kaldırılması hedeflenmiştir.
Yine, vergisel teşviklerin tüm iktisadi ve sosyal etkileriyle birlikte değerlendirilmesi, vergi harcaması nitelikli düzenlemelerin gözden geçirilerek etkin olmayanların kademeli olarak kaldırılması hedef olarak yer almıştır.
Ülkemizde vergilerde ve SGK primlerinde muafiyet, istisna ve indirimler yoluyla çeşit çeşit teşvikler verilmekte ancak teşviklerin sonucunda ne oldu diye bir değerlendirme yapılmamaktadır.
2021 yılında 245 milyar lira bütçe açığı öngörülürken bütçenin eki olan vergi harcaması tablosunda 2021 yılı için 230,8 milyar liralık vergiden vazgeçileceği tahmin edilmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumunun prim indirim ve muafiyetleriyle ilgili vazgeçilen prim gelirlerinin de bu kadar hatta daha fazla olacağı düşünüldüğünde çok büyük rakamlar ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bir taraftan muafiyet, istisna ve indirimler yoluyla vergilerden ve sigorta primlerinden vazgeçilirken bir taraftan da bütçe açığı borçlanmayla kapatılmaktadır. Bu durum dikkate alınarak verilen destek ve teşviklerin ne derece amaca ulaştığı, hangi teşvik araçlarının daha etkili olduğu yönünde etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi oluşturulmalıdır. Teşvik verilecek sektör ve projelerde mutlaka seçici olunmalı, verilen teşviklerin getirisinin ne olduğu iyi analiz edilmeli, teşvik politikaları buna göre belirlenmelidir. Teşvik ve destek programlarının etkinliği ölçülmeli, teşvik uygulama politikalarının etki değerlendirmesi mutlaka yapılmalıdır. Teşvik, destek ve sosyal yardım uygulamaları gözden geçirilerek etkin olmayan uygulamalar kaldırılmalı, plan öncelikleri çerçevesinde yapısal düzenlemeler yapılmalıdır. Vergisel teşvikler tüm iktisadi ve sosyal etkileriyle birlikte değerlendirilmeli, vergi harcaması nitelikli düzenlemeler gözden geçirilerek etkin olmayanlar kademeli olarak kaldırılmalıdır.
Kayıt dışılık önemli bir sorundur. Haksız rekabete ve çalışanların sosyal haklardan yoksun kalmasına yol açan kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamla mücadelede daha etkili yöntemler benimsenmeli, hem kayıt dışılığın önlenmesine hem de kayıtlı ekonomiye geçişin özendirilmesine yönelik tedbirler bir arada uygulamaya konulmalıdır. Vergi denetimine daha fazla önem verilmeli, kayıt dışılık, kaçakçılık ve kara parayla mücadele daha etkin hâle getirilmelidir. Ülkemizde vergi kaçakçılığı suçlarının büyük bir kısmını, karmaşık suç örgütleri tarafından oluşturulan ve yönetilen, gerçekte farklı kişiler tarafından kurulduğu hâlde konuyla ilgisi olmayan kişiler adına kurulan firmalar üzerinden yüksek tutarlarda vergi kayıp ve kaçağına neden olan işlemler oluşturmaktadır. Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının vergi kaçakçılığıyla etkin mücadele ve vergi incelemelerinde sektörel ve fonksiyonel uzlaşması yönündeki çalışmalar etkili bir şekilde sürdürülmelidir. Gelir İdaresinin kurumsal kapasitesi artırılarak kayıt dışı ekonomiyle yaygın ve yoğun vergi denetimleri yapılarak mücadele etkin bir şekilde sürdürülmelidir. e-Fatura ve e-Defter uygulamaları sistemsel olarak geliştirilerek sahte belgeyle daha etkin mücadele edilmelidir. Gayrimenkullerin vergilendirilmesinde esas alınan alım satım değerinin belirlenmesi ve beyanına ilişkin yeni bir sistem devreye sokulmak suretiyle vergileme etkinleştirilmelidir. Kamu idareleri için e-Belge, e-İmza, e-Arşiv, e-Fatura gibi yeni teknolojik imkânlara sahip muhasebe odaklı bir bilişim altyapısı oluşturulmalıdır.
Kayıt dışılıkla mücadele ve vergi bilincinin yerleştirilmesi için mali müşavirlik mesleği çok önemli bir işleve sahiptir. Mali müşavirlerin başta muhasebe ücretlerinin tahsili olmak üzere sorunlarına çözüm getirilmeli, KDV indirimi mali müşavirler için de mutlaka yapılmalıdır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Kalaycı, normal süreniz bitmiştir.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bitiriyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İki dakika ek süre veriyorum. Tamamlarsanız çok sevinirim.
Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Teşekkürler Başkanım.
Bilgisayar ve yazılım giderleri iki yıl içerisinde amorti edilmeli, serbest meslek giderleri yeniden belirlenmeli ve stajyerler için ücret istisnası öngörülmelidir. Vergilerin toplanmasında görev yapan, katkı sağlayan, bu işin asıl yükünü çeken maliye çalışanlarının sorunları da çözülmelidir. Maliye teşkilatının da personel ihtiyacı giderilmeli, çalışanların iş yükü hafifletilmelidir. Personelin tazminat ve ek ödemeleri artırılmalıdır. Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığında kurum içi uzmanlık sınavları sürekli hâle getirilmelidir. Merkez, taşra uzman ayrımından vazgeçilerek gelir uzmanları ve defterdarlık uzmanlarının özlük hakları diğer kariyer uzmanlıklarla eşit hâle getirilmelidir.
Sayın Bakanım, bütçenizin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum, tekrar görevinizde başarılar diliyorum.