KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ekranda süre beş dakikadan başladı, sonra karışmasın Sayın Başkanım.

Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanım, Değerli Bakan Yardımcılarım, çok değerli bürokratlarımız; ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle, muhabbetle selamlıyorum. Bütçemizin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. Özellikle de hemşehrimi bugün burada ağırlamaktan, görmekten mutluluğumu ifade etmek istiyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, ben geçen yılki bütçemizde de söylemiştim: Gençlik ve Spor Bakanlığımız 84 milyonun Bakanlığı aslında. Yani baktığımızda, Aile Bakanlığıyla ilişkili, Millî Eğitim Bakanlığımızla ilişkili dolayısıyla 84 milyonu ilgilendiren bir Bakanlık. Evet, gençlik dediğimizde, nasıl bir gençlik? Az önce İbrahim kardeşim de ifade ettiler; millî, ahlaki, insani ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, vatanını ve milletini seven, bayrağını seven, içinde yaşadığı topluma karşı sorumluluk duyan ve gerektiğinde sorumluluk almasını bilen bir gençlik. Evet, değerli arkadaşlar, bunun için eğitim aileden başlar ve okullarla devam eder. Dolayısıyla biz böyle bir gençlik arzu ettiğimize göre -Nilgün Hanım da konuşmasında bahsetti- gençlerimizin hamurunu çocukluktan itibaren çok güzel yoğurmamız lazım ki böyle bir gençlik elde edelim.

Değerli arkadaşlar, baktığımızda, arkadaşlarımız gençlikle alakalı birçok şey söylediler; karamsar bir tablo çizdiler, tabii, bu karamsar tabloya katılmak mümkün değil. Niye mümkün değil? Gençlerimiz bugün bizi canlı yayında izleseydiler, özellikle bazı milletvekili arkadaşlarımızı dinleseydiler, değil bu ülkede yaşamak yani dünyada yaşamaktan vazgeçerlerdi "Bir an önce Cenab-ı Allah ömrümüzü alsın da biz bu çileden kurtulalım." derlerdi; o kadar karamsar bir tablo çizdiniz. Yani, şimdi, gençlerimiz nasıl böyle oluyor sizinle konuşunca? Tabii, siz burada gelip doğruları ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz. Gençlerimiz nasıl bu kadar mutsuz olabiliyorlar, sizler nasıl bu kanıya varıyorsunuz dediğimde; düşündüm, baktım, hakikaten bu gençlerin mutsuz olması kadar normal bir şey yok. Mutsuz olmazlarsa anormallik olur, o kadar acayip bir tablo çiziyorsunuz. Acaba gençlerimizle konuşurken "Ey evladım, bakınız, 2002 yılı öncesinde öyle bir Türkiye vardı ki bizler gençliğimizde 'bölünmüş yol' diye bir şey bilmezdik, patika gibi yollarda şehirler arası yolculuk yapardık."

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gençler aç, aç!

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Ey oğlum, öyle bir biz seni yetiştirdik ki senin annen seni dünyaya getirdiğinde hastaneye girdik ama çıkarken hastane penceresinden biz seni kaçırarak çıktık; borcumuz vardı, sosyal güvencemiz yoktu, paramızı ödeyemedik, öyle günlerden bugünlere geldik. Ey oğul, biz öyle bir Türkiye'den geldik ki, öyle günler yaşadık ki biz asgari ücretin ne olduğunu... Sosyal Sigortalar Kurumu yani SSK-BAĞ-KUR ayrımı vardı. Biz SSK'li olabilmek için, SSK'li gözükebilmek için on gün, beş gün ne çileler çekerdik ey oğul. Ama bugün, baktığımızda, oğlum, otobanlarla, bölünmüş yollarla, Allah'a çok şükür, Tayyip Erdoğan Hükûmeti geldi, bu hizmetleri yaptı bize. Bugün, Türkiye'nin yüzde 99'u sosyal güvence altında. Bugün -sen dünyaya geldin, ben siz pencereden kaçırdım ama- görüyorum ki torunlarım 18 yaşına kadar sağlık güvencesi altında. Zenginsin, fakirsin, ensesi kalın, ensesi zayıf, hiçbirine bakılmadan hastaneye gittiğinizde sağlık güvencesi altında yaşıyorsunuz ve muayene olup çıkıyorsunuz." diyebilmeliyiz, bunları anlatabilmeliyiz. "Ey oğul, dünya bugün pandemiyle kasıp kavrulurken biz, Türkiye'de şehir hastanelerinde, 5 yıldızlı otel konforunda hastanelerde muayene oluyoruz ve Allah'a çok şükür, cebimizden 1 lira para da çıkmıyor. Burası Türkiye mi, Almanya mı, Amerika mı, Avrupa mı diye baktığımda, hayır oğlum, Almanya'dan da ilerideyiz, Amerika'dan da daha ilerideyiz. Bu Türkiye'yi bize kazandıran çok kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür edelim." dediğinizde, bu gençlik mutlu mu olur, mutsuz mu olur; bunları bir düşünelim değerli arkadaşlar.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kızılay'a birlikte gidelim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Seninle her tarafa ineriz de sen zaten kendin mutsuzsun. Seninle gezmeyi ben...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Sen" mi, "siz" mi?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hakikaten, CHP'li arkadaşlarıma üzülüyorum, ortamı o kadar negatif hâle getiriyorsunuz ki yani on dakika geliyorsunuz, burayı allak bullak ediyorsunuz.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Siz kendinize bakın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sizinle Kızılay'a inmem ama herkesle inerim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hiçbir kaynak vermeden konuşuyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İkili konuşmayalım lütfen. Değerli arkadaşlar, ikili konuşmayalım.

Son konuşmacı artık...

Buyurun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bazı arkadaşlarımız da bazen konuşmalarında Kürt illerinden bahsettiler. Değerli arkadaşlar, Türkiye'de 81 tane vilayet var. Türk'üyle, Kürt'üyle, Çerkez'iyle, Laz'ıyla, hep birlikte biz kardeşiz, biz milletiz. Çok değerli kardeşim Mehmet Ali Çelebi Bey de bahsettiler. Bu ifadeyi milletvekilimiz de konuşma metninden, tutanaklardan çıkarttırır. Değerli arkadaşlar, bu ifadeyi reddediyoruz, bu ifadeyi kullananları da kınıyorum.

Diğer bir konu "Efendim, Kredi ve Yurtlar Kurumuna borcu olan 5 milyon öğrencimiz var. Bunların gırtlağına yapışıp da para istiyorsunuz Sayın Bakanım." diyorlar. Ben size soruyorum: Bugüne kadar gırtlağına basıp da para istediğimiz bir tane adamı Meclise getirin de biz de görelim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İcralıklar, icralık olanlar var.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, çok değil, bir tanesini getirin, benim odam belli, Plan ve Bütçe Komisyonunun da belli.

İşe girmeyen, sosyal güvencesi olmayan, sigortası olmayan hiçbir üniversite öğrencisine devletimiz, Gençlik ve Spor Bakanlığımız "Hadi gel, borcunu öde." demez, dememiştir, gösteremezsiniz. Bilmiyorsanız öğrenin ama hâlâ da bunu ısrarla söylerseniz ben sizin başka şeyler düşündüğünüzü düşünmek zorundayım. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Psikolojik baskısı var üzerlerinde.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Var mı?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İbrahim Bey, bir saniye.

Gırtlağına basıp da borcunu öde diyenlere bu devlet acaba... Şunu söyledi bir arkadaşımız da: "Hadi borcunu öde deyip tek kalemde 5'li çetenin 100 milyarlarca liralık vergi borcunu affediyorsunuz."

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Yalan mı?

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Yalan mı?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yalan yalan, öyle değil.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu söylem tamamen yalan bir söylemdir. Türkiye Cumhuriyeti'nde AK PARTİ hükûmetleri -ben bir mali müşavirim, bir vergiciyim- hiç kimsenin vergisini affetmemişizdir; bunu böyle bilin. Vergi borcu silinmez, vergi borcu silinmez, vergi borcu silinmez...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Silinir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nasıl silinir ya?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uzlaşmayla.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Cezadır o.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bakınız, o vergi borcu değildir, vergi aslı borcu değildir. "Uzlaşma" dediğiniz vergi aslı borcu değildir, o vergi ziyaı cezasıdır. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen karşılıklı konuşmayalım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Cezalara indirim yaparsınız ama vergi borcunu silmezsiniz. Bunu, AK PARTİ Hükûmetleri "Ensesi kalının yanında, patronların yanında." gibi ifadeleri reddediyoruz.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Her şey ortada.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz, 84 milyon nüfusumuzun, vatandaşımızın, kardeşimizin yanındayız; zenginiyle fakiriyle, işçisiyle memuruyla, askeriyle polisiyle, Kürt'üyle, Türk'üyle, Çerkez'iyle hepsinin yanındayız, hepsini bir görüyoruz. Biz, 84 milyonun hizmetkârıyız. Bunun da böyle bilinmesini özellikle rica ediyorum, bunları da böyle bilelim.

Evet, baktığımız zaman "Gençlik uyuşturucu kullanıyor, bu uyuşturucudan gençlerimizi kurtarmamız lazım." Evet, katılıyorum harfiyen. Uyuşturucuyu kimler tedarik ediyor diye baktığımızda, gördüğümüzde milletvekili arkadaşlarımız "Kamu görevlilerini görüyoruz." dediler. Kamu görevlilerinden de suç işleyenler olabilir, istisnalar kaideyi bozmaz, vardır, karışmış olabilir kamu görevlileri de, bunlar cezasını çekerler. Ama "Bu uyuşturucu baronlarının başı kim?" diye sorduğumuzda kamu görevlilerini mikroskopla arayıp bulanlar, koskoca dağların üzerinde PKK'yı görmeyip de bunu dile getirmeyenleri de kınıyorum arkadaşlar. Evet, kamu görevlilerinden yapanlara hukuk devleti gereken cezayı verir, bunu ifade edelim, söyleyelim, kınayalım, lanetleyelim ama PKK'dan bir tek cümle söz etmeyenleri de burada lanetliyorum, burada kınıyorum.

"Efendim, devlet birilerini kaçırıyormuş, devlet birilerini kaçırıp çocukları, gençleri ajanlaştırıyormuş... Devlet kimseyi kaçırmaz. Kim kaçırıyor diye baktığımızda, Diyarbakır'da HDP il örgütünün önüne giderseniz, anneleri iki dakika dinlerseniz -iki dakika ya, beş dakika dinleyin- kimin kimi nasıl kaçırdığını çok iyi görürsünüz. Evet, bunları böyle görmemiz lazım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Normal süreniz tamamlanmıştır Sayın Vekilim. Bir dakika ek süre veriyorum, lütfen toparlayın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - YURTKUR'la alakalı Sayın Osman Aşkın Bak Bakanımız ve milletvekili arkadaşlarımız çok güzel ifadelerle bahsettiler. Spor bir kardeşliktir, bunu sporla yaygınlaştırmak lazım, sporu herkese, tabana yaymak lazım. Bundan dolayı da Bakanımızı tebrik ediyorum; ilkokulda 8-10 yaşta spor yetenek taraması yaptılar.

Şimdi, bakınız, futbol kulüplerine baktığımız zaman, nereden baksan 10 tane yabancı topçu oynatan kulüplerimiz var, 11 tane oynatanlar var, 5 tane oynatanlar var. Sporun dili, ırkı, dini olmaz. Spor birleştiricidir, spor herkesi kucaklatır. Buradan kalkıp da bir kulüp üzerinden "Efendim, şöyle şöyle oluyor, böyle böyle oluyor. Bakanlık, Kürt ayrımı yapıyor." Bakanlık, Kürt ayrımı Türk ayrımı yapmaz. Bütün kulüplerimiz birdir, beraberdir. Bakanlık ne yapar? Bakanlık değil hükûmetler ne yapar?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Vekilim, ek süreniz de bitti, toparlarsanız çok sevinirim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Terör örgütlerini ayırır, birbirinden ayırır.

İşte, bazı arkadaşlarımız da "Planlama yok, program yok." dediler, "Planlama, program yok." diyen vekil arkadaşlarımıza bu kitapçığa bakmalarını... Tabii, biraz uzun zaman alabilir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, toparlarsak çok sevineceğim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hemen, son cümlem Sayın Başkanım.

Hakikaten çok daha fazla icraatlar var. Sayın Bakanım, insanın bir gününü, iki gününü alır, buna vakit ayırırsanız hem planını hem programını hem projeleri burada net bir şekilde görürüz.

Dolayısıyla, Gençlik ve Spor Bakanımıza yapmış olduğu hizmetlerden dolayı ekibiyle beraber hepsine yürekten çok teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun, Allah güç kuvvet versin. Rabb'im bütçenizin her kuruşunu bereketlendirsin diyorum. İşte, inşallah daha nice yıllara birlikte ulaşmayı umut ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Aydemir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, son konuşmayı soyadı Aydemir olanlar yapacak diye bir kural mı var İç Tüzük'te?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bildiğim kadarıyla yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - O zaman öyle olmasın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ne oldu, ne var yani? İlla bir kişi son defa konuşacak.