KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, şimdi, arkadaşlarımız da söylediler, gerçekten yasama yapma usulümüzde bir terslik var yani bu yöntem -yani torba- çok sıkıntılı bir yöntem. Biz bunu baştan itibaren söylüyoruz. Birbiriyle ilgisiz, birbiriyle bağlantılı olmayan farklı konuların, farklı maddelerin önümüze gelmesi, bizim burada ortak bir konu üzerine odaklanarak yasama faaliyeti yapmamızı engelliyor. Hâlbuki öbür türlü olsaydı, bütünlüğü içinde gelmiş olsaydı biz hiç başlamadan önce, geneli üzerinde daha konuşmadan önce bütün ilgili kurumları dinleyecektik, hepsini davet edecektik, önce oradan çok geniş anlamda bilgilendirilecektik ve ondan sonra tartışmaya başlayacaktık. Şimdi daha birçok şeyi tartışmadık burada. Bu açıdan bu doğru bir yöntem değil. Ayrıca, bu konunun tasarı olarak gelmesiyle teklif olarak gelmesi arasında müthiş fark var. Elbette milletvekilleri teklif verebilir, itirazımız yok, bizlerin de kanun teklifleri var ama bu şekilde, böyle torba yöntemle gelen, çok fazla maddeyi ilgilendiren, baktığınız zaman, kamuda giderleri artırıcı, gelirleri azaltıcı, bütçe üzerinde, ekonominin dengeleri üzerinde birtakım etkilerde bulunabilecek olan kanun tekliflerinin mutlaka tasarı olarak gelmesine ihtiyaç var çünkü tasarı olduğu zaman hem 5018 sayılı Kanun'a göre, Kanun'un 14'üncü maddesine göre hem de Başbakanlık Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'e göre gerekli bütün araştırmalar yapılacaktı, bunun ne getirip ne götürdüğü tartışılacaktı, ilgili bürokrasiye, kamu kurumlarına gönderilecekti, oradan görüşler gelecekti ve onların doğrultusunda bizim önümüze çok daha rafine, yanlışları içermeyen bir konu gelecekti. Yani şimdi biz Murat Bey'i başka bir şey için çağırdık. Ben de kendisini tanırım, Millî Emlak'tan çok değerli bir arkadaşımız, kardeşimiz. İyi ki gelmiş diyoruz çünkü gerçekten burada yanlış bir biçimde yasayı...

BAŞKAN - Biz de size teşekkür ediyoruz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bitmedi Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bitsin, aşağı ineceğiz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İneceğiz, biliyorum, bitireceğim.

Bu önemli. Bir de şu var tabii: Plan ve Bütçe Komisyonu bu kadar önemli diyoruz, alt komisyon diyoruz, bunların hepsini biz söylüyoruz ama yani şimdi, burada, bir kanun maddesini yanlış çıkardığımız zaman bu ciddi bir sıkıntı olur.

Şimdi, burada, Fatma Hanım, bürokrat arkadaşımız, bir açıklama yaptı. Burada yanlış anlamadık değil mi, biz içeride de konuşmuştuk yani bir açıklama yapmıştınız onunla ilgili grup sözcülerine ama aynı zamanda, konuştuklarımızı burada olduğu gibi anlattınız. Benim anladığım şu: Yanlış anlamadıysam, burada zaten 3 milyon metrekare, 3 bin dekarlık bir yerden bahsediyoruz. Buradaki sıkıntı şu: Yaklaşık 9 bin dekarlık bir alan var. Bunun -gene yaklaşık söylüyorum bu rakamları- 3 bin dekarı şahısların, bunun 1.700 dekarı belediyenin ve 4 bin dekarı da daha çok şirketlerin. Birtakım şirketler toplamışlar buradaki arazileri. Bunlar gayrimenkul ticareti yapan şirketler, değil mi? Ondan sonra da bunların bir kısmıyla, birisiyle oturulmuş masaya, 1.276 dekarlık bir yer için konuşulmuş, "Onu devralacaksınız, karşılığında 76 dönümlük de bir yer vereceksiniz." diye onun üzerine bir şey yapılmış. Fakat karşılıklı olarak değerlemeler yapılmış, anladığım kadarıyla, buradaki bir şirket sahibi -kimse tanımıyoruz- demiş ki: "Ben kabul ederim ama bütün vergilerden muaf olursam yani gelir vergisi, kurumlar vergisi, KDV ödemezsem." Siz de şimdi bunu bizim önümüze getiriyorsunuz, vatandaşın teklifini. Yarın başka bir vatandaş gene trampayla ilgili dese ki konuştuktan sonra "Ben kabul etmiyorum. Vergilerden muaf olsun, istisna, hiçbirini ödemeyeceğim." derse yeniden buraya mı getireceğiz bunu?

BAŞKAN - Şöyle ama buradaki fark şu: Değerleme sanki yapılmış gibi sanal bir değerleme yapılarak arsa trampası değil de sanki bunun üzerinde binayı yapmışsınız, bir değer ulaşıyorsunuz, o değer üzerinden bunu yaptığınız zaman sanal bir kazanç yaratıyorsunuz. Yani çok da haksız bir talep değil.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, haksız bir talep. Daha ortada bir şey var, sanal bir şeyse bunun üzerinden konuşulmaz, sanal bir şey için talepte de bulunulmaz. Biz de burada sanal bir şey için kanun maddesi çıkarmayız, böyle bir şey olmaz, bir.

İkincisi...

BAŞKAN - Değer tespiti sanal.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Değer tespiti de sanal, iş de baktığınız zaman sanal. E, o zaman neye göre söylüyor? Madem sanalsa, tam olarak bilemiyorsak biz o zaman neye göre burada oturuyoruz, onları vergilerden müstesna kılıyoruz? Böyle bir şey olabilir mi ya sanal olan bir şey üzerinden? Ne kadarlık bir vergi var, ne kadarlık vergi kaybı var, biz bunu soracağız burada. Nedir, bunun kazanç için gelir vergisi, kurumlar vergisi ne tutar, gene sanal şey üzerinden gidelim, KDV'si ne tutar, bunları bilmiyoruz ki. Bunlar eğer sanalsa ne kadar sanal ben bunu anlamadım. Buradaki sıkıntı o.

Ayrıca, bizim deminden beri üzerinde konuştuğumuz Kamulaştırma Kanunu'nun ilgili maddesi, trampayı düzenleyen maddesi 1983'ten beri yürürlükte. 1983'ten günümüze gelene kadar otuz iki yıl boyunca uygulanmış ve bu kapsamda, kamulaştırma amacıyla trampa yapılan yerlerde kişiler, şahıslar vergilerini ödemişler, KDV ödemişler, gelir ve kurumlar vergisi ödemişler. Şimdi bir parantez açıyoruz, diyoruz ki: "2015 yılı sonuna kadar yaklaşık bir yıllık bir sürede bu vergileri ödemeyecek, 2015'te bitecek, bundan sonra yapılan şeylerde yeniden bu devam edecek." Böyle bir şey olur mu arkadaşlar yani Maliye Bakanlığı temsilcileri ne diyor buna, vergiciler ne diyor buna? Yani uygulanan, var olan bir kanun var, burada eğer varsa bir eksiklik, bir yanlışlık, o zaman zaten ilgili kanuna gidilir, bu değiştirildi, kamulaştırmaya ilişkin trampa maddesine birtakım hükümler konulur bu düzenlenirdi. Öyle bir şey yok. Şu ana kadar bir uygulama var, bundan sonra da 2015'in sonundan, 2016'nın başından itibaren de olacak olan, devam edecek bir şey var ama bir istisna koyuyorsunuz, burada kişiye şahsın talebin üzerine bir şey sağlanıyor. Böyle bir şey kabul edilebilir değil, bunu kabul etmiyoruz, hiçbir şekilde kabul edilebilir değil. Ben milletvekili arkadaşlarımın da zaten bunu kabul etmeyeceğine eminim çünkü ortadaki durum gerçekten vahim bir durum. Yani isterseniz sizler de sorun, burada bürokrat arkadaşımız son derece açık yüreklilikle konuyu anlattı.

Sayın Bakan, konu budur yani burada yanlış bir işlem yapıyoruz. Bu işlemi yapmayalım. Trampa yapılsın, karşı değiliz, trampa yapılacak tabii, yapılsın. Kamulaştırma, trampa, hangisini uygun görürsen yapabilir hazine, devlet ama sonuç itibarıyla "Böyle bir şeye oturacağım, ben bunu yapayım, bu vergilerin dışında kalayım..." Böyle bir şey kabul edilebilir değil.

Teşekkür ederim.