KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA BAKİ ERSOY (Kayseri) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun saygıdeğer üyeleri, muhterem milletvekilleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Konuşmama başlamadan önce, şehit ve gazi olma pahasına sınırlarımızda ve ötesinde Türk milletinin güvenliği için görev yapan uzman çavuşlarımızın 12 Kasım Uzman Çavuşlar Günü'nü kutluyor, kardeşlerime zorlu görevlerinde başarılar diliyorum.

Cennet vatanımızın birliği ve toprak bütünlüğü için terörle mücadelede hayatını kaybeden Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize şifa ve sağlıklı bir ömür niyaz ediyorum.

Sayın Bakanım, sizlerin önderliğinde, terörle mücadele ve hadsizlere hadlerini bildirme anlamında altın yıllarımızı yaşamakta olduğumuz bu dönemde gerek sınırlarımız dâhilinde gerekse haricinde birçok Türk düşmanını etsizi hâle getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu vesileyle, hudutlarımızın güvenliği için yedi gün yirmi dört saat esasına göre görev yapan, gecesini gündüzüne katan, ardında anasını, yârini, evlatlarını bırakıp kutlu ocağa kınalarla uğurlanan evlatlarımıza selam olsun.

Ne mutlu ki PKK terör örgütüne yönelik operasyonlarda, son bir ayda, yurt içinde 56, yurt dışında 78 olmak üzere toplam 134 terörist etkisiz hâle getirilmiş, teröristler tarafından kullanılan 197 adet silah, mevzi, sığınak, barınak, mağara ve depo ise kullanılamaz hâle getirilmiştir.

PKK terör örgütü hâlâ Kandil, Sincar, Mahmur, Karaçok Dağı ve Irak'ın kuzeyinde varlığını sürdürmekte ve varlığını artırmaya yönelik çalışmalarına devam etmektedir. Irak'ın kuzeyinde PKK'ya karşı mücadelemiz Hakurk ve Haftanin bölgelerinde Pençe Harekâtlarıyla başarıyla icra edilmektedir. Pençe Operasyonları sonucunda 348 terör örgütü mensubu etkisiz hâle getirilmiştir, 439 adet çeşitli cins ve çapta silah ve bu silahlara ait 150.158 adet mühimmat ele geçirilmiş, 790 adet mayın, EYP tespit ve imha edilmiş, 888 adet mağara bulunmuş ve kullanılamaz hâle getirilmiştir. Bunlar bizim haklı mücadelemizdir. Amaç Suriye'nin kuzeyindeki PKK,PYD, YPG ve DEAŞ çıbanlarının varlığını sonlandırmak ve topraklarımıza karşı oluşturulmak istenen terör koridorunu temizlemektir. Bu operasyonların sonunda 1 milyondan fazla Suriyeli vatandaş güvenle ülkelerine dönmüş ve ocakları yeniden tütmeye başlamıştır. Bununla birlikte, Mehmetçiğin elinin değmesiyle teröristlerden temizlenen bölgelerde başta sağlık hizmetleri olmak üzere su, elektrik gibi temel altyapı ihtiyaçları sağlanmakta, hayat normalleşmeye başlamaktadır, kutlu olsun.

Tabii, bir de Ege ve Akdeniz'deki sorunlar söz konusu. Bizim buradaki tavrımız "Kıbrıs, Kıbrıs Türklerinin; Libya, Libyalıların; Doğu Akdeniz ise Türklerindir." anlayışıdır. Uluslararası hukukun hiçe sayıldığı, provokasyonların, menfur ilişkilerin kol gezdiği ortamda Türkiye Cumhuriyeti'nin sessiz kalması beklenemezdi. Bu kapsamda, elbette, her zamanki gibi önceliğimiz, sorunların diplomatik yollardan çözülmesidir. Bu şekilde sonuca varamadığımız zaman ise askerî gücümüz devreye girecektir ki burada başarının kaçınılmaz olacağı aşikârdır. Tabii, burada haddi olmayan özellikle de Yunanistan meselemize ortak olmaya çalışan Fransa ve ABD'nin anlamsız taraf tutma çabaları vardır. Fransa'nın ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Doğu Akdeniz'e kıyısı vardır da bizim mi haberimiz yoktur, burası ise koskoca bir muammadır. Buradan ABD ve Fransa'ya tavsiyemiz haddi olmayan işlere Fransız kalmaları olacaktır.

Bizler Türk'ün şanlı töresiyle yoğrulmuş bir toplumuz. Burada sınır ötesi operasyonlarımız, Karabağ'ın azatlığı için topyekûn verdiğimiz destekler zaman zaman eleştiriliyor. Peki, sorarız sizlere: Misakımillî sınırlarımız içerisinde ve gönül coğrafyamızda yaşayan pek çok yerdeki soydaşlarımıza operasyon çekilip racon kesilecek biz de bunlara sessiz kalacağız öyle mi? Elbette hayır. Belirtmek istiyorum ki bizim mazlum kardeşlerimize karşı her daim sorumluluklarımız vardır, anlamakta zorluk çeken arkadaşlar için tekraren belirtiyorum: Türkiye'nin güvenliği sadece sınırlarında nöbet tutan askerlerimizin birliklerinden değil, Musul'dan, Kerkük'ten, İdlib'den başlar. Amerika Birleşik Devletleri binlerce kilometre öteden gelip sınırlarımızda operasyon yapma hakkını nereden kendinde görüyorsa Türkiye'nin de sınırlarının etrafındaki olaylara müdahale etme hakkı vardır. Yokluk zamanında emperyalizme karşı mücadele vermiş bir devletin ve milletin bugün burnunun dibindeki olaylara seyirci kalması beklenemez. Sınırlarımızın güvenliği, Türk'ün bayrağını görünce gözleri dolan mazlum insanların acılarını dindirmek için sınır ötesi operasyonlarımız devam edecek, terör laneti Allah'ın izniyle kökünden kazınacaktır. Kendi sınırlarımızdaki ormanlarımızı yakanlardan, Mehmetçik'imize kurşun sıkanlardan, Karabağ'da sivilleri, çocukları namertçe uykularında katledenlerden Allah'ın izniyle bir bir hesap sorulacaktır.

Karabağ Türk'tür, Karabağ özgürdür, Karabağ Azerbaycan'dır, Karabağ Türk'ün çelikten bileğidir. Bizler iki devlet, tek milletiz. İki ayrı bedende aynı canız, bir kere yükselen bayrak düşmemiş, düşmeyecektir. Otuz yıllık zulüm dönemi kapanmış, işgal süreci sona ermiştir. Ne mutlu bizlere, ne mutlu Azerbaycan Türklüğüne, ne mutlu büyük Türk milletine.

Sayın Bakanım, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki terörle mücadelede, sınır ötesi terörle mücadelede Türk devleti gücünü göstermiş, terör örgütlerinin beli kırılmıştır ama unutulmamalıdır ki emperyalist devletlerin varlığı sürdükçe terör örgütlerinin eylemleri de devam edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgemizde terör örgütlerine tırlar dolusu silah yardımı yaptığı düşünülürse Türkiye'nin millî silah teknolojisine daha çok önem vermesi gerekmektedir. Bu yüzden son yıllarda yerli üretim yaparak millî silahlar üreten Türkiye'nin bu konuda başarılarını artırarak sürdürmesi gerekmektedir. Bunun için de Millî Savunma Bakanlığı bütçesini millî silahlar üretimi noktasındaki başarıyı kat kat yukarıya yükseltecek ölçüde belirlemek oldukça önemlidir. Terörle mücadele konusunda büyük hassasiyeti olan Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda atılacak her adımın yanındayız ve destekçisi olacağız. Millî savunma üretimi konusunda altyapısı, teknik imkânı olan bütün illerimize millî savunma teknolojilerimiz için bütçe ayrılması, Türk devletinin terörle mücadelesini güçlendirecektir diye düşünüyorum. Başta seçim bölgem olan Kayseri ilimiz millî savunmayı güçlendirecek üretim imkânlarına sahiptir ve daha güçlü hâle getirilmesi en büyük temennimizdir. Bu noktada her türlü savunma sanayi yatırımlarına da talip olduğumuzu belirtmek istiyorum.

Sayın Bakanım, Kayserili hemşehrileriniz olarak sizinle gurur duyuyoruz ve büyük Türk milliyetçisi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözleriyle sizlere hitap etmek istiyorum: "Büyüklük odur ki kimseye eğilmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, önüne sayısız engeller yığılacaktır. Kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana 'Büyüksün.' derlerse bunu söyleyenlere güleceksin."

Sayın Bakanım, Allah yolunuzu, bahtınızı açık etsin. Bütçemizin hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.