| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2020 |
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli komutanlar; tabii ki her nebze ülkemizin gururu, bizim yüreğimizin içinde yer alan ulvi Silahlı Kuvvetlerimizi siyasetten uzak tutmak adına bizler de sözlerimizde hassasiyet gösteriyoruz. Ama tabii, üzülerek söyleyeyim ki maalesef siyaset artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine girmiş, hem öyle bir girmiş ki... Şimdi, eski Yüksek Askerî Şûra'nın üyelerine bakıyorum, tamamı kıdemi, kademeyi, taltifi, rütbeyi, terfiyi, atayan, bilen, liyakata önem veren, komuta kademesinde birlikte çalışan insanlardan oluşan bir kurul.
Şimdi, ben size soruyorum: Yüksek Askerî Şûra'da Millî Eğitim Bakanının ne işi var? Hulusi Akar Bakanımız bunu çok iyi cevaplayacaklardır. Ben, kendisine soruyorum: Adalet Bakanının ne işi var? İçişleri Bakanının ne işi var?
Sayın Akar, siz, örneğin, Yüksek Askerî Şûra'dan sonra HSK'nin toplantılarına giriyor musunuz? Hâkim atamalarında söz sahibi misiniz? Emniyet müdürlerinin atamasına siz mi imza koyuyorsunuz? Bunların hiç birisiyle sizin alakanız yoksa Yüksek Askerî Şûra'nın içinde siyasi, bu konuyla alakası olmayan kişilerin ne işi var? Ben, bunun siyasetini anlıyorum ama daha da ötesine gideceğim Sayın Bakan.
Yıl 2020, 19 Mayıs saat 13.40'da Millî Savunma Komisyonu üyesi ve Denizli Milletvekili olarak Sayın Genel Başkanımız tarafından Anıtkabir'de saat 19.19 da mozoleye minnetimizi, şükranımızı sunmak adına ve karanfilimizi bırakmak adına Sayın Genel Başkanımızın talimatıyla görevlendirildim. Bizzat sizinle de telefonla konuştum. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ne kadar siyasetleştiğinin belgeleri burada. Biz sizinle konuştuk, sizinle nazik bir telefon konuşması yaptık, Genel Başkanımıza selamlarınızı ilettiniz ve "uygundur." dediniz ama ardından ben yine de resmî prosedürleri uyguladım.
"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu beraberindeki milletvekilleriyle birlikte 19 Mayıs 2020 saat 19.19'da Anıtkabir'i ziyaret ederek Atatürk'ümüzün mozolesine karanfil bırakacaklardır.
Bununla ilgili gerekli iznin verilmesi konusunda ilgilerinizi rica ederiz.
Saygılarımla.
Teoman Sancar
CHP Denizli Milletvekili
Millî Savunma Komisyonu Üyesi"
Ardından sizlerin talimatıyla beni Genel Kurmay Özel Kalem Müdürü arıyorlar, ardında yazıyla, maille cevap veriyorlar: "Sayın Vekilim, malumunuzdur, Anıtkabir ziyaretiyle ilgili talebiniz onaylanmıştır. Bilgilerinize. Sağlıkla kalınız." Ben de ardından diyorum ki: "İlgi ve alakanıza teşekkür ederim." Ne oluyorsa oluyor, saat 16.30'dan 17.00'den sonra alelacele bilmediğim komutanlar beni arıyorlar "Sayın Vekilim, Genel Başkanınız hemen gelebilir mi?" Ya, benim Genel Başkanım istidacı mı hemen gelecek? Koca genel merkezde program yapmış. Ben diyorum ki: "Bu nedir? Neden böyle bir şey olmuştur?" diyorum. Sayın Millî Savunma Bakanının talimatından sonra bir üstte hangi makam var ki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanını o gün saat altıda alelacele oraya gitmek ve kapıda da milletvekillerini "Pandemi dolayısıyla "Valilik 10 kişiye kadar izin veriyor." diyerek araçtan indirmek durumunda bırakmıştır?
Ben şimdi size soruyorum: Bu komuta kademesinin en başı olarak siz bunu AK PARTİ Genel Başkanına yapabilir misiniz? Siz bunu Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanına yapabilir misiniz? Benim Genel Başkanım, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı her şeyi muntazam olarak sizin ağzınızdan söz almamıza rağmen, Sayın Bakan, biz neden o gün bu rezaleti yaşadık? Neden bu duruma düştük?
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - MHP'ye niye taş atıyorsun?
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Atmıyorum, taş mı kabul ettiniz siz bunu? Estağfurullah, siz bahane edecek yer arıyorsunuz Sayın Milletvekili. Ben saygımı, sevgimi... Asla bu konuda Genel Başkanlara kullanmam, bunu da bilin lütfen.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Kullandın ama.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Hayır, ne dedim? "AK PARTİ Genel Başkanına, Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanına yapar mıydınız?" dedim. Bunda ne var, nesine alındınız? Estağfurullah. Tamam, MHP Genel Başkanı sözümü, geri alıyorum.
"AK PARTİ Genel Başkanına yapar mıydınız?" diye soruyorum ve bu devlet adabıyla, devlet teamülüyle asla bağdaşan bir durum değildir. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Sizin hâlâ Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına bir özür borcunuz var kurum olarak. Anıtkabir, hiç kimsenin babasının malı değildir, Türk milletinin malıdır, tapulu bir maldır ve bu tapu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yüce ruhunun duruşudur ama maalesef, Anıtkabir'i bile siyasi anlamda artık -sizlerin yüzünden- siyasete alet eder hâle getirdiniz. Bununla ilgili üzüntülerimi size beyan ediyorum, söylüyorum.
Diğer açıdan, tabii ki her zaman söylediğimiz gibi şu anda bununla ilgili belgeler de bendedir, yazışmalar da bendedir, size verebilirim bu evrakların karşılığını.
Bedelli askerlikle ilgili biraz evvel arkadaşlar da söz ettiler. İstanbul'da olası bir depremde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamasına göre 7,5 şiddetinde bir depremde 400 bin AFAD görevlisine ihtiyaç olduğu söylenmiştir. Türkiye'de şu anda 400 bin sayısında AFAD görevlisi mevcut değildir. Bununla ilgili bir önerge verdik. Tabii ki sırf Cumhuriyet Halk Partisinden geliyor diye kenara atılmış olabilir ama dedik ki: Bedelli askerlik yapan arkadaşlarımızı 30 gün oraya buraya göndereceğinize bulunduğu ilde, garnizonda AFAD eğitimi verelim. Bunlar nasıl olsa zaten parasını peşin yatırıyorlar. Bu otuz günlük süreçte kendilerine de soruyorum, komutanlardan da bilgi alıyorum, burada bu AFAD eğitimi en azından onların olası bir depremde kendilerini, ailelerini, mahallelerini deprem zararından korumaya ve kurtarmaya vesile olacaktır diyorum.
Diğer açıdan, hep bir liyakatten bahsediyoruz. Sayın Bakanım, yine, verdiğiniz bütçe sunumunda askerler için, askerimiz için "Aklın ve bilimin ışığında, Anayasa çerçevesinde, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında görevlerini yapacaklardır." diyorsunuz ama ondan sonra da "Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ayrı ayrı bağlıdır." diyorsunuz. Yani Genelkurmay Başkanı bu sıralı amir ve komutaların neresinde? Şu anda bu değerli hazırun içinde Genelkurmay Başkanına bağlı olan hangi kurum vardır? Genelkurmay Başkanı bu anlamda şu anda ordunun hangi kademesinde, hangi emri ve yetkileri kullanmaktadır? Bu da bizim için önemlidir.
Diğer açıdan, geçtiğimiz sene yine Millî Savunma Komisyonundaydım, size bedelli askerlik rakamının çok yüksek olduğunu söyledim. Sizler yaptığınız araştırmalarda 145 bin kişilik bir istihdam beklediğinizi, talep beklediğinizi ve bunun da iki yıllık hesabınıza göre 290 bin yapacağını söylemiş idiniz. 36 bin liradan 40 bin kişiyi zor buldunuz bir yılda. 290 bin kişilik bir bedel hesabı, 40 bin kişilik talep gelmiş, bildiğim bu. Sizin raporunuzda var, 41 bin kişi. Şimdi, 145 bin nerede, 40 bin nerede? Demek ki burada da 7,5 milyarlık bir bütçe açığı oluştu ve bana da geçen yılki sunumda, Millî Savunma Komisyonu sunumunda bedelli askerlikten gelecek bedelin Türk Silahlı Kuvvetleri teçhizatında harcanacağını ve bunun da bütçe olarak ayrıldığını söylemiştiniz. Burada 7,5 milyarlık bir açık oluşmuş mudur, oluşmuşsa önümüzdeki döneme yönelik bedelli askerlikle ilgili rakamlarda bütçe indirimine, fiyat indirimine gitmeyi düşünüyor musunuz? Diğer açıdan 10 bin liranın, 15 bin liranın, 18 bin liranın olduğu dönemler vardı; 200 bin, 635 bin kardeşimiz bunu talep ettiler. Şu anda 40 bin liraya yaklaştı ama maalesef talep az.
Diğer açıdan, Sayın Bakanım, artık liyakatin, aklın, bilimin ışığından bahsediyorsak askerî liselerin açılması lazım. Biz "Kuleli Askerî Lisesi" dendiğinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü Dolmabahçe Sarayı'nda karşılayan, selamlayan aslan gibi askerleri, komutanlarımızı aklımıza getiriyoruz ama siz "Kuleli" dendiğinde hemen 15 Temmuza kilitleniyorsunuz ve Kuleliyi hizmete açmıyorsunuz. Beton binaların içindeki kişilerden dolayı nasıl bir suç olabilir? Kuleli bu ülkenin tarihinde vardır, Kuleli bu ülkenin kurtuluşunda vardır, Kuleli bu ülkenin kıdeminde, komuta kademesinde çok önemli bir yer almıştır; Harp Okulları yine buna bağlı. Neden bir askerî liyakati özelleştirme, serbestleştirme derdine düşüyoruz? Ben bu konuda özellikle istirham ediyorum, askerî okullarımızın tüm liyakatiyle, tüm donanımıyla, fen ve bilim ışığında açılması ve hizmet vermesi topluma fayda sağlayacaktır. Diğer açıdan tekrar söylüyorum, bu bizim için önemlidir.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Sancar, tamamlayalım lütfen.
HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Çok teşekkür ederim.
Bu yılki bütçenizin hayırlı olması dileklerimle, artık Millî Savunma Bakanlığının ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçekten komuta kademesinde liyakat, resmiyet, ciddiyet ve hakkaniyetle görevini yapmalarını ve görevlerinde de Allah inşallah ayaklarına taş değdirmesin dileklerimle saygılar sunuyorum.