| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2020 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, çok değerli Bakan Yardımcılarım, çok değerli milletvekilleri, çok değerli basın mensupları; hepinize saygılarımı sunmadan önce 2021 yılı Millî Savunma Bakanlığımız bütçesinin hayırlı olmasını diliyor ve bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli hazırun, vatanların olabilmesi için orduların olması şarttır. Dolayısıyla, her vatan eğer kendini toprak olarak, bayrak olarak hissedecekse bu vatanın üzerinde güçlü bir ordu ve güçlü bir neslinin olması lazım. Bu topraklara 1071'e, Sultan Alparslan'a baktığımızda, 1071'de Anadolu'ya girmiş; Selçuklular, Osmanlılar ve Osmanlıların da genç cumhuriyetine baktığımız zaman Türkiye Cumhuriyeti devletidir ve biz kendi ordumuzla, kendi Başkomutanımızla ve kendi Bakanımız Hulusi Akar'la da gurur duyuyoruz.
Ben, kendilerinin bize dağıtmış olduğu şu kitapçığa baktığım zaman gerçekten -bu kitapçık bütün milletvekillerimizin önünde var- insanın kendi ordusuyla gurur duymaması, insanın kendi al bayrağıyla gurur duymaması bana göre -o cümleyi kullanmak istemiyorum ama- farklı bir yere gitmesi lazım.
Şimdi, 2'nci sayfaya baktığınızda terörle mücadele; FETÖ, PKK, PYD YPG ve DEAŞ... Sayfaları çevirdiğinizde, Irak harekât alanı, PKK terör örgütü, Kandil, Sincar, Mahmur, Karaçok Dağı ve Irak; yine orada Pençe-Kartal Harekâtı var. 6'ya geldiğiniz de Suriye'deki gelişmeler. Burada bir şeyin altını çizmek istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti devleti Başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar'la birlikte asrın göçünü burada idare etmişler. Kim ne derse desin, Selçuklu ve Osmanlı bu toprakları hep korumuştur ama Selçuklu ve Osmanlı'nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti ve nesli bunu aynı şekilde idame ettirme gayesiyle daha önce rahmetli Turgut Özel döneminde Irak'tan gelen Kürt'ü, Türk'ü, o tarihteki Arap'ı yine kendi ülkemizdeki topraklarımızda misafir ettik. Yine şu anda baktığımız zaman, burada da demografik açıdan hiçbir insanı, dini, dili, ırkı ne olursa olsun ayırt etmeksizin bu devlet, bu topraklar ve bu Hükûmet asrın göçünü burada idare etti.
Yine, çevirdiğimizde, aynı şekilde Ege ve Akdeniz'de, Kıbrıs ve Ege, Akdeniz, Yunanistan, Azerbaycan can kardeşimiz, gururumuz Azerbaycan ve en son sayfaya geldiğinizde NATO, Afganistan ve diğer ülkelerle birlikte. Şunu söylüyorum: Biz Osmanlı'nın son durumlarına veya yükseliş dönemlerine bile baktığımız zaman dünya coğrafyasında belki 9 yerde birlikte -savaş demeyeyim ama- her ülkenin konumunda o tarihte de vardı... Ama şu andaki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Osmanlı'nın son dönemlerinden gelişmekte olduğu dönemden bile daha iyi bir konumdadır. Bu da bizim elimizi neyle güçlendiriyor? Elimizi Türk ordusuyla güçlendiriyor. Elimizi neyle güçlendiriyor? Elimizi Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomideki envanterleriyle güçlendiriyor. Geçmiş dönemlerde oldu, burada şu cümleyi belirtmek istiyorum: Biz burada "geçmiş dönemler" dediğimiz zaman bazıları gibi beynin arka lobunda Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükûmetini, ordusunu eleştirmek değil, bir yere sığınmak değil. Cümleleri böyle buraya geldiklerinde net olarak seçip de geliyorlar ama aslında beyinlerin arka lobunda farklı şeylerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Ordumuz bizim ordumuz ama o günkü sistem içerisinde gelen şahısların tercihleri farklıydı. Ama baktığımızda SİHA'lar, TİHA'lar, ATAK helikopterleri, FIRTINA'lar, obüsler ve şu anda bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprakları -3 dönemle birlikte- denizlerle çevrili. Bir tek eksiğimiz var, onu söyleyeyim: Uçak gemimiz yok ama onun haricinde hamdolsun devlet dimdik ayakta.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yol arkadaşları, Bakanlar Kurulumuz ve başta Hulusi Akar olmak üzere, dolayısıyla Cenab-ı Allah, Sayın Bakanım, sizin ve sizin ekibinizin ayağına taş değdirmesin, Rabbim sizin önünüzü hep açsın.
Buraya gelmişken bir şey daha arz etmek istiyorum. Dün bir makale vardı. Bakın, makale Fransa'da yayınlanmış, şunu söylüyor: "Azerbaycan zaferinde Türkiye'nin savunma sanayisi ürünleri çok büyük bir yer aldı." Peki, stratejik anlamda Azerbaycan-Nahçıvan arası kapı açılıyor. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin olmazlarından bir tanesi. S-400'ler, bu hükûmetlerin getirdiği en büyük başarılardan bir tanesi.
Akdeniz, Karadeniz, Orta Doğu, Türki Cumhuriyetler, bunların bütünü geliyor ve medyanın başında şu var, Avrupa'daki medyanın manşetleri diyor ki "Türkiye, yarının dünyasını şekillendiriyor."
Şimdi, meselemiz şurada: Eğer bu devlet Akdeniz'i, Karadeniz'i Ortadoğu'yu, Balkan ülkelerini, Türki Cumhuriyetlerini, kısmi Avrupa olmak üzere şekillendiriyorsa o zaman bizim bu devletimize alkış tutmamız lazım.
Şimdi, bu devlet -demin de arz ettim- 1071'de Anadolu'ya geldi. Ben Ağrı Milletvekiliyim. Ağrı'nın Patnos ilçesinde o zaman herhangi bir yerleşim merkezi yoktu ama Malazgirt Meydan Muharebesi vardı orada. Aslında biz bu tarihi de yenilemek istiyoruz; Malazgirt Meydan Muharebesi ve Patnos meydan muharebesi. Ama şunu söyleyeyim: O tarihte orada savaşanlar, Kürt'ü, Türk'ü, her neyse hepsi birlikteydiler. Bunların temel hedefi şu değildi: "Ne kadar Türk vardı, ne kadar Kürt vardı?" Mesele o değil, mesele o tarihte Anadolu'da Müslümanların nasıl bir arada olduğu ve herkes Sultan Alparslan'ın komutasında durdu, itaat etti ve Anadolu öyle zaferle neticelendi. Dolayısıyla şunu arz edeyim: Kimse o bölgelere demesin ki "Biz Kürt'lerin hamisiyiz." Burada, sabah, konuşmacı bir arkadaşın kendisi Kürtçe bile bilmiyor ama şunu söylüyor...
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Ana dilimi biliyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Senin ana dilini ben de biliyorum değerli Vekilim senin ana dilini ben de biliyorum.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Ana dilimi biliyorum.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Siz konuştunuz, bakın, siz konuştunuz. Ben size şunu söyleyeyim...
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Türkçe bilmeye gerek yok...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Milletvekilim... Sayın Milletvekilim, lütfen müdahale etmeyin.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Suçlama yaptı Başkanım.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Kürtlerle ilgili bir şey söylüyor.
Bakın, değerli kardeşlerim, ben Adalet Bakanlığının yapmış olduğu bütçede de konuştum. AK PARTİ'den önce kimse bir kelime Kürtçe konuşamıyordu. Kimse kendi çocuğuna Kürtçe isim veremiyordu. PKK'nın korkusundan gece saat altıdan sonra -bakın, ben Adalet Bakanlığı mensubuyum- hâkimler, savcılar bile konvoyla gidiyordu. Mesele neydi yani bu devletin meselesi neydi? Ya, o bölgede yaşayan Kürt'ün devletle bir ilişkisi var mı? Zerreyimiskal kadar yok. Ama size şunu söyleyeyim: Eğer sizin beyninizin arka lobunda bir Kürt devleti kurmaksa, şunu kesinlikle herkes kendi anasının ak sütü gibi helal olarak bilsin, Türkiye Cumhuriyeti devleti asla ve asla buna izin vermez. Ama başka bir şey daha söyleyeyim: Eğer Suriye gibi bir yerde siz Kürtleri savunacaksanız, sizin oradaki Kürtleri götürüp de kapitalist ülkelerin emrinin, boyunduruğunun altına bırakıp da lejyoner yapmaya kimsenin hakkı ve hukuku yoktur burada. Anadolu'da gezdiğiniz zaman herkes şunu biliyor: Ben burada huzurlarınızda da Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum. Bakın, Millî Savunma Bakanımız Ağrı'ya geldi -daha önce de Ağrı'da görev kapmış yüzbaşı olarak- inanın benimle birlikte üç taziye yerine yaya olarak gelmişiz ve akabinde biz oradaki aile büyükleriyle oturup sohbet etmişiz.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Çelebi, tamamlayalım lütfen.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu söylüyorum: Millî Savunma Bakanı bile AK PARTİ Hükûmetleriyle birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bölgede "Sen Kürt'sün, sen Türk'sün, sen Laz'sın, sen Çerkez'sin veya sen şusun..." Böyle bir ayrım yok. Ama her gelen arkadaş, bazıları, burada oturup da konuştuğu zaman kesinlikle ve kesinlikle biz buna izin vermeyiz.
Bakın "Arap Baharı." dedi. Değerli kardeşlerim, HDP'nin o tarihte atmış olduğu "tweet" burada. Kobani olayları... Bakın, burada resmen ve bilfiil milleti sokağa davet ettiler.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nerede? Oku, oku.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakın, ben size şunu söyleyeyim: Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkezi Kadın Koordinasyonu "Kadınlara çağrımızdır, herkes çıkıp açıklama yapsın..." Bunlardan en fazla etkilenenlerden bir tanesi de benim ilçem.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Çelebi, ekstra süre verdim, tamamlayalım.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Dolayısıyla şunu söyleyeyim: Türkiye'deki her demografik yapının hamisi Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükûmetidir.( HDP sıralarından gürültüler)
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın milletvekilleri bitiyor, dinleyelim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu da herkes net olarak bilsin: Şu anda Türkiye'de Kürtçe seçmeli ders. Geçen yine sizin milletvekillerinizden birisi "Dicle Üniversitesinde şu anda biz Kürtçe tez veriyoruz, kabul edilmiyor." dedi. Bakın, hep söyledim, nereden, nereye?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Senin çocuğun Kürtçe konuşuyor mu?
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Benim çocuğum Kürtçe konuşuyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Eğitim aldı mı ana dilinde?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Çelebi, tamamlayalım lütfen.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ana dili zaten Kürtçe ya, eğitim almasına gerek yok ki. Sen Kürtçe biliyor musun?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Eğitim aldı mı, eğitim aldı mı?
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın milletvekilleri lütfen.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Şunu söyleyeyim: Bak, ben geldim, Hrant Dink'in eşini ziyaret ettim, kızını ziyaret ettim, genel merkez olarak geldim oraya. Biz Genel Başkan Yardımcımızla birlikte gittik. Şunu söyleyeyim: Bu ülkede Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Ermeni'si, herkes...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Çelebi, çok teşekkür ederim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Değerli kardeşlerim, size samimiyetimle söylüyorum: Eğer dış mihraklar olmasa bu ülkede hiç kimsenin zerreyimiskal kadar kimseyle bir ilgisi yok. Bakın, bugün Suriye'de en büyük şeylerden, Nusayriler de dâhil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin hamisindedir o insanlar.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Çelebi, çok teşekkür ederim.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Ya, şunu söyleyeyim: Suriye'ye, Irak'a, Libya'ya, Avrupa ülkelerine, nereye bakarsanız bakın, en ufak bir insanlık ihlali olursa Türkiye Cumhuriyeti devleti, başta Cumhurbaşkanı ve akabinde bütün yetkilileri kurumlarıyla birlikte ayakta. Ama şunu söyleyeyim: Eğer bir devlet bunu yapacaksa bir devletin böyle bir Millî Savunma Bakanı, böyle bir ordusu ve böyle bir geleceği olmak zorundadır.
Teşekkür ederim.