KOMİSYON KONUŞMASI

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, öğleden önce tam üç saat, üç buçuk saat tartıştık yani bütün bu tartışmaların sonunda Allah'tan burada tartışmışız dedik yani.

BAŞKAN - Hep beraber söyledik onu.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Allah'tan da muhalefet varmış.

BAŞKAN - Onu da söyledik, teşekkür ederiz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ettiniz mi daha önce, şimdi mi ediyorsunuz?

BAŞKAN - Teşekkür mü? Ben ederim her zaman.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi, bir teklif olarak geldi. Geneli üzerinde değerlendirmeler yapıldığı zaman burada her muhalefet milletvekili söz aldığında bu maddeye mutlaka atıfta bulundu, dedi ki: "Yanlış düzenleme yapmışsınız, bunu gözden geçirin, bu şekilde getirmeyin." Dikkate alınmadı. Bugün gün boyunca yapılmış bütün konuşmalarda, maddeyle ilgili yapılmış bütün konuşmalarda -ayrıca diğer ara konuşmaları söylemiyorum- herkes yine aynı noktada bir şeyler söyledi. Maddedeki düzenleme dışında aynı Komisyon üyemizin imzaladığı ayrıca 3 tane önerge var. Bakın, Sayın Süreyya Sadi Bilgiç'in şu anda bu maddeyle ilgili 3 tane önergesi var ve bir yerden yakaladık, 3'üncü denemeyi yaptılar...

BAŞKAN - 3'üncü denemede tuttu, diğer 2'sini geri çektik.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 3'üncü denemede tutturabildik.

Şimdi, bu kadarına gerek yoktu. Başından itibaren söylüyoruz arkadaşlar, düzenlemeyi getirince biz art niyetle yaklaşmıyoruz, iyi yasama yapmak istiyoruz, çıkardığımız yasanın bir şeyi var. Kendisine de hatırlattık, bakın, burada bir yasa teklifi getirirken, öneri getirirken bari gerekçesini yazın. Uygulayıcı uygulayacağı zaman, bir noktada tereddüde kapıldığı zaman dönsün, gerekçeye baksın, referans alsın, kararını versin, kanaatini tamamlasın. Yardımcı olalım uygulayıcıya. Neden böyle sürekli dönüp dolaşıp tereddütlerimizi ifade etmek durumunda kalıyoruz? Uygulamadaki bir sıkıntıdan kaynaklı olarak. Eğer daha önce yasal düzenleme yapılır iken, yasama organı yasayı yaparken bu tereddüdü ortadan kaldırmış olsa idi bu maddeye ihtiyaç olmayacaktı. Esasında bir yönüyle belki bir alana yönelik olarak geçici bir süre için bir yasal düzenleme yapıyoruz ama mükerrer de yasa yapıyoruz. Yasada mevcut olan, ta otuz iki yıldan beri uygulanan yasada mevcut olan bir maddeye netlik sağlıyoruz. Neden? Uygulayıcı tereddütte kaldığı için, karar veremediği için böyledir. Biz de başından beri bu tartışmayı yapıyoruz. Yasayı getirirken, teklifi getirirken tereddütlere zemin bırakmayacak şekilde net, somut getirin. Bürokrat geliyor -arkadaşlarımızı tenzih ediyorum- tam vâkıf değil; kurumlar geliyor, bir uyum yok, her bir kurumumuz bir şey söylüyor. Bir kurumumuzun, bir bakanlığımızın temsilcisini bugün buraya çağırmamış olsaydık yanlış düzenleme yapacaktık, inat yüzünden yanlış düzenleme yapacaktık, İstanbul'un yarısını afet bölgesi ilan edecektik, sonra da çivi çakamayacaktık, mesele bu.