| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2020 |
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - Sayın Başkan, kıymetli Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri, Sayın Bakanım, Bakan yardımcılarım, kıymetli bürokratlar ve çok kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, coğrafi olarak etrafında önemli denizleri bulundurması, İstanbul ve Çanakkale boğazlarıyla Karadeniz'in geçiş kapısı olması, Avrasya ve Avrupa kıtalarının ortasında bulunması ülkemizin jeopolitik açıdan vazgeçilmez bir konumda olmasını sağlamaktadır. Devletlerin caydırıcı bir savunma sanayisine sahip olmaları stratejik ve millî bir zorunluluktur. Biz, mazisinde güçlü, yerli ve millî savunma sanayisine sahip olan, böyle bir gelenekten gelen bir milletiz. Bunun doğal sonucu olarak coğrafyamızda, tarihimizin her döneminde Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti kimliğiyle varlığımızı güçlü bir şekilde sürdürebilmemizdeki en büyük etkenlerden biri de hem caydırıcı hem de savaşa her daim hazır bir orduya ve etkili bir savunma altyapısına sahip olmamızdır. Kendi vatanımızda ve tüm dünyada barışı sağlamanın yolu olan caydırıcılığı sağlayabilmek için iyi yetişmiş, disiplinli, donanımlı, hareket kabiliyeti yüksek, dünyadaki teknolojik yenilikleri takip eden bir ordunun mevcudiyeti önem arz etmektedir. Şöyle bir tarihimize bakacak olursak, Fatih Sultan Mehmet Han'ın çizimlerini bizzat yaptığı "şahi" topları 18 tonu bulan ağırlıklarıyla devrin en gelişmiş silahıydı. Osmanlı, tüfek üretiminde çok uzun yıllar boyunca dünyanın önde gelen sanayilerinden birine sahip oldu, II. Abdülhamit Han'ın İstanbul'da kurduğu modern barut, fişek, top fabrikaları cumhuriyete miras olarak kaldı. Cumhuriyet döneminde Kırıkkale başta olmak üzere, Anadolu içlerinde yayılan silah sanayisinin gerisinde yine güçlü bir milletin şaha kalkışı vardı. Nuri Demirağ'ın Kayseri'de kurduğu uçak fabrikası, Nuri Killigil'in İstanbul'da kurduğu silah fabrikası savunma sanayisinin öncüleri olarak hâlen hafızalardadır. Ülkemizi güçlendirme ve kalkındırma amacıyla hayata geçirilen tüm bu kritik projeler, dönemin ufuksuz, vizyonsuz idarecileri tarafından sabote edilmiştir. Türkiye yıllarca, âdeta kasıtlı ve bilinçli bir şekilde savunma sanayisinde dışa bağımlı bırakılmıştır. Ülkemizin ilk uçak fabrikasının özellikle kapısına 1950 yılında kilit vuranlarla bugün bizi savunma sanayisinde attığımız adımlardan dolayı eleştirenler, aynı sığ zihniyetin mensuplarıdır; oysa Nuri Demirağ'a, Vecihi Hürkuş'a, Nuri Killigil'e sahip çıkılsaydı, bugün savunma sanayisinde bambaşka bir konumda olurduk. Çok şükür ki 2002'de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la başlayan güçlü ve büyük Türkiye hedeflerimiz sayesinde savunma sanayisine büyük önem verildi. Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın kurduğu ROKETSAN, bugün BORA, KHAN, ATMACA, CİRİT, UMTAS, OMTAS, L-UMTAS füzeleri, İHA'larımızın vurucu gücü MAM-L ve MAM-C akıllı mühimmatları, SUNGUR, HİSAR ve SİPER gibi hava savunma projelerimizi de başarıyla devam ettiriyor. Ağır sınıf torpido ve Denizaltı Savunma Harbi Roketleri üzerinde çalışan ROKETSAN, ALTAY tankı ve Leopard 2A4 tanklarımızı zırh sistemleriyle donatıyor. Savaş, nakliye ve başlangıç eğitim uçağı ile insansız hava aracı üreten TAI, uçak motoru üreten TEI, paletli zırhlı araç üreten FMC-NUROL, tekerlekli zırhlı araç üreten OTOKAR, frekans atlamalı ve elektronik harbe karşı korumalı telsiz ailesi üreten Marconi Komünikasyon, Stringer ve muhtelif çok namlulu roket sistemi üreten ROKETSAN, F-16 uçakları için elektronik harp sistemi üreten MİKES, mobil radar üreten Thomson-Tekfen Radar, 6x4 tekerlekli zırhlı araç ve taret üreten Nurol Makine, komuta-kontrol-muharebe sistemleri üreten AYESAŞ ile mikro elektronik, elektro-optik ve güdüm sistemleri üreten ASELSAN Akyurt tesisleriyle bugün ordumuzun gücüne güç katıyoruz. Bu başarıların en yakın örneği de; son olarak hep birlikte şahit olduğumuz, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin öz topraklarını işgalden kurtarmak için gerçekleştirdiği teknoloji ağırlıklı mücadelesi olup gerekli caydırıcılığı sağlayarak süreci hızlandırdığını ve barış anlaşması yapılmasına katkı sağladığını görebiliriz.
Bununla birlikte, 2016 yılından bu yana Suriye'nin kuzeyinde yuvalanan PKK/PYD-YPG ve DEAŞ varlığını sonlandırmak, bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek ve hudutlarımızın, halkımızın huzur ve güvenliğini sağlamak maksadıyla Suriye'nin kuzeyinde Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtlarının başarıyla icra edildiği, bölge halkının temel ihtiyaçlarının karşılanması ve yaşamsal destek sağlanmasına ilişkin faaliyetlerin gerçekleştirildiği görülmektedir.
Ayrıca ordumuzun mavi vatan kapsamında son bir yıldır Doğu Akdeniz, Ege ve Libya'da sürdürülen çalışmalar ve tatbikatlar kapsamında Ege'de ve Doğu Akdeniz'de hak ve menfaatlerimizi korumaya, barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam ettiğini gözlemlemekteyiz.
Hemen her konuyu istismar aracı haline getirenlerin asıl niyetlerini elbette biliyoruz, bunların vatan, millet, memleket gibi bir dertlerinin olmadığının da farkındayız. Türlü bahanelerle yerli ve millî bir savunma sanayisi oluşturmamıza engel olanların, çamur atanların amacı 83 milyonun birliğine, beraberliğine, kardeşliğine kastetmektir. Allah'a hamdolsun şimdiye kadar milletimiz bu oyunlara gelmemiş, istismar edilmesine asla fırsat vermemiştir.
Bu bağlamda, ordumuzu destekleyen teknolojik açıdan dünya standartlarını sağlayan, dışa bağımlılığı azaltan millî ve yerli bir savunma sanayisinin oluşturulması artık kaçınılmaz olmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği, teşviki ve desteği kapsamında savunma sanayi projelerinde yerliliği ve millîliği yükseltecek projelere kaynak aktarılması gerektiğini kıymetlendirmekteyim.
Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; sonuç olarak, ülkemizin şu anda içinde bulunduğu zorlu şartlar altında Millî Savunma bütçesinin arz ettiği özellik göz önünde bulundurularak değerlendirme yapmanızın tüm ülkenin menfaatine olduğunu düşünüyorum.
Sözlerime son verirken Milli Savunma Bakanlığımızın 2021 yılı bütçesinin devletimize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.