| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2020 |
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Sayın Bakanım, Sayın Komisyon Başkanım, Sayın Bakan Yardımcılarımız, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun kıymetli milletvekilleri, Bakanlığımızın değerli bürokratları, basınımızın kıymetli mensupları; Millî Savunma Bakanlığımızın 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere bir aradayız. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, biraz önce konuşan İYİ PARTİ sözcüsünün FETÖ konusunda ileri sürdüğü yanlış ve yanlı fikirleri reddediyoruz ve kendilerine iade ediyoruz. FETÖ'yle mücadele Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde kararlı bir şekilde sürdürülmektedir. Bizzat içinde olduğum bu mücadele, 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra AK PARTİ tarafından kararlı bir şekilde devam ettirilmektedir.
Sayın Vekilim, uygun bir zaman bulabilirseniz bir kahvemi içersiniz, size de yaptıklarımızı anlatırız.
FETÖ dünyanın en büyük casusluk örgütüdür, Amerika Birleşik Devletleri adına çalışmaktadır, hainlik yapmaktadır; hiçbir şekilde Amerika'ya uşak olmayacağız. AK PARTİ ve Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri hiçbir zaman ihanet içinde olmamışlardır, bu söyleminizi de size iade ediyoruz. Ordumuzu Peygamber ocağı olarak görüyoruz. Ordumuzu FETÖ'den arındırdıkça ordumuz zaferler kazanmaya, destan yazmaya devam ediyor Allah'a hamdolsun. FETÖ'yle mücadelede hangi partinin nerede durduğunu aziz milletimiz çok yakından takip etmektedir.
Sözlerime başlarken bin yıldır vatanımızın bekası için gözlerini kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 82'nci yılında saygı ve rahmetle anıyorum. Ülkemizin ve milletimizin istiklali ve istikbali, güvenliği, huzuru için vazife icra eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman personeline teşekkür ediyorum. Rabb'imden ülkemizi her türlü beladan, musibetten korumasını, yürüttüğümüz mücadeleleri zaferle neticelendirmesini niyaz ediyorum.
Günümüz dünyasında savunma ile güvenliğin sahası ve masası daha geniş ve çok katmanlı hâl almıştır. Güvenlik meseleleri çeşitlenmiş ve iç içe geçmiş durumdadır. Çok boyutlu ve ciddi sınamalarla dolu bir coğrafyadayız. Dünyada kartların yeniden karıldığı, sancılı olduğu, bir o kadar da kritik bir döneme girmiş bulunuyoruz, zorlu bir konjonktürün içinden geçiyoruz ancak hiç kimsenin bizi hedeflerimizden koparmasına, büyük ve güçlü Türkiye idealimizden vazgeçirmesine müsaade etmeyeceğiz. Merhum Mehmet Akif'in dediği gibi "Tarih ancak ibret almayanlar, hatalarından ders çıkarmayanlar için tekerrür eder." Milletin emanetini taşıyan siyasetçiler olarak bizlerin de tarihten ders alarak istikbalimizi inşa etmemiz gerekiyor. Özellikle, coronavirüs salgını sonrası yeniden şekilleneceği anlaşılan yeni dünya düzeninde hak ettiğimiz yeri muhakkak almalıyız. Ülkemiz, geçmişte önüne çıkan pek çok fırsatı maalesef değerlendirememiş; kavgalar, kısır ideolojik çekişmeler sebebiyle enerjisini heba etmiştir.
Kalbi millet ve memleket sevdasıyla yanıp tutuşan herkesi büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek olmaya davet ediyorum: Gelin şehitlerimizin emanetine hep beraber sahip çıkalım, gelin bu ülkeyi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım, gelin 2023 ve 2071 vizyonumuzu beraber inşa edelim, gelin Türkiye'yi aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyalım. Bunu başardığımızda -Allah'ın izniyle- ülkemizin önünü kesebilecek, milletimizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyacak hiçbir engel yoktur. Türkiye'nin 2023 yürüyüşü, içeride ve dışarıda pek çok kesimi rahatsız etmiştir. Dikkat ederseniz, ülkemize yönelik saldırılar bu süreçte, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde artmış ve çeşitlenmiştir. Hamdolsun, Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu saldırıların hepsini boşa çıkardık, sokaklarımızı kaosa teslim etmedik, terör örgütlerine boyun eğmedik, meydanı darbecilere bırakmadık, ülkemizin güney sınırları boyunca kuşatılmasına rıza göstermedik, ekonomik tetikçilere de teslim olmadık; evet, çok büyük bedeller ödedik, çok acı kayıplar verdik, çok sinsi tuzaklarla karşılaştık ama hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık.
İnşallah, her alanda çok daha fazlasını gerçekleştirerek milletimize, bize verdiği hasbi destek ve yaptığı fedakârlıklar için borcumuzu ödemeye devam edeceğiz. Bu büyük milletin şartlar ne olursa olsun istiklali ve istikbali için destan yazmaya devam edeceği, bunu içeride ve dışarıda herkese göstereceğimiz bir yıla giriyoruz. Türkiye'nin tökezlemesini ve yere kapaklanmasını bekleyenleri hüsrana uğratmaya devam edeceğiz.
Buradan bir kez daha tekrarlıyorum: Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, özellikle de toprağında gözümüz yoktur. Biz, sadece kendi haklarımızın müdafaası içindeyiz. Bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak için diplomasinin tüm yollarıyla birlikte gücümüzün tamamını kullanmakta kararlıyız.
Doğu Akdeniz'de barışı, huzuru, istikrarı egemen kılmanın yolu; Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarına saygılı olmaktan, tanımaktan, teslim etmekten geçiyor. Bunun dışındaki hiçbir zorbalığa ve komedi düzeyine varan oyunlara eyvallah etmeyeceğiz. Türkiye olarak biz, kendi işimize bakıyoruz, öyle de devam edeceğiz.
Değerli hazırun, Karadeniz'de ve Akdeniz'de hidrokarbon kaynaklarını aramayı sürdüreceğiz. Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan'da Hakk'ın ve haklının durmayı sürdüreceğiz. Türkiye, terör örgütleriyle ve asayişi bozmaya yönelik her türlü eylemle mücadelede tarihinin en başarılı neticelerini bizim dönemimizde almıştır. PKK'dan YPG'ye, DEAŞ'tan FETÖ'ye kadar ülkemize saldırılması için beslenip büyütülen ne kadar örgüt varsa hepsinin başını ezdik, eziyoruz, ezeceğiz. Terör örgütünün ülkemiz içindeki silahlı unsurlarının sayısı, kuruluş döneminin dahi altına inmiştir.
Türkiye olarak ihtilafın başından itibaren Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduk; etnik kimliğine, kökenine, inancına bakmadan milyonlarca Suriyeli sığınmacıya kucak açtık, Suriye'nin terör örgütleri eliyle parçalanmaması için büyük hassasiyet gösterdik, gerektiğinde fiilî müdahalede bulunarak insani dramın ve bölücü emellerin önüne geçtik, bütün yaptırımları ve gerginliği azaltmak için olan tüm faaliyetlerimizi protokollere uygun biçimde ilerlettik. Komşumuz Suriye'nin bir an önce huzura, güvenliğe ve istikrara kavuşması için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz.
Sadece Suriye'de değil, Irak'ın kuzeyinde de Türkmen kardeşlerimizin refahı ve bu insani dramı durdurmak için, aynı zamanda PKK terör örgütüne darbe indirmek için yapılan Pençe Harekâtı'mız da başarıyla icra edilmektedir. Her geçen gün PKK terör örgütüne ardı arkası kesilmeyen darbeler indirilmektedir. Bu uğurda şehadete eren tüm kahraman Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet ve ailelerine başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, Libya halkıyla aramızda köklü dostluk ve kardeşlik bağları bulunmaktadır. Libya'da darbecilerin yaptığı saldırıların ne kadar büyük ve acılı olduğunun farkındayız. Libya'nın meşru hükûmeti olan Millî Mutabakat Hükûmetinin yardım çağrılarına, Türkiye Cumhuriyeti olarak, sadece biz yanıt vermiş bulunmaktayız. Libya Hükûmetine gönderilen mensuplarımız sağlık, eğitim, yardım ve danışmanlık desteği vermek için ellerinden geleni yapacaklardır, yapıyorlardır. Sadece Libya'yla kalmayıp yavru vatan Kıbrıs'taki krizin ana temeli olan ve hak hukuk tanımayan Rumlara karşı, kardeşlerimizin ve kandaşlarımızın yegâne destekçisi olduğumuzu da belirtmek isterim.
Öte yandan, Ermenistan'ın anlaşmalarla yasaklanmış silah ve mühimmat kullanarak masum sivilleri, sivil yerleşim yerleri ile kamu binalarını hedef alması aleni olarak savaş ve insanlık suçudur. Hedef gözetmeyen bu saldırılar esnasında Azerbaycanlı sivil kardeşlerimiz hayatını kaybetmiş, Ermenistan bu saldırılarıyla bir kez daha bölgede barış ve istikrarın önündeki en büyük engel olduğunu göstermiştir. Azerbaycan, meşru müdafaa hakkı kapsamında, kendi halkını ve toprak bütünlüğünü korumak ve vatan topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak maksadıyla kendi topraklarında başlattığı harekâtı başarıyla yerine getirmiş ve bu mücadelede muzaffer olmuştur.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Lütfen konuşmacıyı dinleyin.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Biz konuşurken siz dinlediniz mi?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, konuşmacıyı dinleyelim, hatibi dinleyelim lütfen.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Salı günü erken saatlerde, Rusya öncülüğünde yürürlüğe giren yeni ateşkesin ve anlaşmanın Azerbaycan ve Ermenistan halklarına huzur ve barış getirmesini dilerim.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hatibi dinleyin, hatibi!
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, ne diyorsun ya!
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Ben konuşurken hepiniz konuştunuz, dinlemediniz.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, saygısızlık yapmayın ya!
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen hatibi dinleyelim, karşılıklı konuşmayalım arkadaşlar.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Türkiye, Azerbaycanlı kardeşlerimizin yürüttüğü bu haklı davada yanındadır ve yanında olmaya devam edecektir. Öz topraklarını Ermeni işgalinden kurtarırken şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerek ülkemizin içinde gerek ülkemizin dışında, ister Irak'ın kuzeyinde ister Suriye'nin kuzeyinde ister Barış Pınarı Harekâtı'nda ister İdlib'de ister Libya'da ister Azeri kardeşlerimize karşı Ermenistan'ın şu anda yapmış olduğu saldırılarda hiçbir zaman mazlumları yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Etki alanımızdaki her yerde adaleti, hakkı, hukuku, güvenliği, huzuru, refahı; velhasıl, insani tutum hasletlerini hayata geçirerek farkımızı ortaya koyacağız. Kimsenin toprağında, egemenliğinde, hele hele doğal kaynaklarında gözümüz olmadığını bugüne kadar yaptıklarımızla ispatladık.
Millî savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımızın karşılanmasıyla uluslararası alanda caydırıcılık oluşturmada teknolojik bağımsızlık her zamankinden daha kritik bir hâle gelmiştir. Bu anlayışla insan kaynağından teknoloji üretimine kadar geniş bir yelpazede projelerimizin hayata geçirilmesi hususunu da kamu ve özel sektör hep birlikte yürütüyoruz. Kamu ve özel sektör savunma sanayisi kuruluşlarımızın bu doğrultuda yürüttükleri her proje, geleceğimize daha da güvenle bakmamızı sağlıyor. Savunma sanayisinde ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarmak amacıyla on sekiz yılda yerlilik oranını yüzde 20'lerden yüzde 70'lerin üzerine çıkardık hamdolsun; nereden nereye.
2002 yılında sadece 62 savunma sanayisi projesi yürütülürken bugün proje sayımız 700'ün üzerine çıkmıştır. Yıllık savunma sanayisi ve havacılık cirosu 9 milyar dolara yaklaşırken ihracatımız da 2,7 milyar dolara yükselmiştir. Tüm savunma sanayisi ihtiyaçlarımızı yerli ve millî imkânlarla üretir hâle geldik, geliyoruz. Yürüttüğümüz mücadelede en büyük güven kaynağımız Türk Silahlı Kuvvetlerimizin üstün teçhizat ve sistemlerle donatılmış olarak sahada yerini almış olmasıdır. Savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan kurtarmak için verdiğimiz emeklerin karşılığını, tıpkı bugün olduğu gibi, birer birer almaktan memnuniyet duyuyoruz.
"Dünya 5'ten büyüktür." demeye, dünya mazlumlarının sesi ve umudu olmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken bir kez daha aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla yâd ediyor; bütçemizin Bakanlığımıza, milletimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Sayın Bakanım, zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan kahraman ordumuzun Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve zatıalinizin komutasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da nice başarılara imza atacağına olan güvenimiz tamdır. Allah yâr ve yardımcımız olsun diyor, bütçemizin bereketli olmasını diliyorum.
Saygılarımla.