KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, Komisyonumuzun Başkanı ve üyeleri, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Enerji, evrenin yapı taşıdır; Einstein'a göre maddenin de temelidir. Dolayısıyla evren enerjidir denilebilir. Termodinamiğin ikinci yasası olan entropi yani kaos artışını dengeleyebilmek, düzenli üretim yapabilmek ancak enerji kullanımıyla olur. Günümüzde büyük devletler de büyük enerji kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden, enerji kaynaklarına sahip olmak veya yakınlık bir jeostratejik güçtür.

Elimde Bakanlığın 2021 Performans Programı'nda 7 adet stratejik amaç bulunmaktadır. Bu amaçlar içinde 31 hedef tanımlanmıştır. Maalesef bu hedefler arasında çevrenin korunması, sera gazının azaltılması, yeşil enerji gibi hedefler bulunmamaktadır. Yani biz kalkınmayı düşünüyoruz ama sürdürülebilir kalkınmayı şimdilik düşünmüyoruz. Hedefler arasındaki yenilenebilir enerjinin payının artırılmasıyla çevreye duyarlılığın da gerçekleştiği düşünülmüş olsa gerek ama biliyoruz ki yenilenebilir enerji elde edeceğiz diye çevreye ve doğaya çok zarar verildi. Jeotermal enerji santralleriyle, özellikle nehir tipi santrallerin yapımıyla çevre ve orman varlığımızın, doğal güzelliğimizin çok zarar gördüğünü, tarımın darbe aldığını biliyoruz. Bakanlığın maalesef gelecek nesillere karşı duyarsızlığından ötürü hem yasal hem de ahlaki sorumluluğunu yeterince yerine getirmediğini söyleyebiliriz.

Burada bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Değerli arkadaşlar, yenilenebilir enerji kaynakları, doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı demektir. Yenilenebilir enerji kaynakları, diğer yakıtlara nazaran çevreye daha az zarar vermektedir. Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ülkemizde de teşvik edilmektedir. Burada belirtmekte fayda görüyorum: Çöp ya da lastik yakarak elde edilen enerji yenilenebilir enerji olarak değerlendirilmemeli. Yakma işleminden sonra ortaya çıkan gazların doğaya zarar verdiği de aşikâr.

Ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelime bakacak olursak, 2018 yılı itibarıyla toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 44'ten yüzde 45,23'e yükselmiştir. Yine, YEKDEM kapsamında, kurulu gücü toplam 20.900 megavat olan 777 kişiye destek sağlanmıştır. Bu kapsamda verilen destekler 2019 yılında, 2018 yılına göre yüzde 22,5 bir artış demektir. Biz de devletimizin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesini destekliyoruz; teşvikler, destekler ve araştırmalar artarak devam etmelidir. Bu, yalnızca şimdi daha az maliyet için gerekli değil, geleceğimiz için de gereklidir. Fakat burada bir sorun var: Alım garantileri. Güneş enerji santralleri için devletin verdiği alım garantisi kilovat saat için 13 sent yani kilovat saat için 1 lira civarında para veriliyor. Bu fahiş fiyat devletin zararına olsa bir dert, vatandaşa yansıtılsa bir dert. Ayrıca hidroelektrik, rüzgar, jeotermal, biyokütle, bunlar için de dolarla teşvikler var. Hani yerli parayla iş yapacaktık? Neden dolar üzerinden garanti verildi? Türk lirasını neden kullanmıyoruz Sayın Bakan?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Altıntaş, lütfen tamamlar mısınız.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Biz kendi paramızı kullanmazken değerlenmesini nasıl bekleyeceğiz? Bunun gerekçesi üretim araçlarının dolarla ithal edilmesiyse, başka alanlardaki üreticiler de dolarla araç satın alıyorlar. Onlar dolar riskini alırken bu desteğin ayrıcalığı nedendir?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Altıntaş, teşekkür ediyorum.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Tamamlıyorum Sayın Başkan, son cümle.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun, tamamlayın.

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Bakın, doların yükselmesi sizi neden ilgilendirmiyor? "Dolar borcunuz var mı?" diye sormuştu eski Bakan, varmış işte, hem de ülke içinde dolarla borcumuz var. Verdiğimiz garanti dolarla, biz de dolarla ödeme yapıyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.